Zero's tradutor Turco
4,950 parallel translation
Zero seconds.
Sıfır saniye.
We were at zero visibility, yelling for anyone to call out, but no one did.
Görüşümüz sıfırdı ses vermeleri için bağırdık ancak kimse ses vermedi.
Now, our budget is basically zero, so we're gonna need to cover all the jobs that we would normally hire people for.
Bütçemiz neredeyse sıfır olduğu için normalde parayla yaptırılan işleri bizim halletmemiz gerekecek.
Um, unfortunately, your T-cell count is still zero.
Ne yazık ki T-hücre sayın hala sıfır.
It won't zero it out but it'll come close.
Tamamen sıfırlamıyacak ama sıfıra yaklaşacak.
I lost, which makes the score, oh, 165 million to zero.
Ben kaybettim, skor 165 milyona sıfır falan oldu.
By requisition, the desired rate is zero, naturally.
Talebe göre arzu edilen oran doğal olarak sıfırdır.
"What is the margin of error?" Answer... "Zero."
"Hata yapma oranı nedir?" Cevap "Sıfır".
My guess is, knowing those guys, the Macintosh is all bells and whistles and zero utility. You want a toy, you buy one of those.
Tahminimce, bu adamları tanıyorsam bu Macintosh süslü ama sıfır kullanışlı bir alettir.
Well, let's take this down to zero and see how things really were.
Peki, bunu sıfıra düşürelim bakalım işler gerçekte nasılmış.
It's 13-zero-seven and I still haven't gotten the mail.
Saat 13-sıfır-yedi ve ben hala posta almadım.
Zero-zero.
Sıfır-sıfır.
That's three "shouldn't be a problems" and zero "I'd love to come."
Üç kere "Sorun olmaz." dedin ve "Gelmek istiyorum." un sayısı sıfır.
- Three to zero?
Üçe sıfır mı?
When you zero it, you fucking zero at eight.
Sekizde sıfırlanır.
You deliberately got zero, didn't you?
Kasten mi sıfır alıyorsun nedir!
Control, this is Two Zero Three Charlie, Captain Brass.
Kontrol, İki, sıfır, üç Charlie konuşuyor. Yüzbaşı Brass.
You are Patient Zero, and I'm telling everyone to stay away from you because you, Artie, are disgusting!
Sen hastasın, ve ben herkese senden uzak durmalarını söyleyeceğim çünkü Artie, sen mide bulandırıcısın.
To the battered, zero-gravity cubby holes of the International Space Station!
Uluslararası uzay istasyonunun sıfır yerçekimli hücresine kadar yükseltin!
Zero.
- Sıfır.
Zero, zero, carry the one...
- Sıfır, sıfır, komşudan aldık...
You know, just trying to get back up to zero.
Sıfırdan uzaklaşmaya çalışıyorum işte.
They were convinced that this city, this time was ground zero for a cataclysmic time anomaly.
Burasının ve bu zamanın dehşet verici bir zaman kanunsuzluğuna sıfır noktası olduğuna inanıyorlardı.
You were right. Your dividend check did have the wrong amount, but from now on, it's going to have the right amount, zero.
Çekindeki miktar yanlıştı ama bugünden itibaren doğrusu olacak, sıfır.
Near zero contact...
Sıfıra yakın temas.
She's eating for two and drinking for zero.
Kadın iki kişi için yiyor ve kimse için içmiyor.
Leona's cab hasn't moved. Medallion number two, X-ray, zero, three.
Leona'nın taksisi henüz hareket etmedi.
ETA on task one zero minutes. Over.
Tahliyenin tahmini varış zamanı : 1-0 dakika, tamam.
Alpha, we're extracting the... LZ... zero point. On point.
- Alpha, iniş bölgesi, sıfır noktasına çıkarma yapıyoruz.
So you're saying zero chance?
Yani şansımız sıfır diyorsun.
Yes, Mr. Thelan, that's what we're saying... Zero.
Evet Bay Thelan, söylediğim şey o sıfır.
The throwaway phone we found on her has zero calls.
Kullan at telefonu ile hiç arama yapmamış.
You didn't have to yell, you could've just hit zero at any time.
Bağırmana gerek yoktu, istediğin zaman sıfıra basabilirdin.
I'm Charlie Darling, and you're all here on zero notice because there's an advertising crisis over at the...
Ben Charlie Darling. Burada hepiniz sıfır konumundasınız. Çünkü Treasure Trailz şirketinde bir reklam krizi çıktı.
What's up with Robert de Zero over there?
Şuradaki Robert de Zero ne ayak?
Zero tolerance is no slogan around here, Agents- - it's a moral imperative.
- Burada sloganımız "sıfır tolerans" dır. Eğer bir subay bu gemide zarar gördüyse gerçeği bulmak için her yolu kullanacağız. Ahlaki zorunluluk.
You know, the Swedish government have decided that there should be zero traffic-related deaths in this country.
Bu trafikle ilgili önemli bir şey. İsveç Hükümeti trafik kaynaklı ölümleri sıfıra indirmeye karar verdi.
Lion's Gate University has instituted a zero tolerance policy.
Lion's Gate Üniversitesi sıfır tölerans politikası başlattı.
So the hospital and I have zero liability.
Yani hastahanenin ve benim sorumlulum sıfır.
So we had no choice but manipulate the Sangwu Group debt recovery rate to zero.
Bu yüzden Sangwu Grup borçlarını sıfıra indirmekten başka çaremiz yok.
Tried to get two, came home with zero.
.. iki taneyle devam etmek istedi, eve sıfırla döndü.
It has zero chance of success, but, uh, what the hell?
Başarma ihtimali sıfır. Ve o da ne? Nedir bu faraday kostümü?
We've got a code zero, Scammonden Road, it's Kirsten.
Scammonden Yolu'nda acil durum var. Kirsten'e bir şey olmuş.
Can't believe I'm putting my life in the hands of the cast from Less Than Zero.
Sıfırdan Az kadrosunun ellerine hayatımı...
From three major publications a year to zero.
Yılda üç büyük makaleden sonra sıfıra.
If the battery goes down to zero, it drops.
Pil seviyesi sıfıra gelirse, o da düşer.
None. Zero.
Hiçbiri, sıfır.
One spectacular senior year with my friends plus one amazing new boyfriend minus absolutely zero lingering feelings for Matty equals me ready to start a new chapter in my life.
Arkadaşlarımla muhteşem bir yıl artı yeni bir muhteşem erkek arkadaş eksi Matty'ye karşı geçmek bilmeyen sıfır his eşittir hayatında yeni bir sayfa açamaya hazır ben.
I mean, it's a zero-sum game.
Sonunda durum eşitlenecek çünkü.
You have Zero Eurodollars in your Citizen Card.
Vatandaş Kartınızda sıfır Avrodolarınız mevcut.
This is ground zero for a new vampire community.
Burası yeni vampir topluluğu için yer sıfır noktası.