Youto tradutor Turco
88 parallel translation
I am here to ask youto return mything!
Bize ait olanı geri istemek için buradayım!
I do not ask youto understand these tests.
Ve bu testleri anlamanı beklemiyorum.
I just ask youto get out, so I can finish my work!
Sadece ayağımın altında dolaşmamanı istiyorum, dolaşma da işimi bitireyim!
I want youto tell me.
Bana anlatmanı istiyorum.
And I thought it was best if I allowed youto...
Yani en iyisinin bunu aranızda halletmeniz olacağını...
Did he play the sensitive lad and get youto seduce him?
Hassas oğIanı oynayarak onu baştan çıkarmanı mı sağladı?
- That's easy for youto say.
- Senin için söylemesi kolay.
I'll go with youto the hospital.
Hastaneye seninle geleceğim.
Your Honor, we just want youto see his influence for yourself.
- Sayın Yargıç, etkisini siz de gördünüz.
Oh, gee. And I sort of wanted youto reject me on a good note.
Beni iyi bir sözle reddetmenizi çok istemiştim zaten.
Well, I'd like youto give me names of people who might wantto talk to us.
Benimle konuşmak isteyen kişilerin adlarını verebilirsin.
And what brings youto town?
Eee, nedir seni kasabaya getiren?
" My name is Matt and I want youto know that I am gay.
Benim adım Matt. Ve bilmrni istiyorum ki ben bir eşcinselim.
Did he ask youto stop?
Size durmanızı söyledi mi?
Colonel Sumner, I need youto order all your security teams to stop searching the city and fall back to the gateroom immediately.
Albay Sumner, bütün güvenlik ekiplerinize şehri aramayı durdurmalarını ve derhal kontrol odasına gelmelerini söylemenizi istiyorum.
George, I can't allow youto discipline my child if you won't even tell mewhat he did.
George, ne yaptığını söylemeden çocuğumu terbiye etmene izin veremem.
And I will expect youto answer me.
Ve bana cevap vermeni umuyorum.
I've gonna ask youa question, and I want youto tell me the truth.
Sana bir soru soracağım ve bana doğruyu söylemeni istiyorum.
I mean, he trusted youto be his shepherd.
Yani, yol göstericisi olacağınıza güveniyordu.
And I beg youto give me anotherchance.
Ve sana bana bir şans daha vermen için yalvarıyorum.
Okay, now I want youto go over and slip this ringto your father.
Şimdi gidip yüzüğü gizlice babana vermeni istiyorum.
And just so you know, if edie catches you, I'm expecting youto swallow it.
Edie seni yakalarsa, yüzüğü yutmanı istiyorum.
I don't want youto have options, tom.
Seçeneklerin olmasını istemiyorum, Tom.
Okay, well, that's easy to say, but I need youto show me.
Söylemesi kolay. Bana göstermeni istiyorum.
I really need youto do this.
Buna ihtiyacım var.
Baby, you have to take the test in order for youto feel better.
İyileşmen için bu testleri yapmalılar.
All that stuff you said about Ana Lucia- - you knew I would go to Jack, and you knew I'd ask youto go to Locke.
Ana Lucia hakkinda soyledigin hersey, Jack'e gidecegimi biliyordun, ve Locke'a gitmeni soyleyecegimi de.
- Would it kill Youto at least try?
- En azından denesen ölür müsün?
But your father told youto follow your heart, and he's right.
Ama baban kalbinin götürdüğü yere git demekle haklı.
I gave you the dressso you'd feel like a lady, and I wanted youto eat your food with a real live fork and feel civilized.
Elbiseyi de kendini bir hanımefendi gibi hissetmen için verdim. Ve gerçek hayattaki gibi çatalla yemek yemeni, kendini medeni hissetmeni istedim.
'Cause I wanted youto believe that we had a damn chance.
Çünkü bir şansımız olduğuna inanmanı istedim.
Brothers And Sisters Season 1 Episode 10 all right, now I want youto think carefully.
Pekala, şimdi çok dikkatlice düşünmeni istiyorum.
If he wanted youto be part of the company, he would'veleft you a share.
Eğer şirketin bir parçası olmanı isteseydi, sana bir pay bırakırdı.
But I can't send any of youto go pick him up, and I can't sendlieutenant provenza by himself.
Fakat onu getirmesi için içinizden birini gönderemiyorum. Ayrıca Komiser Provenza'yı bir başına gönderemem.
Ellie, I just need youto trust me and know it has nothingto do with you.
Ellie, sadece bana güvenmeni ve bunun seninle hiç bir ilgisi olmadığını bilmeni istiyorum.
Yeah, so unless you havea reason to be here, I'll have to ask youto wait on the curb with the rest of the trash. Trash?
- Burada bulunmak için bir nedenin yoksa çöpün geri kalanıyla birlikte kaldırım kenarında beklemeni istemek zorunda kalacağım.
She'll lead youto blair.
O seni Blair'e götürecek..
I told youto meet me outside.
Beni dışarıda beklemeni söylemiştim sana.
I didn't want youto see this yet.
Bunu henüz görmeni istemiyordum.
That's nice of youto say.
Çok naziksin.
And, uh, detective sanchez, I'd like youto move maggie's rental car out of the print shed.
Maggie'nin kiralık arabasını götürmenizi istiyorum. - Nereye? - FBI'n bulamayacağı bir yere.
The fbi issueda national-security letter, which compels youto turn over every aspect of your case to us.
Bildiğiniz üzere FBI ulusal güvenlik genelgesi yayınladı bu yüzden olayın her safhasını bize devretmeniz gerekiyor.
I knew youwere gonna call meagain this year, and I didn't want youto think I was a loser.
Bu yıl beni yine arayacağını biliyordum, bir zavallı olduğumu düşünmeni istemedim.
- What brings youto this low place?
- Seni buralara getiren nedir?
My son, I would like youto meet an old friendof your mother'S.
Oğlum, annenin eski bir arkadışıyla tanışmanı isterim.
It is your choice, yevgeny- - a life of simple domesticitywith a woman who will never allow youto rise in the party ranks, or a lifeof changing the world.
Senin seçimin, yevgeny- - Partide yükselmene olanak vermitecek bi kadınla sade bi hayat mı, veya dünyayı değiştirecek bi hayat mı?
Lili, if he loves you, if he truly loves you, he would want youto save yourself.
Lili, eğer seni seviyorsa, gerçekten seviyorsa, senin kurtulmanı ister.
It's time for youto come home.
Eve dönme zamanı.
When you're done, I'll treat youto lunch.
İşiniz bitince sizi öğle yemeğine götüreyim.
Who are youto stand here so high and mighty and tell me I should leave here where they say,
Kim oluyorsun da, kalkmış yukarıdan atıyorsun?
And I want youto be Administrative Partner - ---
Öyle olmamız gerektiğini söylemiyorum.