You should come with us tradutor Turco
209 parallel translation
It was the whim of Ali that you should come with us.
Bizimle gelmeniz için Ali sızlandı.
You should come with us.
Bizimle gelmelisin.
Kit, if it's so serious, you should come with us.
Kit, durum bu kadar ciddi ise sen de bizimle gelmelisin.
You should come with us, sir.
Bizimle gelmelisiniz, efendim.
You should come with us.
Sen de bizimle gelmelisin.
You should come with us to the Orbit, Mr. Walker. It'd be fun.
Siz de bizimle Orbit'e gelmelisiniz Bay Walker.
You should come with us, Delenn.
Bizimle gelmelisin, Delenn.
You should come with us.
- Siz de bizimle gelmelisiniz.
You should come with us and watch Rory perform.
Bizimle Chilton'a gelip Rory'yi izlemelisin.
Raquel and I are taking a trip to L.A. I think both of you should come with us.
Raquel'le Los Angeles'e gidiyoruz. Siz de bizimle gelin.
You should come with us.
Keşke bizimle gelseydin.
I think you should come with us.
Sen de gelsen iyi edersin.
You know what? You should come with us.
Neden bizimle gelmiyorsun?
Yeah, you should come with us!
Evet, bizimle gelmelisin.
Maybe you should come with us. Oh, the boy's too busy.
Belki de bizimle gelmelisin.
- But until they're discovered, you should come with us.
- Doğru! Ama onlar keşfedilene kadar bizimle kalmalısın.
You should have come with us, Aunt Birdie.
Keşke bizimle gelseydin, Birdie Yenge.
Very well, I will pipe down, as you put it, but it should be perfectly obvious that with your income gone there's only one course for you to follow, and that is to come home now, with us.
Pekala, istediğin gibi çenemi kapatacağım. Ama gelir kaynağın gittiğine göre izleyebileceğin tek yolun bizimle eve dönmek olduğu gün gibi ortada.
We're talking about that now. We think you should come over to discuss it with us.
Oturup bunu enine boyuna konuşmamız gerekir diye düşündük.
You should have come with us.
Bizimle gelmeliydiniz.
You should have come with us to London.
Bizimle Londra'ya gelmeliydin.
- Please come in. - Thank you. Dr. McKeever is busy monitoring a test, but he should be with us shortly.
Dr. McKeever bazı testlerle meşgul, birazdan bize katılacaktır.
You should come back with us and enjoy the glory of that success.
Bizimle gelecek ve başarınızın zaferinizin tadını çıkaracaksınız.
You guys should come with us.
Sizde bizimle gelmelisiniz.
Anyways... nigga, I said you should come up to Kansas with us.
Her neyse, dedim ki, neden sen de bizimle Kansas'a gelmiyorsun.
Come with us, you should see someone else.
Başka birini görebilirsiniz.
You should come down with us.
Bizimle gelmelisin.
- You will come and stay with us. - I should like that.
- Gelip bizde kalırsınız.
You should come and have lunch with us before you go.
İstediğin zaman bize gelebilirsin.
You should come to the match with us this afternoon.
Öğleden sonra bizimle maça gelmelisin.
well, I think you should come and stay with us.
Bence gelmeli ve bizimle kalmalısın.
You should've come with us when we came out.
Biz ayrıldığımızda bizimle gelmeliydin.
WELL, HI. UM, HEY! YOU SHOULD COME WITH US.
Sen de bizimle gelmelisin.
Rather I was thinking that you too should come with us for jogging.
Ben, sen de bizimle birlikte koşarsın diye düşünüyordum.
- Huh - Captain, don't you think Simon should come with us?
Kaptan, Simon da bizimle gelse olmaz mı?
If you are gonna be in town for the day, you should just come with us...
Eğer düğün günü şehirde olacaksan bizimle gelip...
Devon, I mean? You know, you should come down and spend a weekend with us.
- Gelip bizimle bir hafta sonu geçirin.
You should come with us.
Bizimle gelmelisiniz.
- Gotcha. You and Jess should come with us to the game tonight.
O benim erkek versiyonum.
You should- - You should come home with us.
Geri dönüp bizimle yaşamalısın.
You guys should have come to the arboretum with us.
Siz de kesinlikle Ağaç Parkı'na gitmelisiniz.
You should come out with us.
Bizimle gelmelisin.
You should've come with us instead of working for Dr. Dad, Scotty!
Doktor Gutts'la çalışmak yerine bizimle gelmeliydin.
I'm trying to decide whether to stay and wait for the phone call or whether I should go out and treat myself to a movie. Why don't you come with us?
Niye bizimle gelmiyorsun?
Jackson, I love that you're doing this, but I also feel like I should call the guys... with butterfly nets to come get you and me and all of us.
Jackson, seni seviyorum. Bunu yapmana bayıldım. Ama kelebek kepçeli adamları çağırıp seni almalarını söylemeliyim.
Red, you should come on the road with us. My cousin Gene's going. To watch my back.
Red, bizimle yola çıkmalısın Kuzenim Gene de gelecek
They'll try and slow your decline, but you really should come with us, because we have some of the best physicians in the world on payroll,
Rahatsızlığını yavaşlatmaya çalışacaklar. Ama gerçekten bizimle gelmelisin. Çünkü dünyanın en iyi doktorları elimizde.
Yeah, you should totally come with us.
Mutlaka sen de gelmelisin.
- You should come to the office with us, teacher.
Bizimle müdüriyete kadar geleceksin muallim bey. - Sebep?
You should come fishing with us one weekend.
Haklı, dostum. Bir haftasonu bizimle balık avına gelmelisin.
We have a spelling club in my school, maybe you - should come practice with us sometime.
Okulda bir kodlama kulübümüz var, belki bir ara bizimle çalışmalara katılmak istersin.