You weren't answering your phone tradutor Turco
54 parallel translation
You weren't answering your phone!
Telefonuna cevap vermiyordun!
I want to know why you weren't answering your phone.
Telefonuna niçin cevap vermediğini öğrenmek istiyorum.
I- - - I thought you weren't answering your cell phone.
- Cep telefonunu cevaplamadigini düsünüyordum.
You weren't answering your phone.
Telefona cevap vermedin.
I didn't hear from you, and you weren't answering your phone.
Yetişmem gereken bir uçak var.
I tried to call you but you weren't answering your phone.
Aramaya çalıştım ama telefonu açmadın.
I was calling your phone, you weren't answering, where were you?
Seni aradım, cevap vermedin, nerelerdeydin?
I didn't hear from you, and you weren't answering your phone.
Haber vermedin üstelik cep telefonunu da açmadın.
You weren't answering your phone.
Telefonuna cevap vermiyordun.
WPC Cartwright... informed me that you weren't answering your phone.
Memur Cartwright telefonuna cevap vermediğini bildirdi.
You weren't answering your phone!
Telefonlara cevap vermiyordun.
You weren't answering your phone, and Mr. Gable is checking in, and he's not happy with his room, and he's being really high-maintenance about it, and I don't know what to do with him.
Odasını beğenmemiş ve bununla ilgili çok nükteli davranıyor. - Adamla ne yapacağımı bilemedim.
- You weren't answering your phone.
- Telefonuna cevap vermiyordun.
What's going you weren't answering your phone.
Ne oluyor? Telefonlarıma cevap vermiyorsun.
Well, you weren't answering your phone, And the brand-new officer O'Connor wouldn't let me up.
Telefonlarına cevap vermiyordun ve yeni memur O'Connor da yukarı çıkmama izin vermedi.
You weren't answering your phone.
Ra Im, telefonuna cevap vermedin.
You weren't answering your phone.
Telefonuna cevap vermiyorsun.
Wow, okay, yeah, well, you weren't answering your phone...
Telefona cevap vermiyorsun...
Yeah, well look, you weren't answering your phone.
Evet, bak, Sen telefona cevap vermiyordun. Ve o beni tehdit ediyordu.
- Sorry. You weren't answering your phone.
- Cebini açmıyordun.
Well I... you weren't answering your phone, and Crosby was in a recording session so, you know, I didn't... well you should have just pulled Crosby out of the session, Amber.
Şey, ben... telefonlarına cevap vermedin ve Crosby de kayıt toplantısındaydı yani bilirsin... Evet. Yalnızca Crosby'i toplantıdan çıkarman gerekirdi Amber.
You weren't answering your phone.
Chris, telefonunu açmıyordun.
Only people who knew you weren't answering your job phone was me, Dot and Kate.
İş telefonuna cevap vermediğini bilen sadece ben, Dot ve Kate'di.
Why weren't you answering your phone?
Niye telefonuna bakmadın yine?
Your phone- - you weren't answering it.
Ne? - Telefonun. Açmıyordun.
You weren't answering your phone
Telefonuna bakmıyordun.
Why weren't you answering your phone?
Nerelerdeydin? Niye telefonunu açmadın?
Why weren't you answering your phone?
Telefonuna neden cevap vermedin?
I'll try him again. You know, on a normal day, I'd be worried you weren't answering your phone,
Normal bir günde telefonlarıma cevap vermesen endişelenmeyeceğim.
Your agent just called me because you weren't answering your phone.
Telefonlarına cevap vermiyorsun diye menajerin aradı.
You weren't answering your phone.
Telefonuna cevap vermedin.
You weren't answering your phone. I needed to see you. Why?
- Telefonunu açmıyordun ve seninle görüşmem gerekiyordu.
I thought you weren't answering your phone.
- Aramalara cevap vermediğini sanıyordum.
You weren't answering your phone.
- Telefonunu açmadın.
You weren't answering your phone.
- Telefonunu açmıyordun. - Sana ne yapacağını söylemiştim.
Why weren't you answering your phone?
Telefonuna niye cevap vermedin?
- I NEEDED TO TALK TO YOU, AND YOU WEREN'T ANSWERING YOUR PHONE.
Seninle konuşmam gerekiyordu ve sen de telefonunu açmıyordun.
Sorry. You weren't answering your phone.
Özür dilerim ama telefonunu açmıyordun.
Hey, sorry to barge in like this, but you weren't answering your phone.
Merhaba, böyle rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama telefonuna cevap vermiyordun.
You weren't answering your phone.
Sen de açmıyordun.
Why weren't you answering your phone?
Neden telefonuna bakmıyorsun?
You weren't answering your phone, either.
Telefonlarına da cevap vermiyordun.
I have a problem, and you weren't answering your phone.
Telefonunu da açmiyordun.
You weren't answering your phone, and you weren't at the hospital, and I have great news.
Telefonunu açmıyordun, hastanede de değildin ve harika haberlerim var.
Why weren't you answering your phone?
- Neden telefonunu açmıyordun?
You weren't answering your phone.
- Telefonuna cevap vermiyorsun.
Oh, well, you weren't answering your phone...
Telefonuna cevap vermiyordun... - Tabii.
And you weren't here. And you weren't answering your phone.
Ve telefona cevap vermediniz.
You weren't answering your fucking phone, either.
O lanet telefonunu da açmadın.
You weren't answering your phone, so I figured I'd pop by.
Selam ahbap. Telefonuna cevap vermiyordun bu yüzden uğrayarak çözeyim dedim.