Translate.vc / Espanhol → Turco / Adoró
Adoró tradutor Turco
42 parallel translation
"y Le adoró."
"ayaklarına kapandı."
, - Sí. Él adoró mi latín.
- Evet, Latincemden etkilendi.
Me adoró durante 9 condenados años. - ¡ A mi!
Dokuz yıl boyunca bana hayrandı.
- No. Rod me adoró.
- Hayır Rod âşık oldu bana.
Sea lo que sea que pienses de tu voz aquella noche el público te adoró.
O gece sesinle ilgili senin düşündüklerine rağmen, izleyici yine de seni sevdi.
Ángel, esta criatura, vino de un mundo... que adoró a Jasmine durante milenios,... un mundo que podemos alcanzar a través de esto.
Onun hakkında başka ne biliyoruz? Bence büyük ve çirkin arkadaşımızdan daha büyük ve daha çirkin.
- Mi pueblo adoró una vez a Itchtultu.
Bir zamanlar halkım Itchtultu'yu taparcasına severdi.
Y me encanta que tú la quieras. Dios, ella te adoró. Todas.
Seni sevdiler, hepsi öyle.
Y el cerdo... el cerdo me adoró.
Ve domuz, domuzda beni sevdi.
En aquella época el templo donde la gente rezaba estaba en ruinas y entonces la gente adoró ídolos, dioses falsos y entonces el reino estaba en desorden.
O zamanlar... insanların ibadet ettiği tapınak harap haldeydi. bu sebeple insanlar, putlara ve yanlış tanrılara taptılar. Bu yüzden de krallıkta düzensizlik hakimdi.
Siempre adoró los caballos.
Atları hep sevmiştir zaten.
Siempre adoró la fotografía y la música.
Hep müzik ve fotoğrafçılığı sevmiştir.
Ella adoró esa tarjeta con todos los sentimientos y cosas por el estilo.
O karta, içindeki duygusal laflara filan bayıldı.
¡ Lo adoró!
Bayılmış.
¿ Crees que ella me adoró, negociante?
Sence beni sevdi mi züppe?
Desde pequeño... adoró conducir tractores.
Çocukluğundan beri traktör kullanmaya bayılırdı.
Adoró los colores y la manera salvaje y emotiva en que aplicaba la pintura en el lienzo.
Resimlerine renkleri ve vahşi, duygusal yansıtma yolunu.
¡ Y el pueblo americano lo adoró por eso!
Ve Amerikan halkı ona bu sebepten hayran oldular!
Avis adoró mi capítulo de salsas.
Avis sos bölümüne bayılmış.
El tío que la ha comprado la adoró más.'
Satın alan adam daha çok seviyordu.
Para su información, Julie tuvo más aplausos que nadie la gente la adoró.
- Siz nesiniz biliyor musunuz? Bir zorbasınız. Bilginiz olsun diye söylüyorum, Julie en çok alkışı toplayan kişiydi.
Gaby adoró a su hija biológica.
Gaby, biyolojik kızı Grace'in üzerine titriyordu.
Siempre le adoró.
Onu her zaman çok sevmişti.
Una parte del público las odió, otra parte las adoró.
İnsanların bir kısmı onlardan nefret ederken, diğerleri onları sever.
¿ Por qué crees que ella estaba molesta? , ella adoró... aquel sitio.
Tabiki üzgün.
Adoró mi libro sobre el Romanticismo, valor agregado y labor alienado.
Romantizm, Fazlalık Değerler ve Yabancılaştırılmış Emek kitabıma bayılmıştı.
Yo era como un devoto que se enteró de que el Dios al que adoró toda su vida no existía.
Hayatı boyunca Tanrı'ya tapan kendini ona adamış biri gibi olduğumu öğrendim. Ama o yoktu.
Annie siempre adoró un poco de teatro.
Annie hep tiyatroyu sevmiştir.
¡ Lo adoró!
Bayıldı diyorum.
Mi hija le adoró.
Kızım ona tapardı.
A ver, Charlie la adoró tanto, que no le habría dejado irse tras la entrevista.
Yani Charlie ona bayıIdı görüşmeden sonra ayrıImasına izin vermedi.
Ella lo adoró hasta el final.
Sonuna dek tapardı ona.
El club te adoró.
Kulüp sana bayıldı.
Y la adoró.
Eminim çok hoşuna gitmiştir.
Después de que nació, adoró cada movimiento que él hacía.
O doğduktan sonra her hareketinde üzerine titredi.
Jason siempre adoró el autocine.
Jason sinemaya hep bayılmıştır.
Siempre adoró los tamales de carne, y estos acabaron por condenarlo.
Acılı rende dana etine bayılırdı ve bu onun sonu oldu.
¿ Cuánta gente la adoró?
Kaç erkek sevdi onu?
Mi esposa la adoró.
- Eşim bayıldı. Mükemmeldi.
Llámalo como quieras, pero el adoró mirarte el culo.
- Ama eminim ki senin kalçaların hastası. - Onu suçlayabilir misin?
siempre adoró la ropa estilo "Rancho".
O hep bizi sevdi...
Y la gente adoró y veneró a Su Majestad...
Halk, siz Majesteleri'ne, daha önceden hiç şahit olmadığım bir şekilde taptı ve ibadet etti.