You have my word on it tradutor Turco
40 parallel translation
You have my word on it.
Söz veriyorum.
You have my word on it, Charlie.
Sen, üzerinde Charlie söz veriyorum.
You have my word on it.
Buna söz veriyorum.
You have my word on it.
Sana söz veriyorum.
You have my word on it.
Bu konuda söz veriyorum.
You have my word on it.
Söylemeyeceğime söz veriyorum.
You have my word on it.
Onurum üstüne yemin ederim.
You have my word on it, Captain.
Sözüm söz Kaptan.
- You have my word on it.
- Elbette. Gel. Sana söz veriyorum.
- You have my word on it.
- Sözüme güvenebilirsiniz.
You have my word on it.
Size söz veriyorum.
You have my word on it.
Onun için sana söz verdim.
The safe is untouched. You have my word on it.
Kasaya asla dokunulmadı.
You have my word on it.
Bu sözüme güvenebilirsin.
You have my word on it.
Sözüme güvenin.
You have my word on it, number 40.
Bu konuda sana söz veriyorum, 40 numara.
You have my word on it.
Sana yemin ederim.
You have my word on it, Number 40.
Sana söz veriyorum 40 Numara.
You have my word on it.
Benim sözüme güveniyor musun?
I won't leave you. I promise. You have my word on it.
Seni bırakmayacağım, yemin ederim, güven bana.
You have my word on it, Merlin.
Bu konuda sana söz veriyorum Merlin.
You have my word on it.
- Sana söz veriyorum.
You have my word on it..... as a gentleman.
Bir beyefendi olarak sözüm sözdür.
You have my word on it.
Söz verdim.
You have my word on it.
Size söz veririm.
Yeah, I'll break them into little pieces for you, you have my word on it.
Merak etme hepsinin işini bitireceğim senin için söz.
You have only my promise, but I give it sincerely that if we are allowed to leave peacefully no word of what we have seen shall be passed on to a living soul.
Sözüme güvenin, içtenlikle söylüyorum ki eğer barış içinde buradan ayrılmamıza izin verilirse yaşayan tek bir canlıya gördüklerimiz hakkında tek bir söz edilmeyecektir.
You can have my word on it.
Bana güvenebilirsin.
You have my personal word on it.
Size söz veriyorum.
You have just got to take my word on it.
Sözüme güvenmelisin.
It's not one you ever expect to have to keep, and I'm not going back on my Word, but it's your life.
Bu pek tutulması beklenen bir söz değil, ama sözümden dönmek niyetinde değilim, hayat senin hayatın.
You can have me, Mr. Abberline, my word on it, only, you must let me be for now.
Beni tutuklayabilirsiniz Bay Abberline, söz veriyorum. Ama şimdilik bana müsaade edin.
You have my word on it.
Bu konuda size söz veriyorum.
But i'm telling you, it's got nothing to do with our ops. You're just gonna have to take my word on that.
Olabilir ama söylüyorum ya, bunun operasyonumuzla bir ilgisi yok.