Translate.vc / Espanhol → Turco / Allah
Allah tradutor Turco
22,283 parallel translation
¡ Cielo santo!
Aman Allah'ım.
Seguro que está sacándole los órganos.
Allah bilir bu yaratığın organlarını topluyordur.
Joder, macho, ya lo pillo :
Allah'ım, tamam, anlıyorum çocuklar.
- ¡ Mamá!
- Hay Allah.
- ¡ Hostia!
- Aman Allah'ım!
Vaya. Vale.
Hay Allah.
Por Dios.
Hey Allah'ım.
Oh, Dios mío.
Aman Allah'ım.
Oh, Dios.
Allah'ım.
- Ay, Dios. - Hola, Morty.
- Aman Allah'ım.
Oh, Dios mío.
Allah'ım yarabbim.
Dios, ¿ qué clase de mundo es este?
Allah'ım bu nasıl bir dünya böyle?
Ese lo tenían planeado incluso desde antes del embarazo, seguro.
Allah bilir hamile kalmadan önce planlamışlardır onu.
Madre de Dios.
- Of Allah'ım.
- Joder.
- Hay Allah'ım.
- Oh, Dios.
- Allah'ım.
Oh, Dios, papa.
Allah'ım, baba.
Ay, me encanta tu anillo.
Aman Allah'ım. Yüzüğüne bayıldım.
No conocemos a nadie. ¡ Hola!
Burada bir Allah'ın kulunu tanımıyoruz.
De cualquier manera, ay, caramba.
Her halükarda, Aman Allahım!
¡ Maldito seas!
Allah seni kahretsin!
O puedo dejar que se pudra en la cárcel, y ambos sabemos lo que podría contar para librarse de una larga condena.
Ya da adamın hapiste çürümesine göz yumarsın. Uzun süre yatmamak için neler neler der artık Allah bilir.
Pero la puta agencia nos ha echado a los putos perros. No sé qué más decir.
Allah'ın cezası ajans kodamanlarını çağırdı.
Lo que tenga que pasar es la voluntad de Alá.
Her şey Allah'ın isteğiyle olur.
Puede que la voluntad de Alá sea que detengas esto.
Belki bunu durdurman da Allah'ın isteğidir.
Pase lo que pase, es la voluntad de Alá.
Olan her şey Allah'ın isteğiyle olur.
Puede que sea la voluntad de Alá que detengas esto.
Belki Allah'ın isteği bunu durdurmandır.
Así que por la gracia y gloria de Alá, sus palabras serán otra vez escuchadas.
Allah'ın lütfuyla Onun sözleri yine en yücesi olsun.
Pase lo que pase es voluntad de Dios.
Olan her şey... Allah'ın rızasıyla olur.
¿ Por qué en el nombre de Cristo no hay una cacería internacional...?
Allah aşkına neden daha uluslararası insan avı başlatılmadı?
¿ Qué estás haciendo aquí, Tamir? Este lugar es un insulto a Alá.
Burada ne arıyorsun Tamir, ha? Burası Allah'a bir hakaret.
Estoy intentando ganar su confianza, por el amor de Dios.
Güvenlerini kazanmaya çalışıyorum Allah aşkına.
Por favor, prométeme... si eres un verdadero hombre de Dios, que no la harás daño.
Lütfen söz ver bana... Eğer gerçekten Allah'ın kuluysan, ona zarar verme.
Pero la fe... rezar a Alá...
Ama inancım sayesinde, Allah'a şükürler olsun...
Tienes un don.
Allah vergisi bir yeteneğin var.
- ¡ Al infierno con esta gente!
- Allah kahretsin bu insanları!
- ¡ Págale, cojones!
- Allah kahretsin, öde işte!
La voluntad de Dios... y algunos negocietes.
Allah'ın emri, biraz da maymun işi.
Consigue los putos pasaportes.
Bul şu Allah'ın cezası pasaportları işte.
Pero ha sobrevivido, demos gracias a Alá.
Ama Başkan kurtulmuş, Allah'a şükür.
¡ Oh, Dios mío!
Aman Allah'ım.
Oh, Dios, no puedo creerlo.
Aman Allah'ım inanamıyorum.
Dios mío.
- Aman Allah'ım.
Oh, dios mío.
- Affet Allah'ım.
Y estamos atrapadas en una casa... en el medio de la nada y en una ruta inexistente.
Ama biz bilmediğimiz bir evde kısıldık kaldık. Allah'ın siktir ettiği bir yerde, adı sanı belli olmayan bir yolda.
En el medio de la nada.
Allah'ın siktir ettiği bir yerde.
Santo cielo.
- Aman Allah'ım.
Oh Dios mío.
- Aman Allah'ım.
- Jo, papá.
- Hey Allah'ım.
¡ Vámonos! Bueno, a la tercera va la vencida.
Pekala, Allah'ın hakkı üç. Bakalım burada ne varmış.
Madre mía.
Aman Allah'ım.