You will come with us tradutor Turco
197 parallel translation
You will come with us.
Bizimle geleceksin.
You will come with us to Chicago, Boston, San Francisco.
Bizimle Chicago, Boston ve San Francisco'ya geleceksin.
- You will come with us.
- Bizimle geleceksiniz.
And starting tomorrow morning, you will come with us to Mass, even if I have to drag you there like a dog!
Yarından itibaren, bizimle birlikte Aşai Rabbani'ye geleceksin, seni oraya köpek gibi sürüklemek zorunda kalsam bile!
You will come with us.
Bizimle geleceksiniz.
will you come with us?
Ne olur bizimle gel?
Do you think Ted will come with us and sail it?
- Tamam Stevie. Sence Ted bizimle bunu yüzdürmeye gelir mi?
- Will you please come with us?
- Lütfen, bizimle gelir misiniz?
You will come and live with us, won't you?
Gelip bizimle yaşayacaksın değil mi?
Very well, I will pipe down, as you put it, but it should be perfectly obvious that with your income gone there's only one course for you to follow, and that is to come home now, with us.
Pekala, istediğin gibi çenemi kapatacağım. Ama gelir kaynağın gittiğine göre izleyebileceğin tek yolun bizimle eve dönmek olduğu gün gibi ortada.
Will you come and have dinner with us tonight?
Bu akşam yemeğini bizimle yer misiniz?
You will have to come with us, Miss Schmidt.
Bizimle gelmek zorundasınız Bayan Schmidt.
Will you come home with us?
Bizimle eve gelir misin?
Will you come with us?
Bizimle gelir misin?
- How far will you come with us?
- Bizimle nereye kadar geleceksin?
You will come to the council and sit with us.
Kurulumuza gelip bizimle oturabilirsin.
Will you come to the market with us tomorrow?
Yarın bizimle pazara gelecek misiniz?
Mr. Northbrook, you will come to the station with us?
Northbrook, istasyona gelecek misiniz?
You will come to the supper with us.
Bizimle yemeğe geleceksin.
... sculptured portals, ranks of doors, galleries... transverse corridors leading to deserted salons... encrusted with the ornamentation of another age... silent rooms, where footsteps are absorbed... by carpets so heavy, so thick... that one hears no step... as if the very ear were far away... far away from this numb, barren decor... far from this elaborate frieze beneath the cornice... with its branches and garlands... like dead leaves... as if the floor were still sand and gravel, or stone slabs... over which I advanced once again... as though to meet you... between richly panelled walls... stucco, moldings, paintings... framed prints amidst which I advanced... among which I found myself already... waiting for you... very far from the setting I stand in now... before you, waiting again... for one who will not come again... who will no longer keep us apart... tear you from me.
... oymalı girişler, sıra sıra kapılar, galeriler... başka bir çağdan kalma süslemelerle bezenmiş... metruk salonlara götüren birbirine dik koridorlar... sessiz odalar ; çok ağır, çok kalın halıların... ayak seslerini yuttuğu... adımların duyulmadığı... sanki dalıp gitmiş sırdaşlar... bu cansız, yavan dekordan çok uzaklara... kornişin altında, ölü yapraklar gibi dal ve çelenkleriyle... özenle hazırlanmış... bu frizden uzaklara... üzerinde bir kez daha yürüdüğüm zemin sanki hâlâ... kum ve çakıl veya taş döşeme... sana kavuşmak için adeta... zengin ahşap kaplamalı duvarlar arasında... ustuka, silme, tablolar... aralarından geçtiğim çerçeveli gravürler... seni beklerken içlerinde çoktan... kendimi bulduğum... şu an senin huzurunda bulunduğum mekândan... çok çok uzaklarda ; ve yine beklerken... bir daha gelmeyecek birini... artık bizi ayıramayacak birini... seni benden koparan.
Come with us, will you?
Bizimle gelsin.
You won't be come with us, will you?
Bizle gelmiyorsun değil mi?
Will you come out and spend next weekend with us?
Gelecek hafta sonunu bizimle geçirir misin?
Will you come with us peacefully?
Adam gibi bizimle gelecek misin?
So, will you come play with us?
Peki, bizimle oynamaya geliyor musun?
He will come with us if you ask
Senin davetini kırmayacaktır!
Will you come with us?
- Sen de bizimle gelir misin?
- Will you come away with us?
- Bizimle geliyor musun?
We will carry Dr. McCoy, and you must come with us.
Dr. McCoy'u taşıyacağız ve sen de bizimle gelmelisin.
Will you not come with us?
Bizimle gelmeyecek misin?
Good Sir Knight, will you come with me to Camelot... and join us at the Round Table?
Sayın şövalye, benimle Camelot'a gelip..... Yuvarlak Masaya katılmak ister misiniz?
You will have to come with us and help us, if you can. Ooh, yes.
Bizimle geleceksin mümkünse bize yardım edeceksin.
Will you come with us?
Bizimle gelir misiniz?
Come with us, we will take you home.
Bizimle gel, seni eve götürürüz.
If we do escape, will you come with us?
Eğer kaçabilirsek, bizimle gelecek misin?
You will come with us?
Bizimle geliyor musun?
Will you come with us?
Gelir misin?
Will you come with us to the fight?
Bizimle birlikte dövüşmeye gelir misin?
Will you come with us, too, Doctor?
Siz de bizimle gelecek misiniz doktor?
Will you come play with us tomorrow, Mr Bear?
Yarın bizimle oynamaya gelecek misin?
Come with us, will you?
Bizimle gelsene.
You will come to France with us
Bizimle Fransa'ya gelebilirsin.
- Will you come and have a glass of sherry with us? - ( Purring )
- Gelip bizimle bir bardak brendi içer misiniz?
And there will come a day for you Barry, and thousands of others like you... who have slept with black women, who have lied to us... when you will hang from your neck with a placard around it saying,
Ve senin gibi binlerce kişi siyah kadınlarla yatıp bize yalan söyleyecek.
Will you come with us?
Gelmek ister misin?
And if you come back with me to the hospital and fight for us... if you fight for us, I will never leave you, Victor.
Benimle hastaneye dönerssen ve bizim için savaşırssan bizim için savaşırsan, seni asla bırakmam, Victor.
Will you come with us, eh?
Bizimle geleceksin, değil mi?
Will you be able to come home with us?
Sen de bizimle eve gelecek misin?
You folks, of course, will have to come with us for identification purposes.
Kimlik tespiti için elbette bizimle gelmeniz gerekiyor. Durun biraz.
Will you please come with us?
Lütfen bizimle gelir misiniz?
Come with us and you will see
Gelin bizimle ve görün