Translate.vc / Espanhol → Turco / Ahm
Ahm tradutor Turco
197 parallel translation
Ahm.
Ahm?
Ahm colaboró. Hasta que me dirigí al sur y no al norte como él quería.
Ahm ile dost olmuştuk, onun istediği gibi, kuzeye değil güneye gitmeye karar verdim.
Vamos, Ahm.
Hadi, Ahm.
Un árbol genealógico.
Soy ağacı. Ahm...
Creo que dice que algún día... él será como nosotros, y será un ga-lu.
Ahm'ın bir gün bizim gibi, yani ga-lu olacağına.. inandığını düşünüyorum.
Vete, Ahm.
Haydi, Ahm.
Bien, Ahm. Pronto nos marcharemos.
Peki, Ahm, yakında eve gidiyoruz.
¿ Y nuestro amigo Ahm?
Dostumuz Ahm nerede?
¡ Ahm!
Ahm!
¡ Ahm, no!
Ahm, hayır!
¡ Ahm! ¡ Cuidado!
Ahm, dikkat et!
- Estilo oracular... debemos olvidar el sentido y significado del pasado... debemos olvidar el sentido y significado del pasado.
- Ahm..., kahince stiliyle. ... karşılaşacağımız tehlikeyle, geçmişin anlam ve önemini unutacağımızı anlatıyor karşılaşacağımız tehlikeyle, geçmişin anlam ve önemini unutacağımızı anlatıyor...
Ahm ahí estás, al fin.
Nihayet seni buldum.
Ahm... vayan pasándolo por favor.
Lütfen dağıtır mısınız?
Ahm... tendrán que compartirlo porque... Lo siento, no tengo para todos. Lo siento.
Maalesef herkese yetecek kadar nüsha getirmemişim.
Es igual... Ahm... bien, aquí pueden ver unas fotos de las losas de protección
Neyse burada tabletleri görüyorsunuz.
¡ Eso es! ¡ Ahm!
Aferin.!
Ahm, no. Gracias.
Hayır,... teşekkür ederim.
Ahm, vale.
Pekala.
Hola, señor Jeein Ahm. Mi nombre es Soeun Yoon.
Merhaba, Bay Ben Jeein benim adım Yoon, Soeun
No es Jeein Ahm... es In Jee.
Hayır, Ben Jeein değil, Jee, In.
Ahm... yo fui por el naquahdah.
Naqahdah'nın peşinden gittim.
Ahm. Qué raro.
Bu garip.
Ahm, Todavía tengo el marcador de proteinas dejado por Jolinar.
Uh, Ben hala Jolinar'dan kalan protein izine sahibim.
Después de una campaña sangrienta que duró siete largos años... el Rey Escorpión y su ejército fueron derrotados... y expulsados al interior del desierto sagrado de Ahm Shere.
Yedi yıl süren acımasız bir savaştan sonra... Akrep Kral ve ordusu yenik düştüler... ve kutsal Ahm Şer çölünün derinliklerine sürüldüler.
"Oasis de Ahm Shere"
"Ahm Şer Vahası"
Creo que el brazalete sirve de guía... para llegar al oasis perdido de Ahm Shere.
Bence bilezik, kayıp Ahm Şer vahasının... yerini bulmak için bir çeşit kılavuz.
La última expedición que llegó a Ahm Shere... fue enviada por Ramsés IV, hace más de 3.000 años.
Ahm Shere'e yapıldığı bilinen son sefer... 3 bin yılı aşkın bir süre önce Dördüncü Ramses tarafından düzenlenmişti.
Ahora iré a Ahm Shere... y mataré al Rey Escorpión.
Şimdi Ahm Şer'e gidip... Akrep Kralı öldüreceğim.
Cuando lleguemos a Ahm Shere... mis poderes se habrán regenerado.
Ahm Şer'e vardığımız zaman... gücümü yeniden kazanmış olacağım.
Así que presta mucha atención, porque... tú eres el elegido... tú serás quien me lleve a Ahm Shere.
Onun için dikkatle dinle, çünkü... bu iş için seçilmiş kişi sensin... beni Ahm Şer'e götürecek olan sensin.
Cuando llegue a Ahm Shere, ni el Rey Escorpión podrá detenerle.
Ahm Şer'e ulaştığı zaman Akrep Kral bile onu durduramayacak.
Y tu hijo nos guía hasta Ahm Shere.
Oğlun da Ahm Şer'in yolunu gösteriyor.
Ahm Shere.
Ahm Şer.
Ahm, por cierto, ¿ cómo se llaman nuestros nuevos amigos?
Bu arada, yeni dostlarımız kendilerine ne diyorlar?
- Um, realmente pésimo...
- Ahm, baya kötüydüm...
Ahm... coronel Jack O'Neill, mayor Carter y Teal'c.
Albay Jack O'Neill, Binbaşı Carter ve Teal'c.
Y por cierto, no lo era. Bien, ahm...
Bu arada, değilmiş.
- Ahm... puedo explicarlo. - Adelante.
Açıklayabilirim!
Ahm, sí, me gustas, ¡ somos amigos!
Mmmm.. Evet, seni seviyorum, biz arkadaşız.
Ahm.
Ahm.
- Lo siento.
- Üzgünüm, ahm.
El bueno de Ahm.
İyi adam Ahm.
Ahm.
Kahveyi döktüğün için sağol.
Esta es una de sus características... por otra parte, aparecen, aparecen símbolos pintados por todas partes, ahm... nombres, títulos de propiedad, listas de ofrendas...
... her tarafta semboller bulunuyor.
Ahm... ¿ le conozco?
- Tanışıyor muyuz?
Ahm.
Merhaba.
Pero, um...
AMA AHM...
Ahm, ejem. Yo, eh...
Gelirken seks için bir yere uğradım.
Ahm, yo estaba solo...
Ben sadece...
Ahm... ¿ llámame?
Ara beni.