English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / Youcan

Youcan tradutor Turco

27 parallel translation
- Sure I know where youcan find her.
Tabii ki biliyorum.
you can push them out of a plane, you can march them off a cliff, you can send'em off to die on some godforsaken rock, but for some reason, youcan't slap'em.
Onları bir duvara tırmandırabilirsin, onları bir yamaçta yürütebilirsin, onları terkedilmiş bir kaya parçası için ölüme yollayabilirsin, fakat herhangi bir nedenle, onlara tokat atamazsın.
Youcan have a funeral any old time.
Herhangi bir zaman cenaze yapabilirsiniz.
I hope youcan find the strength to go on without me.
Umarım bensiz yolunuza devam etme gücünü bulursunuz.
- Nothing. Youcan look it up.
Bakabilirsiniz.
Albert, I hope youcan hear me.
Albert, umarım beni dinlersin.
/ / Yeah, Kid Rock You can call me Tex / /
/ / Yeah, KidRock Youcan callme Tex / /
[Pitch Changes] / / You can't fight the moonlight / /
[Pitch Changes] / / Youcan'tfight themoonlight / /
/ / You can try to resist / /
/ / Youcan try toresist / /
- / You can try / - / / You can try to resist / /
- / You can try / - / / Youcan try toresist / /
No, youcan'tgo.
Ben, sıcak ve kibar olmak isteyen bir kız görüyorum.
It'sgoodtohavesomebody youcan twist thenightaway with Rightnow Oh, yes, itis
Bu akşam birisinin başımızı döndüreceğini bilmek, burada evet,
"Youdo thebest youcan forhim, world."
"Onun için en iyisini yapın." yazıyordu.
TWO-FOR-ONE DRINKS, FREE BAR NUTS, AND AN ALL-YOUCAN-EAT BOTTOMLESS BUCKET OF BUFFALO WINGS!
Bir fiyatına iki içki, bedava fıstık ve sınırsız tavuk kanadı yiyebiliriz.
Part of the reasonI'm having him over is so that youcan get to know him.
Onu eve çağırmamın nedenlerinden biri onu tanımanız.
I forgot to tell you. Uh, youcan't use that stuff anymore.
Artık bunları kullanamazsın.
But if youcan't accept that, then, you know, you'renot who I thought you were.
Fakat bunu kabullenemiyorsan o zaman sen de benim sandığım kişi değilsin.
that's because youcan't see what you look like.
Neye benzediğini göremediğin içindir.
Yep, there should be no reason why the two of youcan't get pregnant.
- Çocuk yapmamanız için bir neden yok.
Doesn't mean youcan't give me a winner.
Bu bana bir tüyo vermeyeceğin anlamına gelmiyor ya.
I guess youcan touch this - -With a swat team and a federal warrant.
Sanırım bir SWAT ekibi ve arama izniyle buna dokunabiliyormuşsun.
- Well, youcan do whatever you want... it's your Christmas tree.
- İstediğini yapabilirsin, bu senin noel ağacın.
Some girl named Ashley, in a place called Mickey's.. called to tell to tell that you left your jacket ac ouple of days ago.. .. and youcan go and pick it up.
Mickey'in yerinden Ashley adında bir kız aradı bir kaç gün önce ceketini orada bıraktığını istediğin zaman gidip alabileceğini söyledi.
saying, youcan't quote me, but I'm really concerned.
The Financial Times Editör
You still act like a hero only so youcan get what youwant. Oh.
Kahraman gibi davranın o halde istediğinizi elde edebilirsiniz.
- Yeah, dude. You may have soiled mypurity, but I think youcan still come out clean.
Belki saflığımı kirletmiş olabilirsin ama bence sen hala temize çıkabilirsin.
There might be a way that youcan save his life.
Hayatını sen kurtarabilirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]