Translate.vc / Espanhol → Turco / Amôn
Amôn tradutor Turco
188 parallel translation
¡ Amón-Ra!
Ah! Amon-Ra.
"En el nombre de Amón-Ra, rey de los dioses".
"Tanrıların kralı Amon-Ra adına."
Forma parte del ajuar funerario de la princesa Anckesenamon.
Prenses Anckesen-Amon'un gömü malzemelerinin bir parçası.
- El nombre de Anckesenamon.
- Anckesen-Amon'un adı.
En esta sala está la momia y el ajuar funerario completo de la princesa Anckesenamon, de la 18a Dinastía, 1730 a.C.
Bu galeride Prenses Anckesen-Amon'un mumyası ve gömü malzemelerinin tamamı yer almaktadır ; 18. Krallık, İÖ yaklaşık 1730
Anckesenamon.
Anckesen-Amon.
Anckesenamon.
Anckesen-Amon. Anckesen-Amon.
Sir Joseph se preguntaba cómo supo dónde estaba la tumba de la princesa Anckesenamon.
Sir Joseph, Prenses Anckesen-Amon'un mezarının yerini nereden bildiğinizi merak ediyordu.
Pero leyó "Anckesenamon" en aquel trozo de cerámica.
Ama şu çömlekte "Anckesen-Amon" adını okuyorsunuz.
No mires, Anckesenamon.
Bakma, Anckesen-Amon.
Soy Anckesenamon, pero... también soy otra persona.
Ben Anckesen-Amon'um, ama ben... Ben aynı zamanda başka biriyim de.
Los dioses del otro mundo recibirán el espíritu de Anckesenamon.
Tanrılar Anckesen-Amon'un ruhunu yeraltı dünyasına alacak.
Descansarás de la vida, como el sol que se pone en occidente para surgir de nuevo en oriente, cuando los primeros rayos de Amón-Ra dispersen las sombras.
Güneşin batıdan battığı gibi, sen de yaşamdan kurtulacaksın. Ama Amon-Ra'nın ilk ışınları karanlığı nasıl dağıtıyorsa, sen de doğudan öyle doğacaksın.
He aquí el Faraón descendiente directo del sublime Amón Dios del sol, que manda en los cielos...
Bu, Firavun'du. Göklere, Firavun'un Dünyaya hükmettiği gibi hükmeden Güneş tanrısı Amon'un soyundan gelen oğlu.
Tendrá a Saint-Amon de intérprete.
- Tercüman olarak Saint Amon yanınızda olacak.
¿ Saint-Amon?
- Saint Amon mu?
Hasta ahora, los errores de Saint-Amon lo han mantenido alejado.
- Saint Amon'un hatası onu uzakta tuttu.
Tenía que encerrar esta tarde a Amon Clements.
Amos Clements'i öğlen hücreye tıktım.
¿ Por qué cree que estoy encima del armario?
- Amon... Neden bu dolabın üzerinde oturduğumu sanıyorsunuz ki?
Su nombre es Amon.
Onun adı Amon'dur.
- Por un mago llamado Toth-Amon.
- Bir büyücü tarafından.
El castillo de Toth-Amon.
Thoth-Amn kalesi.
UNTERSTURMFÜHRER AMON GOETH Es por donde querrá empezar, ¿ eh?
TEĞMEN AMON GOETH İşe başlamak isteyeceğiniz yer de burası, ha?
UNTERSTURMFÜHRER AMON GOETH
TEĞMEN AMON GOETH
UNTERSTURMFÜHRER AMON GOETH ¿ Tiene alguna pregunta, señor?
TEĞMEN AMON GOETH Bir sorunuz var mı, efendim?
¡ Amon, eres como un niño pequeño!
Amon, sen ne kahrolası rezil bir çocuksun be!
Fue una fiesta maravillosa, Amon.
Harika bir partiydi, Amon.
Eso es el poder, Amon.
Güç budur, Amon.
Amon el Bueno.
İyi insan Amon.
No te vendría mal adelgazar un poco, Amon.
Biraz kilo verebilirsin, Amon.
Amon.
Amon.
Hola, Amon.
Merhaba, Amon.
Amon, no puedes llevártela a Viena.
Amon, onu Viyana'ya götüremezsin.
Amon Goeth fue detenido siendo un paciente en un sanatorio de Bad Tolz.
Amon Goeth, Bad Tolz'daki bir sanatoryumda yatarken tutuklandı.
Ésta fue la gran Torre de Amon Sûl.
Burası, Amon Sûl'ün büyük gözcü kulesiydi.
Fue un distinguido miembro del clérigo de Amon Re.
Amon Ra'nın ruhban sınıfından yüksek bir rahipti.
Soy Her'ak, Primado de Lord Khonsu de Amon Shek.
Ben Her'ak, Amon Shek'li Lord Khonsu'nun baş adamı.
Amon Din.
Amon Dîn.
¡ La almenara de Amon Din arde!
Amon Dîn'in işaret kulesi yandı.
"Y Manasés engendró a Amón, y Amón engendró a Josías."
Manasses, Amon'un babası ; Amon ise Josias'ın babasıydı.
- Zeus-Amón, ¿ no es así?
- Zeus-Amon, öyle mi?
¡ El temible Amón ha resucitado!
Amon korkusuz yükseltildi!
¡ No, ese no es Amón!
Hayır, O amon değil!
¡ Amón!
Amon!
¿ Amón?
Amon?
¿ De veras que estás indefenso ahora Amón?
nasıl yardıma muhtaçsın, Amon.
Su nombre es Amón, ¿ no?
Onun ismi Amon, doğru mu?
Selene estaba enamorada de Amón.
Selene, Amon'u seviyor.
Significa "la viva imagen de Amón"... en honor al más grande dios de Egipto.
Mısır'ın en büyük tanrıları onuruna "Amon'un dünyadaki görüntüsü" anlamına geliyordu.
Hay hadas, unicornios, duendes ; y no podemos desmentir a ningunos de ellos, pero no creemos en ellos más de lo que hoy en día creemos en Thor, Ra o Afrodita.
Periler var, boynuzlu atlar, goblinler ; bunların hiçbirinin yokluğunu ispatlayamayız, fakat onlara günümüzde Thor'a Amon-Ra'ya, veya Afrodit'e, inandığımızdan daha fazla inanmıyoruz.
Déjenme presentarles al Dr. Amon Skagerrak Fredrikshavn.
Sizi Dr. Amon Skagerrak Fredrikshavn ile tanıştırayım.