English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Aire

Aire tradutor Turco

27,208 parallel translation
Pido al aire que silencie su nombre.
Havadan ismini susturmasını istiyorum.
Y luego... bajamos por los conductos de aire.
Sonra da havalandırma kanallarından geçersiniz.
Iré a tomar algo aire.
Biraz hava alacağım ben.
Un capitán no aguanta el encierro, vine por un poco de aire.
Korkarım ki bir gemi kaptanı kapalı yerlerde en fazla bu kadar kalabiliyor. Dışarı çıkıp hava almak zorundaydım.
Trabajando como bestias de carga bajo el sol, el viento, el aire salado...
Bu namussuzda her türlü hava koşulunda çalıştım.
eso si continúa demostrando un aire de profesionalismo.
Profesyonel havasını göstermeye devam ettiğini varsayıyorum tabii ki de.
Démosle algo de aire.
- Hector doktor bul. - Açılın hava alsın.
Sí, somos aficionados del aire libre.
- Dışarı insanıyız.
Las posibilidades están en el aire.
Olasılıklar havada uçuşuyor.
Huele el aire de la península.
Labrador Yarımadası havasını kokla.
Vale, necesito que cojas aire.
Nefes alman lazım.
Para abrirse a cosas e ideas que nos hacen sentir vivos, como el aire, el ballet, cortes de pelo, países raros, el chili picante, las montañas, continentes, la Tierra, la vida.
Fikirleri, bize hayatta olduğumuzu hissettiren şeyleri havayı, baleyi, inanılmaz saç kesimlerini, garip ülkeleri acı biberi, dağları, kıtaları, Dünya'yı, yaşamı paylaşmak için.
Se quejaba de falta de aire Antes de que se derrumbó durante el ensayo.
Provalar sırasında bayılmadan önce nefes darlığından şikayet ediyormuş.
Más adelante está el piso alto en donde dispararon al Senador Wilcox en el aire, mientras caía en picada a su muerte.
Karşınızda yükselen bina Eyalet Senatörü Wilcox'ın havada vurulduğu yer, onun ölüme düştüğü yer yani.
El hielo conduce sonido tres veces más rápido que el agua y 15 veces más rápido que el aire, así que tal vez podrían oírlos a través del hielo.
Buz sesi sudan üç kat, havadan 15 kat daha hızlı iletir, yani belki de onları buz aracılığıyla duyabiliriz.
Voy a calentar el aire que respiran.
Soludukları havayı ısıtacağım.
♪ ♪ Escorpión 2x14 Sol de una Fecha de arma original del aire en 18 de enero 2016
Scorpion / Sezon 2, Bölüm 14 "Güneş Silahı"
Para conseguir un arma solar lo suficientemente alto en el aire para hacer una prueba.
Bir güneş silahını deneme yapacak kadar yükseğe çıkartabilmek için.
Flotas el prototipo Sun pistola en el aire, lo prueba, se destruye accidentalmente uno de sus propios edificios.
Güneş Silahı'nın ilk örneğini havaya çıkartırsın, test edersin kazara kendi binalarından birini yok edersin.
Así que usted está buscando en las corrientes de aire suroeste móviles a los 90 kilómetros por hora.
Şu anda güney batıya saatte 90 km hızla hareket eden hava akımlarına bakıyorsunuz.
Tienes que tirar que cinco punto siete pies en el aire en un ángulo de 60 grados con efecto de retroceso.
Bunu 1.73 metreye atmış derece açıyla geri dönüşlü fırlatman lazım.
¿ Pero no hay aire acondicionado, no?
Bir sürü koltuk var. Ama o kadar klima yok, değil mi?
Por ejemplo, Kayla, tú tienes un aire de seriedad.
Mesela sen veya Kayla oldukça ağırbaşlısınız.
El aire acondicionado sigue estropeado.
Havalandırma hala bozuk.
Lo del aire acondicionado... un curro.
Havalandırma... Ayak işleri.
Es una combinación de alcohol de frotar, descalcificador de cafetera y un poco de mierda que encontré goteando en la parte de atrás del aire acondicionado.
Bu ispirto, kahve makinesi kireç çözücüsü ve klima motorunun arkasından damlayan boktan bir şeyin karışımı.
No tengo aire acondicionado.
Havalandırmam yok.
Arañamos y... rascamos... pero solo contra el aire.
Tırmalıyoruz, çırpınıyoruz ama havaya gidiyor. Ancak birbirimizi tırmalıyoruz.
El aire olía a canela.
Hava tarçın gibi kokuyordu.
la habilidad de Livewire para absorber la energía eléctrica de el aire que la rodea me dió una idea.
Livewire'ın çevresindeki elektriği emmesi bana bir fikir verdi.
¿ Cómo procesa tu sistema respiratorio el incremento de oxígeno y nitrógeno presente en el aire que...
Solunum sistemin bu değişim sırasında artan oksijen ve nitrojen seviyelerine karşı nasıl yanıt...
En fin, conocí a Jeanine, fue una bocanada de aire fresco.
Her neyse, Jeanine ile tanıştım, tam bir eğlence makinesiydi.
Me vendría bien un poco de ayuda asegurando la esclusa de aire sur. Ve.
Güney hava kilidini korumada yardım iyi olurdu.
Se deslizó a través del aire de la noche, silencioso.
Gece karanlığında süzülüverdi, sesi de çıkmıyor hiç.
Aire fresco.
Taze şehir havası.
El agua cae desde el aire brillante.
Açık gökyüzünden su düşüyor,
Agua cae, desde el aire brillante.
Açık gökyüzünden su düşüyor,
Oye, Doc, si no tienes nada que hacer mañana, habrá otro mercado de granjeros al aire libre.
Hey, Doc, yarın bir işin yoksa... açık hava pazarı tekrar kurulacakmış.
De acuerdo, estamos de vuelta en el aire.
Pardon. Evet, tekrar yayındayız.
¿ No crees que es hora de que salgas a tomar un poco de aire?
Biraz hava almanın zamanı geldi mi sence?
Este lugar esta rodeado de oro, pero existe un ducto que permite el paso de aire.
Her tarafı altınla çevrelenmiş ama içinde tek bir boru hattı var.
¿ Puedo obtener un kit de aire, por favor?
Hava kiti alabilir miyim, lütfen?
Aire.
Hava.
- Dándole aire.
- Hava verin.
- No, solo... tal vez por cinco minutos para tomar un poco de aire fresco, pero nadie me vio.
- Hayır, ben sadece... Belki beş dakikalığına temiz hava almaya ama beni gören olmadı.
Él no está recibiendo suficiente aire.
- Yeterli hava alamıyor.
He sido un chico al aire libre durante 25 años, y sólo he visto un tipo desarmar una mina... con una navaja suiza.
25 yıldır açık alanda çalışıyorum ve İsveç bıçağıyla mayını zararsız hale getiren birini yalnızca bir kez gördüm.
son rufianes a pequeña escala que comercian con pistolas de aire comprimido.
BM silahlarının peşinde olan sıradan kabadayılar değiller.
Hablo del uso de bolsas de aire.
Hava yastığı kullanarak.
Pero solo tenemos una bomba de aire.
Fakat sadece bir tane pompamız var.
Así es, ya ves, cuando esté echo el nudo, se relajan los músculos, sacas todo el aire fuera de tu pecho... y ahora mira, la cuerda ya da suficiente espacio, por lo que puedes conseguirse safarte.
Ve gördüğün gibi halat kendini kurtarabileceğin bir boşluk veriyor. Böylece kurtulabilirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]