You have to go to school tradutor Turco
285 parallel translation
You have to go to school.
- Okula gideceksin.
No, you have to go to school.
Hayır. Okula gitmeniz gerek.
" Kelly, you have to go to school.
Kelly, okula gitmelisin.
" Kelly, you have to go to school.
Bugün Bundy ailesinin eğlence günü olacak.
You know how long you have to go to school to be a lawyer?
Avukat olmak için kaç yıl okula gitmen gerek, biliyor musun?
Did you have to go to school for that?
- Bunun okuluna gittin mi?
I mean, you have to go to school, sweetheart.
Yani, okula gitmen gerekiyor, tatlım.
You have to go to school.
Okula gitmen gerekiyor.
- You have to go to school, Geofge.
- Okula gitmelisin, George.
You have to go to school.
Okula gitmek zorundasın.
You have to go to school.
Okula gitmeniz lazım.
Don't you have to go to school?
okula gitmen gerekmiyoru mu?
So you know you have to go back to school... even though you may hate the very thought of it.
Düşüncesinden bile nefret etsen de... okula dönmen gerektiğini biliyorsun.
So you change into something nicer when you don't have to go to school.
Okula gitmek zorunda olmadığın zamanlarda çok daha hoş birine dönüşüyorsun.
Did you have to go to any special school or anything?
Hiç özel okula filan gittin mi?
- You'll have to go to school from there.
- Okula oradan gideceksin.
You have to go to karate class three times a week and you have three days at school.
Haftada üç kere karate derslerine katılmak durumundasın ve üç gün de okula gidiyorsun.
You know you wanna go, you know we have to keep school open, and you know I'm a better teacher than you are.
Gitmek istediğini biliyorsun ve okulu da açık tutmak zorundayız. Ve yine biliyorsun, ben senden daha iyi bir öğretmenim.
You don't have to go to high school for that.
Bunun için liseye gitmen gerekmiyor.
You want me to say you have a fever so you don't have to go back to school.
Sana, ateşin var okula gitmesen de olur dememi istiyorsun.
You don't have to go to school now, right?
- Okulun yok mu senin?
It's a week where you don't have to go to school.
Okula gitmeniz gerekmediği bir hafta.
You have to take a... slight pay cut and go back to school for your MBA and share the office with me, consult with me on all major decisions, and since you lack any practical experience, you'll have to wait tables when the bar is busy,
Okula dönecek ve işletme yüksek lisansı alacaksın. " Ofisi benimle paylaşacak ve. pratik deneyimin olmadığı için barın yoğun olduğu zamanlarda.
You don't have to work, do not have to go to school, what more do you want?
İnsan bir haber verir! Nasıl verecek? Bu çöplükte telefon yok ki!
YOU HAVE TO GO TO SCHOOL.
Okula gitmek zorundasın.
You never go to class, and I understand your transcript doesn't show any prior grades or test scores or anything to indicate that you even have the minimum requirements to be at this school, or any school, for that matter.
Derslere hiç girmiyorsun, ve anladığım ki transkriptinde önceki notların görünmüyor ya da test sonuçları ya da herhangi bir şey belirtilmiyor, bu okul da olabilmen için minimum gereksinimlere bile sahip değilsin, ya da hatta herhangi bir okulda.
You've got to work. lf you don't go to school, you have to work.
Çalışmak zorundasın. Okula gitmiyorsan çalışman gerek.
IF YOU DON'T HAVE A PLACE, ANYBODY WHO CAN'T FIND YOUR FAMILY, GO TO THE SCHOOL!
, okulda bir sığınak kuruyorlar! Yeri olmayanlar, ailesini bulamayanlar okula...
Do you have to go to a school to become a Carabiniere?
Jandarma olmadan önce, okula gittin mi?
I don't mean go to school, because you'll not get it there. It means you have to develop an independent mind and work on it. That's extremely hard to do alone.
Teknoloji sayesinde ilk kez dünyada birçok noktadan canlı yayın yapabiliyor.
Jessie, why do you have to go away to school?
Jessie, neden daha uzaktaki bir okula gitmek zorundasın?
When you're little and have to sit next to someone you hate you don't even want to go to school.
Küçükken, nefret ettiğin birinin yanına oturmak zorundasındır okula gitmek bile istemezsin.
Now, you gonna have to do better than that if you wanna go to Alabama... or any other school.
Şu durumda, Alabama'ya veya başka hangi okula gitmek istiyorsan... bundan daha iyisini yapmak zorundasın.
You have the opportunity to go to school, and it's here. So take it.
Okula gitme fırsatın var ve o fırsat burada.
You took it like a man, therefore we have decided that you're ready to go to the cliffside school for Boys.
Bu nedenle seni Cliffside'a göndermeye karar verdik -
Now if you'll excuse me, I have a school play to go to.
Şimdi, izninizle, okuldaki bir müsamereye katılmalıyım.
Okay? And if that happens, from this day on, any time your kid leaves this house to go to school, go play, see a friend, to buy a fucking comic book, you're gonna have to ask yourself, is today Jimmy Shaker day?
Böyle bir şey olursa, bundan böyle, oğlun her evden çıktığında, okula gittiğinde, oyuna gittiğinde arkadaşlarıyla gittiğinde, bir kitap almaya gittiğinde kendi kendine
Do you have to go, to that school, tomorrow morning?
Yarın sabah o okula mı gitmek zorundasınız?
I tell you, if Marcy had headlights like these I wouldn't have to go to traffic school.
Marcy'nin böyle basenleri olsa trafik dersine falan gitmezdim.
Don't you hate that we have to go back to stupid school tomorrow?
Yarın şu aptal okula geri döneceğimiz için sen de sinirli misin?
So, have you thought about where you want to go to school yet?
Hangi okula gideceğini henüz düşündün mü?
- Yes, you see I spen a lot of time going to law school and I was able to go because I have a slightly higher intelect than others.
Mesela ben uzun süre hukuk okulunda okudum ; oraya gidebilmiştim çünkü diğer insanlardan birazcık daha akıllıydım.
- Have you seen the unwashed miscreants that go to that school?
- Okula yıkanmadan gelen mahlukları hiç gördün mü sen?
You have a job, a place to stay, your kids have a school to go to, and there's a D'Agastino's right around the corner.
Bir işin, kalacak yerin var. Çocukların okula gidiyor. Sokağın köşesinde de bir market var.
To make the Friday 8 : 00 a.m. Deadline, you're gonna have to go old school.
Başarılı olmak için eski yöntemleri izlemek lazım.
I have to go. I'll see you at school tomorrow.
Şimdi gitmem gerek, yarın okulda görüşürüz..
Just let me finish what I have to say to you and then, after that, if you want to go to the school board, so be it.
size soyleyeceklerimi bitirmeme izin verin ve sonra okul kuruluna kadar gidebilirsiniz
In fact, one of the first things they teach you in fire school is... okay, well I have to go now.
Hatta yangın okulunda öğrettikleri ilk şey de... Tamam, kapatmak zorundayım.
You shouldn't have to go to school today.
Bugün okula gitmemelisin.
But you will have to go to school.
Ama okula gitmeniz gerekiyor.
You have to go back to school, go back home.
Okula gitmelisin, eve geri dönmelisin.