You don't want to see this tradutor Turco
303 parallel translation
I don't know how she feels about me, and so I'm just kind of- - I'm taking it slow, but at the same time, it's really hard'cause I really want to, you know, see where this is gonna go.
Bana olan hislerini bilmiyorum ve bu yüzden biraz ağırdan alıyor gibiyim ama aynı zamanda çok da zor çünkü gerçekten de bu işin nereye uzanacağını görmek istiyorum.
If you read the contract carefully... you will see I don't have to play after this hour unless I want to.
- Evet.
And don't make up your mind about this dress... because I've got another one in there I want you to see.
- Tek isteğim ışıkları kapatmak. Bence bu iş hiç de sana göre değil.
You don't want him to see you like this.
Seni böyle görmesini istemezsin ya.
You don't want Irving to see you like this.
Irving'in seni böyle görmesini istemezsin ya.
They figure you don't want me around, you don't want to see me, and if I go away for a while, maybe I'll get all this out of my mind.
Beni etrafında istemediğini, beni görmek istemediğini ve kısa süreliğine uzaklaşırsam tüm bunları aklımdan çıkaracağımı düşünüyorlar.
I don't want to see you continue to suffer like this...
Bu şekilde acı çekmeye devam etmeni istemiyorum.
- I don't want to see you like this anymore.
- Seni bu şekilde görmek istemiyorum artık.
This is a bathrobe and I don't want to put it on, you see?
Bu banyo bornozu ve giymek istemiyorum, anladın mı?
I don't want to see you in this room again.
Şimdi kaybol buradan. Seni bu odada bir daha görmek istemiyorum.
I don't want to see you in this house!
Seni bu evde görmek istemiyorum!
Don't you want to see the prize you get for living this long?
Bu kadar uzun yaşamanın mükâfatını görmek istemiyor musun?
I'm giving you a break'cause your brother was in my outfit. I don't want to see you in this town again.
Kardeşin eskiden benim ekibimde olduğu için seni rahat bırakıyorum, bir daha da seni buralarda görmek istemiyorum.
I don't want to see you spend the rest of your life in this place.
Senii hayatının tüm geri kalanı boyunca burada görmek istemiyorum.
Now, ladies, you don't want to see this now.
Haydi, bayanlar, bunu görmek istemezsiniz.
I don't want you to see me like this.
Beni böyle görmeni istemiyorum.
Krysya, I don't want you to see this.
Krysya, seni görmek istemiyorum.
But you see, the thing is, I don't want him to know about this until after we're married.
Ama anlarsın, mesele şu ki evlenene kadar onun bunu bilmesini istemiyorum.
Don't you want to see this?
Filmi izlemeyecek misiniz?
Please, I don't want you to see this.
Lütfen, bunu görmeni istemiyorum. Hayır...
I don't want him to see you looking like this.
Seni böyle görmesini istemiyorum.
If you don't mind my asking, sir. I want to see what's at the bottom of this conspiracy of silence.
Bu suskunluğun sebebini öğrenmek istiyorum.
You don't want to see this.
Bunu görmeni istemiyorum.
Kay, you don't want to see this.
Kay, bunu görmek istemezsin.
- You don't want to see this.
Bunu görmek istemezsin.
Alex, this is Maggie. I don't want to see you, I don't want to talk to you.
Alex benim Maggie, seni görmek, seninle konuşmak istemiyorum.
I don't ever want to see you do anything like this again.
Bir daha böyle bir şey yaptığını görmek istemiyorum.
You people got all this room back there- - so many that you don't even have to see each other if you don't want to- - but you're always fighting over one little place in the back.
Şu arka tarafta bir sürü boş yer var... o kadar çok ki istemezseniz birbirinizi hiç görmezsiniz... ama siz şu arkadaki küçücük yer için kavga ediyorsunuz.
I don't want you to see me like this.
Beni bu şekilde görmenizi istemiyorum.
All I care about is I don't want to see you selling this shit in the school again.
Umurumda olan tek şey, seni bir daha bu okulda bu boku satarken görmemek.
Yeah. You got a long time to live, and you don't want this thing dragging you backwards, see?
Bak, önünde uzun bir ömür var ve bu kötü olayı unutman gerek.
You don't want to see this.
Bunu görmemelisin.
I don't know who you are or where you came from, but you're a guest in this house, and there was a Janey, but no one is mad at you, and we don't want to judge you, and I don't think... you should be so fast to judge other people's blow jobs... because what you see isn't always what you get.
Sizin kim olduğunuzu bilmiyorum. Ama siz misafirsiniz. Bir Janey vardı eskiden.
I don't want you to see this.
Bunu görmenizi istemiyorum.
What do you do at the end of a date when you know you don't want to see this person ever again for the rest of your life?
Bir çıkma sonrası ne yaparsınız yani o insanı bir daha ömrünüzün sonuna kadar görmek istemeyeceğiniz bir çıkma sonrası?
You don't want them doing anything that makes other doctors go, " l have to see this.
Diğer doktorlara şunu dedirtecek.. .. birşey yapmalarını istemezsiniz, " Bunu görmeliyim.
I don't see why this is necessary. You don't want to show up for your big date looking like Yosemite Sam.
bunun neden gerekli olduğunu anlayamıyorum ilk buluşmanızda kendini Yosemite Sam gibi göstermek istemezsin sanırım
You can't tell me you don't want to see this.
Bunu görmek istemediğini söylemeyeceksin herhalde.
You don't want to see me put Felton with this new guy, do you?
Felton'ın yanına bu yeni elemanı vermemi istemezsin değil mi?
You've worked very hard on this experiment and you don't want to see it fail.
Bu deney üzerinde çok çalıştın ve başarısız olmasını istemiyorsun.
My friends, don't you see we need this child if we want to find Dryland?
Arkadaşlarım, Toprak Ülke'yi bulmak istiyorsak o çocuğa ihtiyacımız olduğunu anlamıyor musunuz?
Mom, I don't want you to see this.
Bunu görmeni istemiyorum.
You're not alone. I don't want your friend to see me like this.
Hayır, arkadaşının beni böyle görmesini istemiyorum.
Take tomorrow off, too. I don't want to see you this week.
Haftanın geri kalanında seni çalışırken görmek istemiyorum!
I don't expect you to understand the pain and suffering my family went through but I did come here thinking that this office might want to see justice finally served.
Sizden, ailemin ve benim yaşadığımız sıkıntıları anlamanızı beklemiyorum. Buraya, bu ofisin adaletin sonunda uygulandığını, görmek isteyebileceğini düşünerek geldim.
- You don't want to see this.
- Bunu görmek istemezsin.
I don't want you to see this mess.
Senin bunu görmeni istemiyorum.
I don't want to see him or you till this is resolved.
Olay çözülene kadar ne seni, ne de onu görmek istemiyorum.
I don't want to see you in this hospital again.
Bu hastaneye giremeyeceksiniz.
I don't want to see you this way.
Seni bu şekilde görmek istemiyorum.
Believe me, you don't want to see this.
İnanın bana, bunu görmek istemezsiniz.