Zann's tradutor Turco
57 parallel translation
The Dabbur Zann sacrificed five of its own to release one of the world's best bomb makers.
Dabbur Zann dünyanın en iyi bombacılarından birini serbest bırakmak için beş kişiyi feda etti.
I can only imagine that's exactly where you're going.
Zannımca, sen de tam olarak oraya gideceksin.
It's beyond imagination, I suppose, that somebody else could have used the rake and wiped off both sets of fingerprints.
Bu kuruntunun ötesinde, zannımca, başka birisi tırmığı kullandı ve bütün parmak izlerini sildi.
No, you're on the wrong track, imagine more of a harmless dandy
Hayır, yanlış yoldasın ; zannımca daha çok zararsız bir züppe diyelim.
I assume you want to take a closer look at Dr. Thorrsen's clinic, and he would be in the way.
Zannımca, Dr. Thorrsen'in Kliniğine yakından göz atmak istiyorsunuz, ancak engel olacaktır.
I have a feeling that the movie turned into a comedy rather than a straight splatter film, but it's all down to the production schedule.
Zannımca, film düpedüz kanlı bir dehşet filminden çok bir komediye benzedi, ancak bu yapım takviminden kaynaklandı.
I think every human being has some kind of double personality, but this patient's case was more complex. Doctor!
Zannımca, her bir bireyde benzer türde çift kişilikler mevcut, lakin bu hastanın durumu daha karışık.
Methinks it's time to hack the Prince to death. "
"Zannımca, Prensi öldürmenin tam zamanı."
Yes, it's better than death, I suppose.
Evet, ölümden daha iyi, zannımca.
It's an accident of History, I suppose.
Tarihi bir tesadüf, zannımca.
I'm afraid I'm the limey bastard who's purchased your bar.
Zannımca barınızı satın alan Britanyalı piç benim maalesef.
Considering I have yet to dance on Angel's pile of dust I'm imagining that Holtz isn't working fast enough for you.
Angel'ın toz yığınının üzerinde dans etmek için benim yeterli güce sahip olduğumu düşündün ve zannımca Holtz senin için yeterince hızlı çalışmıyor.
He's been laying in the back of the bus for half an hour now.
Yarım saattir otobüsün arkasında yatıyor. Zannımca onların yol menajeri.
I reckon it's a lot safer in the dark.
Zannımca, karanlık biraz daha emniyetli olacaktır.
"and I'm gonna show you how you can get that design without a designer." However, even if Darwin had succeded in demonstrating how you can get the illusion of design without having to postulate the existence of a designer, is still hard to resolve the problem of the relationship between minds and brains.
Darwin bir tasarımcı varolmadan, nasıl tasarım varmış zannına kapıldığımızı açıklamada başarılı olmuş olsa bile hala da bilinç ile beyin arasındaki ilişkiyi çözmek oldukça zor.
And I believe that you're... obviously in your early-middle 20s.
Ve zannımca sen... henüz yirmili yaşlarda olmalısın.
Cranial fluid would be my guess.
Kafatası sıvısı olmalı zannımca.
I imagine I don't need to ask what the woman's name was...
Zannımca, kadının adını sormama hiç gerek yok...
Ask her. She tell you. But not everything, I think.
Sana anlatmış olabilir ama zannımca her şeyi değil.
When she's scared, then I think she has a right to be.
Yalnızca korktuğu zaman, ki zannımca korkmak için iyi bir sebebi var.
And sinceblackmailing's a felony, even when you do itto alleged drug dealers, you probably want me to keepthis conversation to myself.
bunu,'uyuşturucu satıcısı zannıyla'yapmış dahi olsan ; 'şantaj'çok büyük bir suç olduğundan.. Muhtemelen bu konuşmayı, kendime saklamamı isteyeceksin.
But i think there's something deeper here.
Ama zannımca, burada daha derin bir şeyler var.
- Yeah, that's the idea.
- Evet, zannımca.
I reckon that's cost the life of a very brave, very beautiful girl.
Zannımca, bu çok cesur ve çok güzel bir kızın hayatına malolacak.
I think she's almost the only person in the world I honestly can't stand.
Zannımca, bu dünyada katlanamayacağım tek insan odur.
We lost signal from the sonar array when we were attacked my guess is the cable's got trapped around the propeller.
Saldırıya uğradığımız andan itibaren sonar cihazından temas alamadık zannımca, sonar kablosu pervaneye dolandı.
Video installation, bit old and tired, more of a post-impressionist myself.
Video donanımı, biraz eski ve yıpranmış, fazlasıyla post-empresyonist zannımca.
I expect he's having a bit of trouble with the trains... ... or something.
Zannımca trenle falan bir sorun yaşamıştır.
I designed that in virtual Eureka. Wen used the blueprints in a 3-d printer, I guess, to make a functioning model.
Wen, zannımca çalışan bir model yapmak için planları kullanarak üç boyutlu bir örnek yapmış.
I don't know for sure, but..... I think there's something down there that wants to harm you.
Pek emin değilim, ama zannımca, orada sana zarar vermek isteyen bir şey var.
The old man I keep seeing in my visions, I think he used to work in the hospital days.
Hayallerimde görüp durduğum o kel adam, zannımca, hastane zamanında burada çalışıyormuş.
We believe it's an emergency measure instructed by... the firefighter who went in the construction site
Zannımızca, inşaat alanına giden bir itfaiyecinin direktifiyle alınan acil bir önlem.
I expect he's forgotten all about us.
Bizi tamamen unuttu zannımca.
I suppose it's preferable to doing nothing.
Hiçbir şey yapmamaktan evladır zannımca.
I'm gonna guess there's no chalk marking for that.
Bunun için herhangi bir aciliyet numarası yok zannımca.
Fear, I suppose, based on erroneous stereotypes, stereotypes a study like ours could begin to dispel.
Korku... Zannımca yalan yanlış basmakalıpları temel almış bizim çalışmamızın yıkmaya başlayacağı basmakalıplar.
I suppose that's best for everyone, isn't it?
- Zannımca herkes için en iyisi, değil mi?
Guess it's easier for you to babysit him here.
Ona burada bebek bakıcılığı yapman daha kolay olur zannımca.
I suppose it's because they've got children and grandchildren, and...
Zannımca çocukları ve torunları olduğu için.
I don't believe the pirates are the cause of Nassau's problem.
Nassau'daki sorunu korsanlar yaratmıyor zannımca.
We gotta find Dodi, work out exactly what the Dabbur Zann's up to, and more importantly what kind of threat they pose.
Dodi'yi bulmalı, Dabbur Zann'ın bombasının nasıl çalıştığını ve daha da önemlisi nasıl bir etkisi olduğunu öğrenmeliyiz.
With Dodi's bomb-making abilities and the nuclear materials provided by the Dabbur Zann, we have to assume that he's capable of constructing a dirty bomb that could do substantial damage.
Dodi'nin bomba yapma yetenekleri ve Dabbur Zann'ın sağladığı nükleer malzemeleri düşünürsek büyük çapta etkili bir kirli bomba yapabileceğini varsaymak zorundayız.
I just wanna question him, find out how far the Dabbur Zann's reach is here.
Sadece onu sorgulamak, Dabbur Zann'ın ne zamandır aktif olduğunu öğrenmek istiyorum.
We averted a major nuclear catastrophe and it looks like the Dabbur Zann's foothold here has been dismantled.
Büyük bir nükleer felaketi önledik ve görünüşe göre Dabur Zann kamp yerlerini boşaltmış.
I assumed, because you smell like whiskey and crab water, that you must be a crazy homeless man.
Viski ve yengeç gibi koktuğun için, zannımca çılgın bir berduş olmalısın.
By now I believe they got him hogtied and bled-dry down in that torture chamber that you were at.
Zannımca, şimdiye kadar elini kolunu bağlamış gittiğin o işkence odasında da kanını dökmüşlerdir.
I suppose you must be very beautiful.
- Zannımca, çok güzel olmalısın.
Then I'm guessing it's you.
Öyleyse zannımca sensin.
Conjecture - there's something frozen under the Thames
Zannımca Thames'ın altında donmuş bir şey...
I think it's better to leave your granddaughter with her friends.
Torununuzu arkadaşlarıyla bırakmak en doğrusu olacak zannımca.
Stepulov's Dabbur Zann's number two.
Stepulov'un Dabbur Zann'ı iki numara.