Translate.vc / Espanhol → Turco / 2
2 tradutor Turco
79,691 parallel translation
Por lo cual eres el segundo con quien estoy más enfadado.
Annenin istediği buydu. Ki bu sebeple listede 2. sıradasın.
Hecho, zancada media es de 26,018 pulgadas, velocidad de 2,937 millas por hora,
Ortalama adım aralığı 66,085 santimetre. Hız, saatte 4,72 kilometre.
CRISTAL ÁMBAR, 2 LITROS - ( 6 POR CAJA )
AMBER CAM TESTI IKI LITRELIK ( KASA BASI ALTI )
La cantidad de proteína que ocupamos es un porcentaje bajo de calorías, talvez 2 % o 3 % de calorías.
İnsanın protein ihtiyacı, kalorinin çok az bir yüzdesini belki yüzde iki buçuk, üçünü oluşturuyor.
Pero, ¿ Son una buena opción de comida?
Ancak günümüz dünyasında yumurta gerçekten iyi bir gıda tercihi midir? Yumurta Tüketimi ve Tip 2 Diyabet Riski
A mayor uso de omega 3, mayor el riesgo de contraer diabetes tipo II.
Omega-3 ne kadar çok kullanılırsa tip 2 diyabeti riski o kadar artar.
Puedes esperar que el diabetes tipo II, se cure el 100 % de las veces.
Tip 2 diyabetin, gerçekten tip 2 diyabetse beslenme değişikliği ve buna bağlı kilo kaybı sayesinde
He rememorado el momento en mi cabeza una docena de veces a las 2 de la madrugada.
Sabah saat 2 anını kafamda çoğu kez tekrar oynattım.
En honor a los antepasados. Los cuadrúpedos, los bípedos, los heridos. Las plantas y los animales.
Atalarımızı onurlandır dört bacaklıları, 2 bacaklıları, kanatlıları, bitki ve hayvanları.
Dos semanas después de reivindicar su descubrimiento se desvaneció mientras hacía senderismo en las Sierras.
Buluşunu ilan ettikten 2 hafta sonra Sierra'da çıktığı yürüyüşte kayboldu.
Durante la Segunda Guerra Mundial, el Oeuvre de Secours aux Enfants sacaba niños judíos de contrabando de Francia a Suiza.
2. Dünya Savaşında "Çocuk Yardım Cemiyeti" yahudi çocukları Fransa'dan İsviçre'ye kaçırdı.
Entró hace dos minutos.
2 dk önce giriş yapmış.
Lo siento. El paciente está medicado para diabetes tipo 2 y apnea de sueño.
Hasta Tip 2 diyabet ve uyku apnesi için ilaç kullanıyor.
Yo, junto con el Equipo de Homicidios Dos, respondimos a la investigación.
Cinayet Timi 2'yle birlikte soruşturmayı cevapladık.
No creo que haya dormido 2 minutos anoche.
Dün gece iki dakika uyuduğumu sanmıyorum.
Cuesta 2.100.000 de euros.
1.8 milyon Pound değerinde.
Sin embargo, hay una cosa alucinante que sí tendrás por 2.100.000 euros.
Öte yandan, 1.8 milyon Pound'unuz karşılığında aldığınız inanılmaz bir şey var.
Los número dices que pasa de cero a cien en 2,9 segundos. Y alcanza una máxima de 335 km / h con viento de cola.
Rakamlar 0-100'ün 2.9 saniye olduğunu ve arkadaki kanatla maksimum hızın 335 km / s olduğunu söylüyor.
- ¿ Y cuesta 2.100.000 euros?
- Ve 1.7 milyon Pound?
¿ Por ese dinero pasa de cero a cien en 2,9 segundos?
Ve bu paraya 0-100'ü 2.9 saniye?
Reduce para la segunda curva, en la No Recta, pero ahora puede pisar a fondo.
Aslında Düz Değil'deki ikinci viraj için 2. vitese düşüyor artık tüm gücü kullanabilir.
Vale, en... tres, dos, uno.
Tamam... 3, 2, 1.
Solo hay dos famosos sudafricanos conocidos mundialmente.
Dünyaca ünlü yalnızca 2 Güney Afrikalı var.
Transporter 2 y 3.
Transporter 2 ve 3.
las ciruelas.
2 kere de toplardan.
Ahí delante, hay un V12 de 5,2 litros con doble turbo que produce 600 caballos de potencia.
Önde 5.2 litrelik, çift turbo beslemeli V12 motor 600 beygir üretiyor.
Tienes ese gran ruido y rugido de los graves del V8 HEMI de 6,2 litros.
Bir tarafta 6.2 litrelik V8 HEMI motorundan gelen bas kükreme var.
Dos minutos 18... coma 79.
18. - Hayır. 2 dakika 18 nokta 79.
Por eso le ha llevado dos años hacerlo.
Bu yüzden 2 yıl sürmüş.
Con diez millones y medio os podéis comprar una casa de 9000 metros cuadrados como esta.
9 milyon Pound'la 2.800 m2'lik bir ev yapabilirsiniz. Bunun gibi bir şey.
No, solo era como un rompecabezas de dos piezas, y lo he vuelto a montar.
Hayır, 2 parçalık bir yapboz gibiydi ve tekrar birleştirdim.
Está alimentado por un motor turbo de dos litros del Ford Focus ST que produce 250 caballos.
Ford Focus ST'nin 2 Litrelik turbolu motoruyla güçlendirilmiş, yani 250 beygir.
Las limusinas de despedida de solteras requieren dos golpes para hundirlas.
Limuzinin oyun dışı sayılması için 2 kez vurulması gerekiyor.
Las dos autocaravanas necesitan también dos golpes para ser hundidas.
Karavanların ikisi de aynı kez. 2 vuruş.
No puedes ir por ellos sin ser dos o más en el coche.
Hani, 2 veya daha fazla insan varsa eğer arabanızda içeri girmenize izin verilmez.
En Gran Bretaña, el 1,2 % de los accidentes causan fatalidades.
İngiltere'de tüm kazaların % 1.2'si ölümlü.
Sólo tengo 2.3.
Benimki 2.3.
¿ Va dos veces más rápido?
Benden 2 kat hızlı mı?
Faltan dos días para Navidad, y si es un hombre, aun no ha comprado nada.
Noel'e 2 gün kaldı ve eğer erkekseniz henüz hediye alışverişi yapmamışsınızdır.
£ 2,75.
12 Lira.
Comprado por £ 2.75, pero ahora que tiene "Grand Tour" en él, podríamos venderlo por £ 20.
12 Liraya aldık ama artık üstünde Grand Tour yazdığı için 85 Liraya satabiliriz.
Enzo Ferrari y la cabeza de Ford, Henry Ford II, rápidamente llegaron a un acuerdo de $ 16 millones de Dolares.
Enzo Ferrari ve Ford'un başkanı 2. Henry Ford hızla 16 Milyon dolarlık bir fiyatta anlaştılar.
De vuelta en Detroit, Henry Ford II,
Detroit'te, öfkesinden kudurmuş bir 2.
También un motor 4.2L V8, y el objetivo mágico de 200 mph parecía en la bolsa.
Buna bir de 4.2 litrelik V8 ekleyince 320 km / s'lik sihirli hedef çantada keklikti.
Le Mans estaba a sólo dos meses de distancia.
Le Mans'a yalnızca 2 ay kalmıştı.
Todos los autos se rompieron o incendiaron, dejando a sus amargos rivales de Ferrari ganar otra victoria 1-2-3.
Bu sayede ezeli rakipleri Ferrari bir kez daha ilk 3 olarak zafer kazandı.
Miles fue un ex comandante del tanque de la Segunda Guerra Mundial desde Birmingham ;
Miles 2. Dünya Savaşı tank komutanıydı ve Birminghamlıydı.
Ok, Espectadores, este es un "listado de momento historico de autos de carrera" numero 2 porque este es el GT40 que compitió en Le Mans en 1966.
Pekâlâ, izleyiciler bu "ölmeden önce sürülecek tarihi yarış arabaları" listemin iki numarası. Çünkü bu 1966'da Le Mans'da yarışan GT40'ın ta kendisi.
Cuando la noche cayó, los Ferraris, usando su mayor agilidad y su mayor eficiencia de combustible, estaban liderando la carrera uno-dos.
Güneş battığında, atikliklerini ve yakıt ekonomilerini kullanan Ferrari'ler ilk 2 sıradalardı.
Esa tarde, Henry Ford vio sus autos cruzar la linea en un espectacular final 1-2-3.
O öğlen, Henry Ford arabalarının... yarışı ilk 3'te bitirişini izledi.
Michael D. Ashville y su hermano, Dwayne Develle estaban en la puerta de su edificio en la avenida Bancroft en East Oakland cuando les dispararon. Cuando el detective Liem y yo entrevistamos a la Sra. Aubrey, nos informó que camina diariamente en la Reserva Regional Huckleberry y generalmente llega a las dos de la tarde.
" Dedektif Liem'la Bayan Aubrey'le konuştuğumuzda bize Huckleberry'de günlük olarak koşuya çıktığını ve genelde öğlen 2 civarı vardığını belirtti.