English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Adén

Adén tradutor Turco

165 parallel translation
Si el asunto es de su interés mi madre llegaré a Adén hoy al mediodia, a la hora de ellos.
Eğer ilgilenirseniz, annem, bugün öğlene doğru Aden'e varmış olacak.
Ha llegado la caravana de Adén.
Aden kervanı ulaştı.
Sugiero que coja el camino de vuelta a Adén.
Doğu yolundan Aden'e geri dönmenizi tavsiye ederim.
En el aeropuerto de Adén, la tripulación y los pasajeros siguen detenidos, esperando ser canjeados por prisioneros han llegado a El Cairo presos en su país serán aterrizaje de emergencia!
Aden havaalanında yolcuların ve mürettebatın mahkûmlarla takas edilmesi planlanıyor. Yemen devlet başkanı bugün öğlende Kahire'de ülkesinin teröristlere iniş izni vermeye hazır olmadığını açıkladı. Lufthansa acil iniş izni istiyor
Fotografía DMITRI FELDMAN Decorados VICTOR ADEN
görüntü yönetmeni DMITRİ FELDMAN yapım VİCTOR ADEN
al este del Edén.
"Kabil oradan ayrıldı. Aden bahçesinin doğusundaki Nod topraklarına yerleşti."
Y habitó en tierra de Nod... "...
"... ve Aden bahçesinin doğusunda... "
Nos sentamos por detrás del Santo Aden, fumando los Woodies.
St. Aden'in is kokulu ormanının arkasında oturdum.
Partirán a las 6 horas y aterrizarán en Aden para repostar.
Saat 06 : 00 da ayrılacaksınız ve yakıt için Aden'e ineceksiniz.
Dios había plantado un jardín en Edén, en oriente.
Tanrı, doğuya doğru, Aden'e bir bahçe dikti.
Y Caín se alejó de Dios y fue a vivir a Nod, al este del Edén.
Ve Kain Tanrı'nın huzurundan ayrıldı ve Aden'in doğusuna Nod diyarına yerleşti.
Y otra novela : "Aden-Arabia"
Romanlarından birinin adı "Aden Arabistan" dı.
¡ La célula Aden-Arabia!
- Aden Arabistan Hücresi olsun o zaman. - Tamam.
HENRI DESPUÉS DE SU EXPULSIÓN.
Diyalog : Aden Arabistan Hücresinden Atılmasının Ardından Henri
Es un edén de verdad, Jim.
Gerçek Aden cenneti, Jim.
¿ Qué cree que comían los Argyll en Aden?
Argyll Alayı, Aden'de ne yedi sanıyorsunuz? Arapları mı?
El Hijo de la mujer muerta, Aden Rey, desapareció misteriosamente.
Öldürülen kadının oğlu Aden Rey, gizemli bir şekilde ortadan kayboldu.
Una foto reciente de Aden Rey.
Aden Rey'in yakın zamanda çekilmiş bir fotoğrafı.
Debemos encontrar a Aden Rey.
Aden Rey'i bulmalıyız.
Puede ser Aden Rey.
Aden Rey olabilir.
Aden Rey es muy reservado, no tiene amigos.
Aden Rey çok izole biriymiş, hiç arkadaşı yok.
¡ Aden!
Aden!
Voy a irme a la tierra de Aden.
Aden'in ülkesine gidiyorum.
Te lo dije. Es Aden Rey.
Sana söylediğim gibi.
Deme una orden para arrestarlo.
O, Aden Rey. Tutuklanması için emir verin.
Cualquiera que pueda dar informaciones respecto al sospechoso de asesinato Aden Rey, se le pide que entre en contacto con la policía.
Cineyet şüphelisi Aden Rey hakkında bilgi verebilecek kişilerin polisle temasa geçmesi istendi.
Aden Rey está manejando un jeep.
Aden Rey bir jip kullanıyor.
Está manejando un jeep.
Aden Rey bir jip kullanıyor.
Aden es el acusado. Ojo por ojo, diente por diente.
Burada hazır bulunan Aden suçlandı.
Sí, Aden, me comeré cada pedazo de ti.
Evet, Aden, her parçanı yiyeceğim.
Un jardín de Edén perenne, con serpientes y otros predadores.
Yılanı ve diğer avcıları da içeren Aden Bahçesi.
A Aden.
Aden.
Tras la conferencia de ayer, el Secretario de Colonias comentó que esperaba que el proceso de independencia de Aden fuese rápido.
Dünkü toplantıdan sonra, Koloni Bakanı Aden'de bağımsızlığının hızlanmasını umduğunu söyledi.
"dile a este alma cargada de pena,..." "si dentro del lejano Aden,..."
Azalt biraz kederimi, söyle ruhum cennette mi
Msabu, soy Farah Aden.
Msabu, ben, Farah Aden.
¿ Estás bien, Farah?
İyi misin, Farah Aden?
El canal de Suez, luego Aden, Bombay, Singapour, Hong Kong.
Yarın Mısır'da duracağız, sonraki durağımız Bombay, ve sonra da Hong Kong.
Finalmente, se ha llegado a Aden.
Sonra Kahire ve buradan Aden'e ulaştık.
El señor Garrad ha ido a Aden.
Bay Garrad Aden'de bulunmuş.
¿ A Aden?
Aden?
¿ Ha ido a Aden, señor, Anson?
Siz Aden'e hiç gittiniz mi Bay Anson?
Ni a Aden.
Veya Aden'de...
Terry, nos han ordenado ir al Mar Rojo, al Golfo de Aden.
- Terry, Arap Denizinde Aden Körfezine gitmek üzere emir aldık.
Soy Aiden Corso, Capitán de la Seberus.
Ben Aden Corso, Sebrus'un kaptanı.
— Llámame Aiden.
- Bana Aden de.
Me llamaron así por mi tío Aiden que murió borracho mientras atravesaba un río por una apuesta.
Aden Amca'mın adını vermişler, cesaretle nehri sarhoş geçmeye kalkışmış ve ölmüş.
Aiden...
Aden...
¿ Es cierto que va a inscribir su caballo en la famosa carrera?
Gerçekten şu ünlü yarışa atınızla katılmak için Aden'e gittiğiniz doğru mu?
¿ Adén?
- Aden?
Alegra a estos amantes... Bendito seas, Dios.
Buradaki âşık çiftimizi Aden'de yaratılmış mutlu çiftlerden kabul et.
Despegaron de nuevo.
Uçak Aden'den tekrar kalktı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]