You should have said something tradutor Turco
97 parallel translation
You should have said something about it.
Bunu bize söylemeliydin.
You should have said something.
Bir şey söylemeliydin.
Maybe you should have said something to the police.
Belki de polise bir şeyler söylemeliydin.
You should have said something.
Birşeyler söylemeliydin.
You should have said something.
Ama ağzından tek kelime bile çıkmadı.
You should have said something in the first place.
Baştan söylemeliydin.
You should have said something... earlier.
Daha önce söylemeliydiniz.
You should have said something...
Gerçekten sana birşeyler söylenmeli...
You should have said something.
- Bir şeyler söylemiş olmalısın.
You should have said something.
- Bir şey söylemeliydin. - Kime?
- You should have said something.
- Keşke söyleseydin..
You should have said something.
Bir şey söylemen gerekirdi.
- You should have said something.
- Keşke bunu daha önce söyleseydin.
Sorry, you should have said something.
- Üzgünüm, keşke birşey söyleseydin.
If you didn't want to come today then you should have said something.
Madem gelmek istemiyordun neden bir şey söylemedin?
- Well, you should have said something.
Bir şey söylemeliydin. Randevumuz yemek içindi.
You should have said something.
- Affedersin. Bir şey söyleseydin.
You should have said something!
Bir şey söylemeliydin.
- You should have said something clearer.
- Bana doğru dürüst bir şey söylemeliydiniz.
- If seeing this girl was so important to you, then you should have said something instead of sneaking off and lying to us.
- Eğer bu kızı görmek senin için bu kadar önemliyse, sıvışıp yalan söylemektense bize bir şeyler anlatman gerekirdi.
If you wanted to break up, you- - you should have said something.
Eğer ayrılmak istiyorsan, önceden söylemeliydin.
You should have said something, though.
Yine de bir şey söylemeliydin.
You should have said something about five seconds ago.
Beş saniye önce söyleseydin ya.
Or maybe you said something that hurt her, or maybe you said nothing when you should have said something.
Yâda ona kırıcı bir söz söylemişsindir. Veya bir şeyler söylemen gerektiğinde hiçbir şey söylememişsindir.
You just, you should have said something.
Bir şey söyleseydin keşke.
You should have said something.
Daha önce söylemeliydin.
Well, maybe you should have said something sooner,'cause I honestly have no idea that I'm doing it.
Belki de bunu daha önce söylemeliydin, çünkü bunu yaptığımın farkında değilim.
If you were sick, you should have said something.
Hastaysan, söylemeliydin.
You should have said something.
- Bana anlatabilirdin.
You should have said something.
Önceden söylemeliydin.
You should have said something before I hit you
Sana vurmadan önce söylemen gerekiyordu.
If that was the case, you should have said something from the very beginning.
Durum buysa, en başından bir şeyler söylemeliydin.
You should have said something half an hour ago.
- Başta söyleyeceğini sonda söylüyorsun!
Please regard what I have said merely as something to draw upon should you ever feel so inclined.
Lütfen az önce söylediklerimi, kendinizi hazır hissetiğinizde hatrınıza gelecek sözler olarak ele alın.
Have you seen that idiot today who said that one should do something only when it's needed?
Bugün şu "bir şey sadece yapılması gerektiği zaman yapılmalıdır" diyen salağı gördün mü?
You should've said you were coming, I could have made something.
Eğer geleceğini söylemiş olsaydın, bir şeyler hazırlardım.
- You think I should have said something?
- Bir şey söylemem gerekir mi? - Ne?
Even then... you people should have said something.
Buna rağmen... Millet, bana söylemeliydiniz...
Something I should have said to you a long time ago.
Sana uzun zaman önce söylemem gereken bir şey.
And you know, I should have stood up and said something... the moment that you threw us in with the enlisted men... instead of quartering us properly as officers.
Subay muamelesi görmek yerine... er muamelesi gördüğümüz anda... buna isyan edebilirdik.
Before we get started, there's something I have to tell you something I should've said to you before I let you take the case.
Başlamadan önce sana söylemem gereken bir şey var. Aslında bu davayı almadan önce söylemem gereken bir şey.
But you still should have said something to me, man.
Ama yine de bana bir şey söylemeliydin, dostum.
I should have told you, I know. I should have said something.
Sana söylemeliydim, biliyorum, bir şeyler söylemeliydim.
But, I have to tell you something and it's the kind of something that should only be said in person, or on a giant screen at a baseball game.
Ama sana öyle bir şey....... söylemem gerekiyor ki ya şahsen ya da beyzbol sahasındaki dev ekranda söylenmeli.
Maybe you should ask yourself, is there something you might have said to lead her on?
Bir düşün bakalım, onu ümitlendirebilecek bir şey söylemiş olabilir misin?
There's something you need to know about Ryan, something I should have said a long time ago.
Ryan hakkında bilmen gereken bir şey var. Bunu sana çok önce söylemeliydim.
I should have said something to you from the start.
En başta sana anlatmalıydım.
Oh, well, you just should have said something in the first place, because I could get you a really sweet piece of tail.
Çünkü sana gerçekten çok tatlı şeker kızlar ayarlayabilirim. O benim kızım seni pislik herif!
I should have said something to you.
Sana bir şey söylemeliydim.
You're the one who said we should make something personal, which means we have two choices.
Özgün bir şey yapalım diyen sendin. Yani iki seçeneğimiz var.
I said, "l really feel like you have something incredible. " But I think that we should take it to L.A. Reid. "
Ona sende inanilmaz bir yetenek var ama seni bir de L.A. Reid'e göstermek istiyorum dedim.