English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / 170

170 tradutor Turco

588 parallel translation
REPÓRTESE A LA OFICINA DEL ADMINISTRADOR GENERAL DE INMEDIATO
Çalışan : LLOYD No : 170 Konu : Derhal müdürün ofisine git.
Ahora voy a la 170, señora.
Şimdi 170'e gidiyorum madam.
Estas habitaciones están vacías. 176, 170, 168, 166.
Şu odalar boş... 176, 170, 168, 166.
Latitud 15º Sur. Longitud 160º Oeste.
Enlem 15 derece güney boylam 170 derece batı.
- Sí, 15º Sur - 160º Oeste.
- Evet. 15 güney ve 170 batı.
La primera vez que vine aquí, eran como 170000.
İlk geldiğimde 170.000 civarındaydı.
En lugar de un despegue normal en 500 m a 150 km / h, él les mostrará cómo hacerlo en 150 m y a 80 km / h con las bombas y un tanque lleno.
Bir B-25'in normal kalkışı saatle 170 km hızla 460 metrede olurken tam bomba ve benzin yüklü bir B-25'in 100 km hızla 150 metrede nasıl kaldırılacağını size öğretecek.
Si el tercero sólo sabe pensar en hace 170 años,..... quiero que el cuarto piense en 170 años después.
Üçüncünün 170 yıl önceyi düşünen bir aklı varsa, 170 yıl ileriyi düşünen dördüncüyü isterim.
- A $ 170.
- 170 dolar.
160,000 170,000
160.000! 170.000!
No divaguemos vamos por 170,000 por el vestido.
Konuyu dağıtmayalım! 170.000'deyiz.
que coche... y que repris... 120 en 3ª en 4ª 170...
Ne araba! Üçüncü viteste 120 Km, dörtte 170.
- Por los rastros que encontré... puedo asegurar que hay entre 150 y 170 ratas en el barco.
- Kemerlerdeki izlere bakarak, Clint bu gemide 150-170 kadar fare olduğunu garanti ederim.
Mientras que en Estados Unidos unos 170.000. Solo cuando tiene problemas legales el japonés busca consejo.
Japonlar sadece dava edildikleri zaman avukat bulma telaşına düşüyorlar.
La deuda de St. Anthony ronda ahora mismo 170.000 $.
St. Anthony'nin 170,000 doların üstünde borcu var.
A menos que encuentre 170.000 $ de repente.
Tabi beklenmedik şekilde 170,000 dolar bulunmazsa.
Pero la cantidad que he oído mencionar eran 170.000 $.
Ama bahsedilen paranın 170,000 dolar olduğunu duydum.
St. Anthony, el Padre Burke y 170.000 pavos.
St. Anthony, Peder Burke, ve 170,000 papel.
Hace un tiempo nos notificaron... que recibiríamos 1800 metros de tela.
170 metrekare kumaş alacağımızı söylediler.
Nivele en 170.
170 devirde sabit kalın.
170 a diez nudos.
10 deniz mili ve 170 devir mi?
Vosotros lleváis 120 kilos cada uno, yo 170 y la chica 80.
Siz adam başı 30 külçe taşırsınız. Ben 40... İki kadın da 20...
Yo también puedo llevar 170.
Ne? Ben de 40 külçe taşıyabilirim.
así que voy a ser breve, Keiko. He pagado Ios 170.000 yenes que debían tus clientes en tu antiguo bar.
Leylak Bar'da borçlandığın müşterilerin için 170,000 yen ödedim.
- Bien. De 180 dracmas, bajaremos el precio a 170 dracmas.
180 Drahmi'den 170 Drahmi'ye indireceğiz.
170.
1 frank 70 santim.
Está a más de 170 millas al este.
Doğu'ya doğru 170 mil uzakta.
El que tiró paga 170 mon.
Zar atıcı 170 ödüyor.
El ordenador calcula 170 horas, Sr. Spock.
Bilgisayar 170 saat bildiriyor, Mr. Spock.
Por aquí he llegado a los 170 km / h.
Buralarda 105'e kadar çıktım.
Temperatura externa de 2170 grados.
Dış yüzey ısısı 2.170 derece.
Nuestra nave está situada a 192 kilómetros de altitud, 272 kilómetros del punto de interceptación.
Aracımız şu anda 120 deniz mili yüksekte, kalkış noktasından 170 mil uzakta.
Te dije que quería ciento setenta mil.
Sana 170,000 tane olmasını söylemiştim.
- 150, 160, 170.
- 150, 160, 170.
Y en eso he tenido éxito porque he tenido el honor de dirigir tropas que hasta la fecha han matado o capturado a 170,000 enemigos.
Bu konuda başarılı olmalıyım çünkü bana komuta onuru verilen birliklerle birlikte yaklaşık 170.000 düşman askerini ele geçirdim ya da öldürdüm.
Son 170 agentes y se están aproximando.
Memurlar 170 ve yaklaşıyor.
¿ 170.000 libras?
- 170,000 mi?
Descubrirá que un falso andrew Wyke vendió las joyas por 170.000 libras. Pero aun así tendrán que pagarme.
Birisinin Andrew Wyke kılığına girip mücevherleri 170.000 pound'a sattığını keşfederler, ama bana yine de ödeme yapmak zorunda kalırlar.
Ciento setenta mil libras.
170,000 pound.
Esto va a ser peligroso. Hay que ir bien vestido...
170,000 pound vergisiz nakit para
Concéntrese en esos crujientes fajos de billetes, 170.000 libras en metálico, libres de impuestos.
Onun yerine 170.000 adet, nakit, vergisiz, kalın desteler halindeki banknotlara konsantre ol.
445F + 090F un O.H.Q. ( obrero altamente cualificado ) coeficiente 170 de 537F a 604F.
Yetenekli bir işçi, 4.45 + 0.90 frank yapar. Daha da yetenekli bir işçi, 5,37'den 6,04'e kadar yapar.
Tiene casi 170.000 kilómetros.
Ben onun üzerinde 100,000 mil yaptım.
Caí en picada a 260 km / h y fue una caída corta.
Dalışta 170'e vurmuş olmalıyım ve bu sadece kısa bir dalıştı.
A sólo 170 kilómetros de distancia, los hornos de Auschwitz estaban más ocupados que nunca.
270 km. ötedeki Auschwitz'de ise fırınlar, her zamankinden daha fazla mesai harcıyordu.
He vuelto.
Peki 170 yen diyelim mi?
Serán 170 yenes.
- Gel buyur.
En Japón solo hay 5.000 abogados.
Amerika'da 170,000 avukat varken, Japonya'da sadece 5,900 avukat var.
Me heisted más de 170 mil dólares.
170 bin dolar dolandırdım ben.
- 170.
170.
Le tratará muy bien.
Tabiki mücevherlerin değerince para almayacaksın, ama 170.000 pound civarını, yani üçte ikisini falan, Seni en iyi şekilde ağırlayacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]