Zaofu tradutor Turco
54 parallel translation
After arriving in Zaofu, Korra met Opal, a new airbender, whose mother is Lin's estranged half-sister.
Zaofu'ya geldikten sonra Korra yeni hava bükücü olan ve annesi, Lin'in üvey kardeşi olan Opal'le tanışmıştır.
Zaofu is the most secure city in the world.
Zaofu dünyadaki en güvenli şehirdir.
So while Korra remains safe in Zaofu, Tenzin has brought the airbenders to the northern air temple to begin their training.
Korra Zaofu'da güven içinde beklerken Tenzin hava bükücüleri eğitimlerine başlamaları için Kuzey Hava Tapınağı'na getirmiştir.
With Beifong's sister in Zaofu.
Zaofu'da Beifong'un kız kardeşi ile birlikteyim.
MEANWHILE, THE AIRBENDER ZAHEER IS CLOSING IN ON ZAOFU.
Bu arada, hava bükücü Zaheer Zaofu'nun etrafını kuşatmaktadır.
IT WOULD SEEM THEY HAD SOME INSIDE KNOWLEDGE OF ZAOFU.
Zaofu'nun içinden bilgi almışlar gibi görünüyor.
I WAS BORN AND RAISED HERE IN ZAOFU.
Doğma, büyüme buralıyım.
DID YOU HELP THE ATTACKERS ENTER ZAOFU LAST NIGHT?
Dün gece Zaofu'ya giren saldırganlara yardım ettiniz mi?
THAT GUARD IS ONLY 18 YEARS OLD, AND HAS LIVED IN ZAOFU HIS ENTIRE LIFE.
Bu muhafız sadece 18 yaşında ve tüm yaşamını Zaofu'da geçirmiş.
Shiro : ZAHEER INFILTRATED ZAOFU AND ATTEMPTED TO KIDNAP THE AVATAR.
Zaheer Zaofu'ya sızarak Korra'yı kaçırmaya teşebbüs etmiştir.
WHAT HAPPENED BACK IN ZAOFU?
Zaofu'da neler oldu?
AND WHY DID YOU NEED KORRA ALIVE BACK IN ZAOFU?
Ayrıca Korra canlı olarak Zaofu'da ne işinize yarayacak?
THANKS FOR DITCHING ME BACK AT ZAOFU.
Zaofu'da beni ektiğin için çok teşekkürler.
Hopefully she can get ahold of Tenzin at the air temple by the time we get to Zaofu.
Umarım biz Zaofu'ya gelmeden Hava Tapınağı'nda Tenzin ile konuşmayı başarabilir.
I hope he and Naga are doing okay back in Zaofu.
Umarım o ve Naga Zaofu'da iyilerdir.
I know things got heated with your family when Baatar and I left Zaofu, but don't you think it's time to forgive and forget?
Biliyorum Baatar ve ben Zaofu'yu terkettiğimizde ailenle aramız bozuldu, ama sen de tüm bunları unutmanın zamanı gelmedi mi?
So, now that you've seen all the good we've done since we left Zaofu, you must be sorry that you didn't come and help us.
Zaofu'dan ayrıldığımızdan beri yaptığımız onca güzel şeyi gördüğüne göre, artık ortaya çıkıp bize yardım etmediğine üzülüyor olmalısın.
I can see Su and Lin, Zaofu and Republic City...
Su ve Lin'i, Zaofu ve Cumhuriyet Şehri'ni görebilirim.
Growing up in Zaofu with Suyin Beifong, I learned that the idea of a royal family passing a title from one generation to the next was archaic, and that technology and innovation should be what drives a nation forward.
Zaofu'da Suyin Beifong'un yanında büyüyen birisi olarak öğrendim ki unvanını bir nesilden diğerine geçiren Kraliyet Ailesi fikri, artık eskide kalmış ve bir ulusu ileriye götüren şeyler, teknoloji ve yenilikçilik olmalıymış.
When the queen fell and everyone was asking you to help keep the Earth Kingdom from falling apart, all you wanted to do was hide in Zaofu and let others deal with the consequences.
Kraliçe düşüp de herkes senden Toprak Krallığı'nı bir arada tutmak için yardım beklerken senin tek yaptığın, Zaofu'da saklanmak ve sonuçlarla uğraşmayı diğerlerine bırakmak oldu.
Then you know what's coming for Zaofu.
O zaman Zaofu'yu da neyin beklediğini biliyorsun.
Aww, he's just upset because Kuvira's taking all the troops to Zaofu, and we had to stay here.
- Biraz keyfi kaçtı. Çünkü Kuvira tüm birliklerini Zaofu'da topluyor ve biz de burada tıkılıp kaldık.
Kuvira threatens to take Zaofu by force.
Kuvira Zaofu'yu zorla ele geçirmekle tehdit eder.
Attention, citizens of Zaofu.
Zaofu halkının dikkatine.
Rest assured that I will not take revenge on the peaceful citizens of Zaofu, as long as your remaining representatives meet me outside the city at dawn to offer the full and unconditional surrender of your city.
Sizi temin ederim ki, kalan temsilcileriniz şehrinizin tam ve şartsız teslimini teklif etmek üzere gündoğumunda şehrin dışında benimle görüşürlerse intikamımı Zaofu'nun barışçıl halkından almayacağım.
If Su agrees to bow to me and turn over Zaofu, she and the rest of your family will not be harmed.
Eğer Su bana baş eğmeyi ve Zaofu'yu teslim etmeyi kabul ederse, ona ve ailenin kalanına zarar gelmeyecek.
Now turn over Zaofu.
Şimdi Zaofu'yu bana bırak.
Zaofu cannot continue to rule itself.
Zaofu kendini yönetmeye devam edemez.
The only way you're going to keep me from marching into Zaofu is if you physically stop me.
Zaofu'ya girmekten alıkoyman için tek yol beni fiziksel olarak durdurman.
Korra, if you win, then you can do whatever you want with Zaofu.
Korra, eğer kazanırsan Zaofu ile ne istiyorsan yapabilirsin.
Let's get back to Zaofu.
Zaofu'ya geri dönelim.
Zaofu is ours!
Zaofu bizimdir!
Bring the citizens of Zaofu to kneel before the Great Uniter.
Zaofu halkını diz çökmeleri için Yüce Birleştirici'nin önüne getirin.
Kuvira threatens to take Zaofu by force.
Kuvira Zaofu'yu cebren işgal etmekle tehdit etmektedir.
Attention, citizens of Zaofu.
Beni dinleyin, Zaofu'lular.
Rest assured that I will not take revenge on the peaceful citizens of Zaofu, as long as your remaining representatives meet me outside the city at dawn to offer the full and unconditional surrender of your city.
- İnanınız ki, siz barışsever Zaofu'lulardan geriye kalan temsilcileriniz benimle, şafak vakti şehrin dışında buluşup şehrinizin kayıtsız şartsız teslimiyetini sunana kadar intikam almaya çalışmayacağım.
If Su agrees to bow to me and turn over Zaofu, she and the rest of your family will not be harmed.
Eğer Su bana boyun eğer ve Zaofu'yu teslim ederse ona ve ailenizin geri kalanına hiçbir zarar gelmeyecek.
Now turn over Zaofu.
Zaofu'yu derhal teslim edin.
Zaofu cannot continue to rule itself.
Zaofu, kendi kendini yönetmeye devam edemez.
The only way you're going to keep me from marching into Zaofu is if you physically stop me.
Beni Zaofu'ya saldırmaktan alı koymanızın tek yolu beni bedenen durdurmanızdır.
Korra, if you win, then you can do whatever you want with Zaofu.
Korra, eğer kazanırsan, Zaofu'da ne istersen o olacak.
Bring the citizens of Zaofu to kneel before the Great Uniter.
Zaofu'luları getirin, Ulu Birleştirici'nin önünde diz çöksünler.
And escaped zaofu.
Ve Zaofu'dan kaçabildiler.
But I want to hear what happened in zaofu.
Zaofu'da neler olduğunu öğrenmek istiyorum.
I've been living in the swamp and keeping watch on Zaofu through the vines.
Bataklıkta yaşayıp asmaların arasından Zaofu'yu gözetliyordum.
I say we go on the offensive and start by retaking Zaofu.
Saldırıya geçelim ve ilk iş olarak Zaofu'yu alalım derim.
I'm so sorry about zaofu.
Zaofu için çok üzgünüm.
- I knew she wouldn't stop At zaofu.
Zaofu ile yetinmeyeceğini biliyordum.
- Well, i went to zaofu And saved su and her family... And guess who else we found...
Pekala, Zaofu'ya gidip Su'yu ve ailesini kurtardım ve tahmin et bakalım başka kimi kurtardık?
When you left zaofu, It broke my heart.
Zaofu'yu terk ettiğinde, kalbim çok kırılmıştı.
- Zaofu.
- Zaofu.