Zipper's tradutor Turco
221 parallel translation
I will not. I'm trying to get this zipper shut.
Yapmam.Fermuarı kapatmaya çalışıyorum.
Just because you can't even work a zipper!
Sırf bir fermuarı bile çekemiyorsun diye!
Help me with my zipper, it's stuck.
Fermuarı çekmeme yardım et.
The zipper's stuck.
Fermuar sıkıştı.
I think the zipper's jammed. All right. Let's see.
Sanırım fermuar sıkıştı.Tamam bir bakalım.
It's not my fault that the zipper is stuck.
Benim hatam değil, fermuar sıkışık.
His zipper got stuck...
Onun fermuarı sıkıştı...
You mean that zipper was really stuck, and all she wanted was a sleeping pill?
Yani fermuar sıkıştı ve tek istediği uyku hapıydı öyle mi?
Did the zipper get stuck?
Fermuar mı sıkıştı?
I'm a girl who never had trouble with a zipper in her life... until tonight.
Ben hayatında bir fermuarla hiç sorun yaşamamış bir kızım,... bu geceye kadar.
The zipper's jammed.
Fermuar sıkışmış.
My zipper's stuck again.
Fermuarım sıkışmış yine.
You see, I have this long zipper and it's hard to do up alone.
Bu uzun fermuarı çekmek çok zor oluyor.
- The zipper's stuck.
- Fermuar sıkıştı.
When he gets my hair in his zipper?
Saçımı fermuarına sıkıştırdığı zaman mı?
If it don't, - you got your thing caught in the zipper.
- Yoksa senin taşaklarını sıkarım.
The zipper, you moron. It's caught in my rump!
- Fermuar sıkıştırdı!
My zipper's stuck.
Fermuarım sıkıştı.
- But, Daddy, my zipper's stuck.
Ama baba, fermuarım sıkıştı.
The zipper is jammed again!
- Şimdi de paçam sıkıştı.
As usual, Mr Malone has his brains caught in his zipper.
Her zamanki gibi Bay Malone'un beyni fermuarına sıkıştı.
- Oh, it's the zipper. Sets off the machine.
- Oh, fermuar olmalı makinayı öttüren.
Look, really, in all seriousness, don't get your dick caught in your zipper.
Bak, cidden, tüm ciddiyetimle, sakın aletini fermuara sıkıştırma.
It's caught in my zipper.
Fermuarıma takıldı.
The zipper's melted.
Fermuar erimiş.
- Lieutenant, there's no zipper.
- Teğmenim, fermuarı yok.
My zipper's caught again.
Fermuarım yine sıkıştı.
- My zipper's stuck.
- Fermuarım sıkıştı.
Would you just open the zipper, sir?
Fermuarı bir açar mısınız, efendim?
The zipper on your skirt's stuck.
Dragkedjan på klänningen har fastnat.
It's also the inning I wish I had a zipper in the front.
Ayrıca bu şeyin önünde fermuar olması için dua ettiğim devre arasıdır.
He said, "Mommy, my pee-pee got stuck in my zipper!"
Dedi ki : Anneciğim pipim fermuarıma sıkıştı!
That's a nice button. It goes with my zipper that I found in my burrito at Illegal Pete's.
Kanunsuz Pete'in yerinde yediğim burrito'dan çıkan fermuarla iyi gider.
My thing got stuck in my zipper, I got piss all over my pants.
Şeyim fermuarıma sıkıştı. Donuma işedim.
I have enjoyed the fact that your shirt's been sticking out of your zipper.
Yine de tuvaletten geldiğinden beri tişörtünün fermuarından çıkmasını görmekten keyif aldım.
It's a zipper.
Bu bir fermuar.
Jacey, remember that time I got my dick caught in my zipper?
Jacey, S.. imin fermuarıma sıkıştığı zamanı hatırlıyormusun?
I mean, you think you blew it with the greatest girl ever, and it turns out that getting your dick stuck in your zipper was the best thing that ever happened to you.
Demek istediğim sanki tek harika kız o sanıyorsun. Aletinin fermuarına sıkışması başına gelmiş en iyi olay.
You want those pants so tight the flap in front of the zipper has pulled itself open, you can see the metal tangs hanging on for dear life.
Kendiğinden patlayıp açılacakmış gibi pantolonlar bulmalısınız. Fermuarındaki dişler birbirine can havliyle kentlenmiş olmalıdır.
It's called a zipper.
Buna fermuar deniyor.
- No, it's a zipper mark from the pillow.
- Hayır, yastıktaki fermuarın izi.
The zipper on Mr Kloster's pants was closed?
Peki Bay Kloster'ın pantolon fermuarı kapalı mıydı?
Good God! Someone has stolen my zipper!
Aman Tanrım, biri fermuarımı çalmış!
I felt fingers going for my zipper. That's disgusting.
Fermuarıma uzanan parmaklar hissettim.
- l had a little zipper problem. lt's okay.
- Bir fermuar problemim var. Önemli değil.
- The zipper's in the back.
- Fermuarı arkada.
The zipper's been broken for over a month.
Fermuar da bir aydan fazladır bozuk.
I--I swear her hair got stuck in my zipper.
Yemin ederim! Saçı fermuarıma sıkıştı.
The zipper's down.
Fermuar indi.
The zipper jacket's in now!
Fermuarlı ceketli şimdi içeride!
With his zipper down and hands otherwise engaged.
Onu sırtından vurmuş. Hem de fermuarı açık ve elleri meşgulken.