You have to be careful tradutor Turco
623 parallel translation
Only you have to be careful to dive where the deep pool is.
Sadece suyun derin tarafında atlamaya kalkarsan, dikkatli ol.
You have to be careful, Miss Osaki
Bayan Osaki dikkatli olmalısınız.
Of course, you have to be careful, don't you... not to get a thief or a sex fiend?
Hırsız ya da seks manyağı olmamalarına... dikkat etmeli tabii, değil mi?
- I'll touch it very care... - You have to be careful, understand?
- Ona dokunurken çok...
- You have to be careful...
- Dikkatli olmalısınız- -
You have to be careful
dikkat etmelisiniz
You have to be careful about your health.
Sağlığına dikkat etmelisin.
I do it sometimes, but you have to be careful.
Bazen yapıyorum ama dikkatli olmalısın.
Hey little fellow, you have to be careful anyway.
Hey küçük adam, her halikarda dikkatli olman gerekiyor.
But you have to be careful of the prickles.
Ama dikenlerine dikkat etmelisiniz.
I don't know. But you have to be careful.
Bilmiyorum Ama dikkatli olmalısın.
You have to be careful I know, but it's only because of him that I can... tackle Feng Kaishan and Gao Hongtu.
Çok dikkatli olmalısınız biliyorum, ama ancak onun sayesinde...
But you have to be careful
Ama çok dikkatli olun
You have to be careful.
Dikkatli olmak zorundasın.
But you have to be careful
Ama daha işimiz bitmedi
You have to be careful around a place like this.
Böyle bir yerde dikkatli olmalısın. Hoşçakal.
" You have to be careful.
"Çok dikkatli olmak lazım".
From now onwards, you have to be careful
Şu andan itibaren çok dikkatli olmalısın
You have to be careful with those guys.
O adamlara dikkat etmelisin!
And in those areas you have to be very careful to interpret them correctly.
Ve o bölgelerde, sonuçları doğru yorumlamak için çok dikkatli olmalısınız.
Be careful you don't have to apologize again, Dubois.
Dikkat edin de tekrar özür dilemek zorunda kalmayın bay Dubois.
I told you to be careful with your arrests, and what have you done?
Tutuklamalar konusunda dikkatli olun demiştim, peki siz ne yaptınız?
You talk about collecting. Be careful, you may have to pay off.
Paranı almanın hesabını yaparken, dikkatli ol da, borçlu çıkma.
You have to be very careful with this.
Bunu yaparken çok dikkatli olmalısın.
Now, Helen, I don't want to frighten you but because of what happened in town we have to be especially careful for the next few days.
Helen, seni korkutmak istemiyorum ama kasabada olanlar yüzünden önümüzdeki bir kaç gün özellikle dikkatli olmalıyız.
You have two good reasons to be careful.
Dikkatli olmak için iki sebebin var.
We'll have to be careful. You'd better give me the key back.
Bana anahtarı geri versen iyi olur.
You don't have to be that careful.
Bu kadar dikkate gerek yok.
You'll soon be well and then you won't have to be so careful.
Yakında iyileşeceksin ve sonra çok dükkatli olman gerekmeyecek.
You'll have to be careful, Olympia.
Dikkatli olmalısın Olympia.
Be very careful not to drop them or you'll have to pay for them.
Sakın düşürmeyin, yoksa parasını cebinizden ödersiniz!
Yes, but we have to be very careful, especially you, Pinkerton.
Evet, ama çok dikkatli olmalısınız Özellikle de Pinkerton.
You just have to be more careful.
Daha dikkatli olmanız lazım.
lady These two bottles are different You have to be very careful
Hanımım bu 2 şişe farklılar çok dikkatli olun!
You'll have to be careful, though.
Dikkatli olman gerekecek.
You must be careful not to have the trains crash.
Tren kazasına neden olmaman için dikkat etmelisin.
Being as how you've known him longer than I have, you know enough to be careful how you wake him up,'cause he's a bad one when he's drinking.
Onu benden daha uzun süredir tanıdığın için onu uyandırırken dikkatli olman gerektiğini biliyorsundur çünkü sarhoşluğu gerçekten çok pis.
" Even if you have a small advantage, be careful not to lose it.
" Çok az şansın olsa bile, onu kaybetmemek için dikkatli ol.
I have to be careful in dealing with... a cunning man like you
Senin gibi bir hilekara karşı... çok dikkatli olmalıyım!
You have to be right careful wi''em, sir, right patient.
Doğana karşı çok dikkatli olmak gerek. Çok sabır ister.
You have to only be careful about the gears.
Sadece vitese dikkat etmelisin.
Go to the doctor and arrange something so you don't have to worry about babies. You must be careful.
Bir ara doktora gidip, önlemini al ki bebek olacak diye endişelenme.
You're gonna have to be careful backing up because the orchestra is right behind us.
Geriye doğru giderken dikkat et ; çünkü orkestra tam arkanda olacak.
You have to relax, you mustn't take the world too seriously and you have to be very careful what you say when you go out on the terrace.
Rahatlamalısın, olup bitenleri çok ciddiye almamalısın ve balkondayken ağzından çıkan sözlere çok dikkat etmelisin.
So you've got to be careful, before you even have a chance to know what's happening to you.
Bu yüzden dikkatli olmalısın. Başına gelenleri anlamaya fırsatın bile olmaz.
Be careful what you say to me or I'll have your face smashed in!
Benimle konuşurken sözlerine dikkat et, yoksa yüzünü parçalattırırım.
So you all have to be careful.
O nedenle çok çok dikkat edin!
You'll have to be careful.
Dikkatli olman lazım.
You have to be very careful who you pick up on these roads.
Bu yollarda kimi aldığınıza çok dikkat etmelisiniz.
When I was driven out I felt I was followed I felt the same way when I came to see you I have heard the ten assassins are lurking around these parts you'd better be careful
Klandan sürüldüğümde... takip edildiğimi hissetmiştim... Aynı hissi buraya gelirken de hissettim! O 10 ünlü süikastçinin... bu bölgede cirit attığını duymuştum
Trolley? You have to be mighty careful getting on and off those trolleys. Push and shove, the devil's behind you.
Bu tramvaylara çarpmamak için çok dikkat etmek lazım... Vurur çiğner ezer geçer