Translate.vc / Espanhol → Turco / Anillo
Anillo tradutor Turco
12,934 parallel translation
Jacob Peralta, ¿ aceptas este anillo para llevarlo a la estrafalaria boda de los padres de nuestros amigos?
Sen, Jacob Peralta, bu yüzüğü kabul edip arkadaşlarımızın anne-babasının düğününe benimle gelir misin?
No, me refiero a que el anillo me queda demasiado ajustado.
- Yok, yüzük gerçekten sıktı.
El anillo se ha quedado atascado.
Çıkmıyor. - Hayır, olamaz, hayır, hayır.
Bien. Jake tiene el anillo.
Pekâlâ, yüzük Jake'te.
La buena noticia es que encontramos el anillo.
İyi haber : Yüzüğü bulduk.
El anillo se ha quedado atascado en el dedo.
- Yüzük parmağından çıkmıyor.
Podría sacar el anillo, pero podría herir tus pequeños dedos.
Yüzüğü çıkartabilirim fakat bu küçük parmaklarına biraz acı verebilir.
Encontré un anillo con un sello real entre mis cosas.
Eşyalarım arasında kraliyet damgalı bir yüzük buldum.
Ese anillo.
Şu çember.
Bueno, sí, quieren un anillo de la Super Bowl.
Herhalde yani, Süper Kupa yüzüğü istiyorlarmış
Phillip saldó su deduda conmigo, y Todos tiene el anillo.
Phillip borcunu ödemiş oldu, Herkes ise yüzüğüne kavuştu.
¿ Te falta un anillo?
Um, yüzük kaybettin mi?
¿ Te envié una foto de ese anillo?
sana yüzüğün fotoğrafını gönderdim mi?
Es un anillo.
bir yüzük
A ver el anillo.
- Yüzüğü göstersene öyleyse.
- dijiste que sí. - Dije "vale" y no había anillo.
"Peki" dedim ve yüzük yoktu.
- Te compraré un anillo.
- Sana bir yüzük alırım.
... la primera vez fue improvisada... y no tenía anillo, así que...
İlki bir tür rastlantı sonucuydu ve yüzük almamıştım, o yüzden...
- Es un anillo precioso.
- Güzel bir yüzük.
¿ Cuánto cuesta ese puto anillo?
O lanet şey ne kadar?
Es que el anillo cuesta 25.000 libras.
Yüzük 25,000 pound.
Marie, ¿ puedes traer el anillo del primer cajón, el de Jill Solomon?
Marie, ilk çekmeceden Jill Solomon yüzüğünü getirir misin?
Este anillo tiene más clase.
Bu daha zarif bir yüzük.
Me gusta el otro anillo, pero no sé.
Öteki yüzük hoşuma gitti ama bilemiyorum.
- Un anillo.
- Yüzük.
Es un anillo de compromiso.
Nişan yüzüğü.
Pero has tirado el anillo al suelo como un animal... y esta mujer se ha meado encima.
Sonra sen hayvan gibi yüzüğe vurup yola düşürdün ve sonra da bu kadın yüzüğün üstüne işedi.
Lleva anillo de casada, pero eso no significa nada.
Alyansı var ama bu bir şey ifade etmiyor.
Es que... acabo de ver tu anillo de casado.
Ben sadece... Ben sadece evlilik yüzüğünü gördüm.
No, el anillo no... no es lo que parece.
Hayır, yüzük... Tam olarak göründüğü gibi değil.
Sí, digo que ese uso del anillo de poder me puso la piel de gallina.
Aynen, senin yaptığın tamamıyla gıdaklamaktı.
Obtuve este anillo de tu mamá en Norfolk... y su bendición, y yo..
Bu yüzüğü Norfolk'ta annenden aldım.
Bueno, iba a hacerlo... pero luego me mostró este maravilloso anillo, ¡ y dije que sí!
Öyle yapacaktım. Sonra bana bu muhteşem yüzüğü gösterdi ve evet dedim.
Porque este anillo es de compromiso, ¿ no?
Çünkü bu bir nişan yüzüğü, değil mi?
No soy tan estúpida para aceptar solo un anillo de disculpas.
Çünkü benim boktan bir özür için alınan yüzüğü kabul etmeyecek kadar aptal olduğumu düşünmediğini biliyorum.
No hay anillo ni casa ni auto... ni el maldito diamante Hope puede comprar mi perdón.
Affımı satın alabilecek bir yüzük, ev, araba Hope elmeası bile yok.
¡ Es un anillo de $ 400.000!
Bebeğim o... O 400,000 dolarlık bir yüzük!
Por eso todo el mundo sabe lo de mi anillo gástrico.
Bu yüzden herkes midemdeki kelepçeyi biliyor.
Earl, no creo que vaya a comprarte pronto ese anillo de meñique que querías.
Earl sanırım serçe parmağın için istediğin yüzüğü sana yakın zamanda alamayacağım.
Y me caías mejor antes del anillo gástrico.
Ve seni mide kelepçen olmadan daha çok seviyordum.
Parto, dilatación, el "anillo de fuego"...
Doğum, genişleme, ateş çemberi.
Y encontró el anillo de compromiso de Brandi, y...
ve derken Brandi'ain nişan yüzüğünü buldu
él se fue con el anillo.
Ve sonra yüzükle beraber kaçtı.
¿ Puedes describir el anillo de compromiso?
Şu nişan yüzüğünü bana tarif edebilir misin?
Encontraré el anillo, Greg... y a quién lo robó.
Senin için yüzüğü ve bunu yapanı da bulacağım Greg.
Que averigüe si alguien llegó con un anillo de ágata y plata.
Gümüş içinde yeşil akik taşlı nişan yüzüğü getiren olmuş mu baksın.
Era el anillo de Brandi Collette.
Şey, uh, Brandi Collette'in yüzüğü.
¿ Y el anillo de Brandi?
Brandi'nin yüzüğünden ne haber?
Tú entra y revisa por drogas y el anillo de Brandi.
Sen içeri gir ve kaybolan ilaçlar ve Brandi'nin yüzüğünü ara.
Y alguien le robó un anillo a un viudo después de dispararle.
ve birisi yas tutan adamı vurup mücevherlerini soydu.
Greg me dijo que está tras del idiota... que le disparó a él y robó el anillo de Brandi.
Greg kendisini vuran ve Brandi'nin yüzüğünü çalanı aradığını anlatıyordu.