You want to see it tradutor Turco
1,726 parallel translation
- You want to see it, all right?
- Görmek istiyor musun?
- Do you want to see it on?
- Görmek ister misin?
- And will you want to see it?
- Peki, sen görmek isteyecek misin?
You want to... you want to see it?
Görmek - Görmek ister misin?
Well, after last night, I'm surprised you want to see it at all.
Görmek istemenize şaşırdım.
You want to see it?
Görmek ister misin?
It's a rich person's phone, do you want to see it?
Zengin insanların telefonlarından, görmek ister misin?
It's in my room, if you want to see it.
Görmek istersen, odamda.
Do you want to see it?
Görmek ister misin?
You want to see it?
Onu görmek istiyorsun di mi?
you want to see it? Will you come with me?
Şu anda yanımda değil, ama görmek ister misin?
- You want to see it?
- Görmek ister misin?
You don't want us to see other people and that's how you tried to tell me by asking if it was cool if you screwed Michelle.
Başkalarıyla görüşmemizi istemiyorsun ve bunu bana o şekilde söylemeye çalıştın. Michelle'le yatsam sorun olur mu diye.
It's not something that you want to see, given the choice.
Sana seçim hakkı verilse bunu görmek istemezsin.
You know what I mean. I don't want you to see it this way.
Ne kastettiğimi anladın Senin bu şekilde görmeni istemiyorum
Are you sure you want your solicitor to see it, Mr Hawkin, at the risk of him walking out on you?
Avukatınızın bunları görmesini istediğinize emin misiniz Bay Hawkin? - Sizi bırakıp gitme tehlikesi olmasın? - Görmesini istiyorum.
Now, kids, I understand that you are very into this vampire thing, but I don't want to see it get out of hand.
Evet çocuklar, anlıyorum ki kendinizi şu vampirlik işine epey kaptırmışsınız ama bunun kontrolden çıkmasını istemiyorum.
- You don't want to see it?
- Görmek istemiyor musun?
It simply means that we don't want to see you.
bu basitçe bizim seni görmeyi istemediğimizi ifade eder.
If you want to save him and see her again, you will find the missing piece and bring it to me.
Eğer onu kurtarmak ve Prensesi tekrar görmek istiyorsan, kayıp parçayı bulur ve bana getirirsin.
- Do you want to see me swallow this or shall I hide it in my huckleberry?
Ağzıma alırken ya da, kukuma sokarken görmek istermisiniz?
Do you want to see it?
Bunu görmek ister misin?
And, see, you know, if I choose to be with you, it's because I want to be.
Seninle olmayı tercih ediyorsam bu istediğim içindir.
Your daddy didn't want to help us, and, quite frankly, I didn't see you fight for it.
Baban bize yardım etmek istemedi ve sen de kılını kıpırdatmadın.
That bastard has to go and I want you to see to it that he does.
Bu piç yol almak zorunda ve bu işi senin hâlletmeni istiyorum.
Nurse, I wanna see every piece of paper you have on the case of Mrs. Christine Collins, and I want to see it right now, do you understand me?
Hemşire, Bayan Christine Collins'le ilgili bütün belgeleri görmek istiyorum. Hem de hemen, anlıyor musunuz?
Hey, Danny, when you're done, I want to see it, okay?
Hey, Danny, bitirince görmek istiyorum tamam mı?
It ain't that hard to see I know you're feelin'me I know what I want lf l think you'll give me I might let you
Anlamak zor değil Biliyorum bana tutulduğunu Biliyorum ne istediğimi
Well, don't you want us to get the bot down there, see what it looks like?
Nasıl göründüğüne bakmak için robotu getirmemizi istemiyor musun
You want my help? I need to see it.
O halde bunu görelim.
If you want to see me, I hear it.
Beni görmek istersen, haber vermen yeter.
The band has talked it up, see, and we want you to...
Grup konuyu görüştü ve senden...
He don't want to see me, he won't, but if he do, it's you that made it happen.
Beni görmek istemezse, görmez. Ama isterse buna sen sebep olmuş olacaksın.
So, let's see... You're telling me that you want to make a table for your mom... then mail it back to her in the Dominican Republic?
Yani şimdi sen, bana annen için bir masa yapmak istediğini, ve de sonra onu, Dominik'e göndereceğini mi söylüyorsun?
The Hybrid will want to see you, I know it.
Melez seni görmek ister. Buna eminim.
I don't know what you said to that boy, but whatever it was, he doesn't want to see you.
- Çocuğa ne söylediğini bilmiyorum ama ne söylediysen, seni görmek istemiyor.
So if you see one, I want you to stomp it.
Eğer bir tanesini görürseniz, üzerine basmanızı istiyorum.
I want you to see it.
Senin de görmeni istiyorum.
- You don't want to see it.
- Oradakileri görmek istemezsin.
I thought you'd want to see it.
Görmek istersiniz dedim.
You ever want to see your brother again, you do as I say when I say it.
Kardeşini tekrar görmek istiyorsan, ne dersem onu yapacaksın.
I was pretty devastated, as you can imagine. When I told the boys about it, they - they didn't want to see her, didn't want to talk to her or anything.
Çocuklara bundan bahsettiğimde onu bir daha ne görmek ne de onunla bir daha konuşmak istediler.
I want you to see it.
İzlemeni istiyorum.
I think... the truth is out there to see... if you really want to see it.
Bence eğer kalpten görmek istiyorsan gerçek, dışarıda bir yerde.
The way I see it, there's no point being in this game... unless you want to beat the best.
Bana kalırsa, en iyiyi yenemedikten sonra bu oyunda yer almanın hiçbir anlamı yoktur.
If you want, we can show it to Malamadre, see what he thinks.
İstersen Malamadre'ye beraber gösterip, ne düşündüğünü öğrenebiliriz.
They want you to come and see them before it's time to die.
Ölüm saati varmadan önce kendilerine derin derin bakmanı istiyorlar.
I don't want to hear or see you two doing it.
İkinizi yaparken görmek ya da duymak istemiyorum.
Well, you know what, you should keep it and put it in a place where you'll see it all the time, and that way you'll always be reminded about how much you want to go.
Bence onu saklamalı ve, sürekli görebileceğin bir yere koymalısın. bu şekilde oraya ne kadar çok, gitmek istediğini hep hatırlarsın.
No, when you said she didn't want to see me, it was such a relief.
Her şeyden daha çok istiyor, tamam mı? Hayır, beni görmek istemediğini söyleyince, içim çok rahatlamıştı.
You see, what we want to do... is find whoever it was that killed your boyhood friend.
Yapmak istediğimiz, çocukluk arkadaşını kimin öldürdüğünü bulmak.