English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / Yowling

Yowling tradutor Turco

26 parallel translation
I can't stand yowling water babies.
Ulumalarına katlanamıyorum.
- That's the last time I'm gonna warn you about that yowling.
- Bu uluma konusunda... ... seni son kez uyariyorum.
Hush that yowling.
Ulumayı kesin.
Probably one of those places with yowling inmates.
Muhtemelen çığlık atıp duran hastalarla doludur.
Sergeant, tell them Indians to stop that yowling.
Çavuş, şu Kızılderili'lere söyle ulumayı kessinler.
If those boys don't sound like a bunch of tomcats yowling at the moon.
Şu çocuklar ay ışığında miyavlayan kediler gibi.
- No. Matilda Runyon told me... that Clara Kolter over at High River, she heard her cat yowling the other night.
Matilda dedi ki High River'da Clara önceki gece kedisinin acı acı miyavladığını duymuş.
Even if they hear a subhuman monster yowling at them from inside.
İnsan-altı bir canavarın içeriden uluduğunu duysalar bile girmiyorlar.
Yowling.
Uluma.
Don't leave him bald and yowling in despair.
.. onu kel ve ağlayarak bırakma.
It was like I was sucked up into the cosmos, all the while surrounded by these yowling, nebulous forms.
Sanki evrenin içine çekildim etrafımı uluyan, belirsiz şekiller kuşattı.
purebred, housebroken, fully trained, yowling stud.
safkan, halis, eğitimli, hazır damızlığı alacaksınız.
Darn bushes yowling at me again.
Lanet çalılar yine ses çıkarıyor.
Anyway the thought of a baby yowling away nonstop and you wondering why the drawing room wasn't tidy or the wine wasn't cold...
Her neyse bebek durmadan mızıldarken senin dolaplar niye düzgün değil, şarap niye soğuk değil diye sorman...
Yowling won't help.
Ulumanın faydası olmaz.
- Yeah, itjust seems thatway. - [cat yowling]
Evet, öyle görünüyor.
- You know, I thought I heard something, but there's so many cats around here yowling,
- Ben de bir şeyler duydum. Burada o kadar çok kedi vardır ki sürekli şikâyette bulunurum.
It was a tomcat yowling and what all, and I slipped.
Acı acı miyavlayan bir erkek kediydi, sonra da düştüm.
But the sickest thing was that kazoo, yowling like a kindergarten orchestra.
Ancak en rahatsız edici şey elindeki düdüktü.
Please believe me that probability and logic indicate a Crawley baby yowling in its crib before too long.
Mantığım ve olasılıklar çok geçmeden beşiğinde ağlayan bir bebek göreceğinizi gösteriyor, bana inanın.
The noctivagant alley cat kept the entire neighborhood up all night by sitting on a fence, yowling out to her many suitors.
Gece gezen sokak kedisi çitlerde oturup tüm gece miyavlayarak bütün komşuları uyandırdı.
[Cats yowling] Guys, work it out.
Çocuklar, çalışıyorum.
[Yowling Stops] Who's up for some exploring?
Kimler keşfetmeye hazır?
( cats yowling ) it looks like cert forgot
- Onu ezdi!
( cat yowling ) Lou, how we looking with that fuse box?
- Lou sigorta kutusu aramasında ne durumdasın?
[howling sound, low growl ] [ yowling] Aw! That musical kitty was our ticket outta this shithole.
Bu müzikal kedi, bu bok çukurundan kurtuluş biletimizdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]