You need to see this tradutor Turco
580 parallel translation
You need to see this for yourself.
Bunu kendiniz görmeniz lazım.
Madam Vice-President, I think you need to see this.
Sayın Başkan Yardımcısı? Sanırım bunu görmek isteyeceksinizdir. Burası, CNN flaş haberler.
You need to see this for what it is and given that, I promise you we'll get the bastard who did this.
Gerçeği görmen gerekiyor. Sana söz veriyorum. Bu işi yapan alçağı bulacağız.
Hate to be the bearer of bad news, but you need to see this.
Kötü haber vermek istemezdim ama bunu görmelisin.
- You need to see this.
- Bunu görmen gerek.
You need to see this for yourself.
Kendin görmelisin.
- You need to see this.
- Bunu görmelisiniz.
I need to see an X-ray to be sure, but you've got a hole this size.
Emin olmak için röntgenlerini görmeliyim ama şu büyüklükte yaran var.
But after what you've heard this morning... I see no further need of trying to protect him.
ancak bu sabah duyduklarımdan sonra... o'nu korumaya gerek olmadığını düşünüyorum.
You'll need more than one to see you through this party ─ all my fault too.
Bu partiye dayanabilmek için birden fazlasına ihtiyacın olacak.
You see, what I need to know is... could a man actually be in one place doing one thing... and still in his mind be elsewhere... doing something else, but so vividly, with such detail... that this is the real, the living part of his life to him?
Şimdi öğrenmek istediğim şu : Bir adamın, gerçekte bir yerde bir şey yaparken aynı anda, kafasında tüm detaylarıyla başka bir yerde başka bir şey yapması, ve bunu da asıl gerçeklik gibi hissetmesi mümkün müdür?
I'll need you to see he takes this though.
Yarın ona bu ilacı verin.
You see, I said to myself, I said, "Chester, what does this ship need that you could contribute?"
Kendi kendime sordum efendim : "Chester, bu gemiye nasıl katkıda bulunabilirsin?"
A famous specialist like him doesn't need to see you this often.
İyileşirsen, onun gibi uzaman bir doktoru bu kadar sık görmek zorunda kalmazsın.
I don't need any research or documentation to see this thing is sucking the life out of you.
Ama aslında bu şeyin senin hayatını emdiğini görmek için araştırmaya veya belgelere ihtiyacım yok.
What I do need you for, is to see that this dear child is returned safely to the palace... with both the treasure and her virginity intact.
senden yapmanı istediğim, bu çocuğu sağ salim saraya geri getirmen hazineyle birlikte, ve bekareti bozulmamış olarak.
I don't think they need to see this until you're finished with it, you know?
Bunu sen bitirene kadar görmeleri gerekmez diye düşünüyorum.
- Oh, no. Monty? This is very important, and I need to see you now.
- Önemli.Sizi şimdi görmem lazım.
Long enough to see you need about 400 roach motels in this place.
400 hamamböceği moteline ihtiyacınız olduğunu görecek kadar.
I'm going to see this through... but I need you to help me.
Bırakmayacağım. Bunu sonuna kadar götüreceğim ama yardımınıza ihtiyacım var.
- I need to see the plans then for this house,'cause you're making a very big fucking mistake.
Çok kötü bir hata yapıyorsunuz.
As I see it, you need two words to make it in this town -
Bence bu şehirde ayakta kalmak için iki kelime gerekiyor -
You need to see this trick.
Bu hileyi görmelisin.
My friends, don't you see we need this child if we want to find Dryland?
Arkadaşlarım, Toprak Ülke'yi bulmak istiyorsak o çocuğa ihtiyacımız olduğunu anlamıyor musunuz?
But how can you expect a newspaper to pay for... for something like this? I do need it, don't you see?
Gazetemizin böyle bir yazı için... para ödeyeceğini nasıl düşünürsün?
No, I haven't seen anything, and I don't need to see anything, sir, but I can tell you this ship is fucked.
Hayır hiçbir şey görmedim. Görmeme gerek de yok. Ama bu geminin b.ktan olduğunu söyleyebilirim.
I need you to see this.
Şunlara bak.
You really need to see this.
Bunu gerçekten görmek istersin.
The messenger Barnabas, who brought this letter, will come to see what you need, and will pass it to me.
Yardım etmek mi? Bize yardım etmek istiyormuş! Kimsin sen?
Swanky. But you don't need a satellite to see who's gonna win this race.
Güzel ama yarışı kimin kazandığını anlamak için uyduya gerek kalmayacak.
I need to know you are out there if I am ever to see through this.
Eğer görürsem orada olduğunu bileceğim.
- You see, I don't think at this point, we need to discuss Grandma's mortality.
Bu noktada, Büyükannenin ölümlü olmasını tartışmayalım.
You see, this is why you need me, Feyd to help you think, to help you plot.
Gördün ya, işte bu yüzden bana ihtiyacın var Feyd... düşünmeni, plan yapmanı sağlıyorum.
See? That-that is exactly why you don't need to mess around with this.
İşte, işte bu yüzden buna bulaşmamalısınız.
Yeah, we actually might be willing to consider buying this car, but first I think we're gonna need to see a little flexibility on your end, you know what I mean?
Bu arabayı almayı düşünüyor olabiliriz ama önce sizin verebileceğiniz en düşük fiyatı görmemiz gerekiyor. Ne demek istediğimi anladınız mı?
You don't need to see this.
Bunu görmene gerek yok.
You're going to need Depends after you see this hand.
Bu elden sonra çocuk bezine ihtiyacın olacak.
You see, this is why you need me, Feyd to help you think, to help you plot.
Arrakis'in zenginliklerini ölü birine bırakamam. Ne zenginliği? Ulaklar yeni Fremen saldırıları hakkında haber getirip duruyor.
You know, I need to come in and see you this week.
Bu hafta sizi görmeliyim.
If you're enjoying the sounds of Liberace and want to see more quality programming such as this, we need the support of generous viewers like you.
Liberace'nin müziğinden zevk alıyorsanız ve böyle programları izlemeye devam etmek istiyorsanız sizin gibi cömert izleyicilerin desteğine ihtiyacımız var.
The thing this is, you see, I- - I, uh... I need you to, uh, come with me... on an errand.
Aslında benimle bir angarya için gelmen gerekiyor.
We need you to look at this photo to see if it's the same man.
Sadece resme bakıp, sana tecavüz edenle aynı kişi olup olmadığını söyle.
Mama, you don't want to see this, but I need...
Anne, bunu görmek istemezsin.
You know, we need to screen what we've got... invite some regular people, just some random off-the-street types and see what real people think of this.
Biliyor musun, elimizdeki kısımları... sıradan insanlara göstermeliyiz, sadece sokaktaki rastgele insanlara ve gerçek insanlar bunun hakkında ne düşünüyorlar görmeliyiz.
Except you have to see this enormous need to do better.
Ancak büyük bir kendini geliştirme ihtiyacından olabilirdi.
I hate to come to like this, but I need to see you.
Sana bu şekilde gelmekten nefret ediyorum ama sana ihtiyacım var.
I know this sounds weird but if you need to see other women to figure this out I can handle it.
Garip gelecek, biliyorum... ama başka kadınlarla olmak istersen... bunu anlayabilirim.
I ask you, Astrid, what kind of sick world is this when children need an appointment to see their own father?
Sana soruyorum Astrid... bu nasıl aşağılık bir dünyadır ki... çocukların babalarını görmek için randevu almaları gerekiyor?
This calamity was brought on by your need to see Keller, so the only way for you to punish yourself
Bu bela başına Keller'ı görmek istediğin için geldi, bu yüzden kendini cezalandırmanın tek yolu
You really need to see this.
Bunu görmen gerek.
You need to see what you're doing to this family.
Bu aileye ne yaptığını görmelisin, Les.