English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Z ] / Zonked

Zonked tradutor Turco

65 parallel translation
Really zonked, eh?
Sarhoş gibisin.
- He's zonked out.
- O, komada.
With the kind of people I get I couldn't have a gal who was zonked out all the time.
Sahip olduğum müşterileri dikkate alınca sürekli sızan bir kızı çalıştıramazdım.
I get zonked just breathing the air around here.
Burada havayı soluyarak kafayı buluyorum ben.
It's their own fault if we're zonked when they get here.
Eğer geldiklerinde sarhoş olursak bu onların kendi hatası olmuş olur.
Instantaneously zonked into component molecules!
Anında moleküllerimize ayrıldık!
Are you zonked, or what?
Uyuşturucu mu çektiniz siz?
And after a battle the whole family's knocked off, while the Wish Child is just wandering around the mountains, totally zonked out, with no memory of the attack except that a patch of his hair has turned white.
Dilek çocuğunu bir savaşta bütün ailesini kaybettikten sonra dağlarda hiçbir şey hatırlamadan dolaşırken bulurlar saçının bir bölümünün beyaza dönmesinin dışında.
God, I don't know what happened to me, but I feel zonked.
Tanrım, bana ne olduğunu bilmiyorum, fakat uçmuş hissediyorum.
I'm zonked.
Çok yorgunum.
How many emergency rooms have you been in at 3 : 30 in the morning with some zonked out guy on p.C.P., coming at you with a broken bottle?
Şunun için soruyorum. Sabaha karşı üç buçukta elinde kırık bir şişeyle üzerine doğru gelen alkoliklere rastlıyor musun burada?
Saturday night. We're still zonked.
- Cumartesi gecesi.
- Sometimes you gotta be zonked on the head. What can I say?
- Bazen kafayı üşütürsünüz işte ne diyebilirim ki?
He's zonked out of his gourd.
Kafayı bulmuş bir deli.
I'm going to meet you at home. I'm zonked.
Renee, ben gidiyorum, Seninle evde görüşürüz.
She's never had more than one glass of wine in her life, and she chooses today to show up totally zonked.
Hayatında bir bardak şaraptan fazlasını içmemiştir ve tamamen kafayı bulmak için bu günü seçti.
I heard you were zonked-out in the lounge.
Salonda uyuyakaldığını duydum.
Yeah, we're zonked.
Evet sarhoş gibiyiz.
I'm still zonked from yesterday.
Hala, akşamdan kalmayım.
I'm still zonked from yesterday, too.
Ben de akşamdan kalmayım.
My only claim to fame is... that I let a zillion zonked out musicians... get in my pants who don't even... care about me.
Şöhretiyle övünebileceğim... tek bir şey var, milyon tane kafası güzel müzisyeni... iç-çamaşırlarıma götürdüm, ve hiçbirinin umurunda... bile değildim.
Do you remember about a week ago you came home and I was supposed to be baby-sitting or something, and I was just zonked out on the couch with the TV going.
Daha geçen hafta çocuklara bakmayı üstlenmişken TV karşısında sızmış hâlde buldun.
I'm so zonked, I didn't you know what... it's actually a really nice day out, now that I see it.
Kafayı bulmuşum, daha karanlıktan çıkamadım, ve, aa... Biliyor musun aslında, dışarısı çok güzel, şimdi gördüm.
Never mind. Oh. I'm zonked.
Pestilim çıktı, Tanrım.
Me, I stay, I get zonked out of my mind, I stumble out into the middle of the street and I see my fucking car's been stolen.
Ben, kaldım, kafam yerinden çıkacak halde sokağın ortasına zıpladım ve bir baktım, lanet arabam çalınmış.
You zonked out about 20 minutes ago.
20 dakika önce sızdın.
He's all zonked out on heavy meds in the hospital, gettin'sponge baths.
Hastanedeki tüm ağır ilaçları içip zom olmuş, ve banyo lifleriyle güzelce duş alıyor.
Being zonked out of your mind is a lot more fun than dealing with your problems.
Niye olmasın? Problemlerinle uğraşmaktansa kafayı bulmuş olmak çok daha keyifli.
You knew the dean threatened him. You knew the dean was zonked out on Xanax and Scotch in his office.
Dekan'ın onu tehdit ettiğini, Xanax ve viski içtiğini de biliyordun.
I'm zonked.
Ayağa kalkacak halim yok.
She was so zonked.
O kadar uçmuştu ki.
Okay, he's zonked out of his gourd, and he's still playing with words.
Bulutların üstünde uçuyor ama yine de kelime oyunu yapıyor.
You do look a bit zonked.
Biraz bitkin gibi duruyorsun.
You know, it's just, my mom's right down the hallway, and I'm still pretty zonked from that jog.
Annem hemen alt katta,... ve ben koşu yüzünden acayip yorgun hissediyorum.
- She's zonked. - Oh, yeah.
- Pestil gibi.
No, no. No my head is zonked out already.
Yo yo yok, benim kafa zaten tuğla gibi oldu.
The problem is, most people are too zonked out on their meds to compete.
Ama sorun şu ki çoğu insan, ilaçlardan kafa olduğu için oynayamıyor.
Not really, I'm just zonked on Ativan.
Pek sayılmaz. Sadece Ativan'la kafa oldum.
Yeah. I'm pretty zonked.
Evet. Resmen sarhoş gibiyim.
Half the time, mom was zonked out on sleeping pills.
Annem günün yarısını uyku hapları yüzünden sızarak geçiriyordu.
So he goes into the studio and I'm sitting here in this studio window, like that thing, you know, I'm fucking zonked.
Stüdyodan içeri girdi bu arada ben burada böyle oturuyorum. Tabii ki sarhoşum.
Did you alert someone or were you too zonked out on painkillers to bother?
Bu durumla ilgili kimseyi uyardınız mı? Yoksa ağrı kesicilerin etkisiyle kendinizden mi geçmiştiniz?
A little zonked?
Yorgun musun?
Some psycho just zonked Norm.
- Bir manyak Norm'a vurdu.
" Polluted, blitzed, shattered, zonked,
" Kirletilmiş, kafası güzel, kırılmış, fitil gibi...
- Which I wouldn't have if I was zonked on that shit.
Senin o zımbırtıdan alsaydım olmayacak bir görüş.
You zonked out during the exam.
Test boyunca beynin zonklayıp durdu.
I completely zonked out.
Uyuyakalmışım.
Well, by about midnight, Sam and dad are zonked, and I figure, screw it.
Geceyarısı Sam ile babam bitkin düşmüştü ve ben dedim ki salla gitsin.
So... I guess you're pretty zonked out there, huh?
Demek,... soğukta oldukça yorulmuşsun?
You zonked?
Kafayı mı buldun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]