English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Aston

Aston tradutor Turco

276 parallel translation
Homicidio, Lord Aston.
Cinayet Lord Ashton.
Conducirá este Aston Martin DB5 con modificaciones.
Biraz değiştirdiğimiz bu Aston Martin DB5'i kullanacaksın.
No cambiaría un solo pétalo por nada de lo que su mundo me ofrezca, incluyendo un Aston M-Martin con accesorios letales.
Ölümcül aksesuarları olan bir Aston M-Martin dahil olmak üzere, Dünyanızın sunduğu hiçbir şey için, tek bir taç yaprağını bile feda etmem...
Compraré un Aston Martin.
Aston Martin Vanquish alacağım.
Un Aston Martin.
Aston Martin Vanquish.
El Guapo Rob se compró su Aston Martin.
Yakışıklı Rob, Aston Martin'ini aldı.
Aston Martin.
Aston Martin.
la bola está en juego nuevamente ¡ Y es tomada esta vez por Aston!
Top tekrar oyunda, Bu sefer Aston kaptı!
El Aston Villa juega contra el Liverpool.
Konağım Liverpool'da.
el Aston Martin y el Mercedes.
... ayrıca Aston Martin ve 2 Mercedes'in de.
- El Aston Martin. ¿ No es precioso?
- Aston Martin'e. Çok güzel değil mi?
Y me dijo que le encanta el Aston Martin así que...
Aston Martin'e gönül verdiğini söyledi.
El Aston Martin DB6 Plantagenet plateado.
Aston Martin DB6, kurşun rengi.
No, no podría comprar un Aston nuevo por 4 libras.
Dört pounda yeni bir Aston alamazsınız.
Para un Aston, 4 libras es barato.
Bir Aston için, dört pound ucuzdur.
Voy a dar una vuelta en el Aston Martin.
Tur atmak için Aston Martin'i alıyorum.
Háblame de Aston.
Bana Aston'dan bahset.
así que, por supuesto, Aston y yo nos uníamos cada vez más.
Aston'la ben daha da yakınlaşarak büyüyorduk.
Estaba con Peter la noche que Aston murió.
Aston'un öldüğü gece Peter'la birlikteydim.
Yo no sabía que Aston estaba vigilándonos.
Aston'un bizi izlediğini bilmiyordum.
Aston nos observaba desde una ventana en el piso de arriba.
Aston yukarıdaki pencereden bizi izliyordu.
Todos me dijeron que no entrase, pero lo hice... y vi a Aston.
İnmemem gerektiğini söylemişlerdi, Yine de inmiştim... ve Aston'u gördüm.
No es que Aston fuese tan guapo.
Tabi ki, Aston, bu kadar yakışıklı değildi.
Priscilla quiso un Aston-Martin color durazno.
Priscilla şeftali rengi Aston-Martin de ısrar etti.
Vive en Londres, Inglaterra conduce un Aston Martin.
İngilterede yaşar ve Aston Martine biner.
Un Aston Martin?
Aston Martin mi?
- Un cabriolé Aston Martin Lagonda, - ¿ Cuál es el origen del auto?
- Aston Martin Lagonda Cabriolet, - Bu araba nereden geliyor?
Este auto vino de la herencia del propietario anterior,., y luego se lo devolvieron a Aston Martin,
Bu araba bir önceki sahibine miras olarak kalmış. Ve daha sonra da Aston Martin'e dönüşmüş.
Aston Martin y Lagonda se unieron a mediados de los años 40,
Aston Martin ve Lagonda 40'ların ortalarında birleşmişler.
Tuve un Aston Martin.
Bende bir Aston Martin var.
Hay tres malos. El número uno está junto al Aston Martin.
Bir numara Aston Martin'in yanında duruyor.
Es un Aston Martin.
Bu bir Aston Martin.
Sí, es un Aston Martin 1967.
- Bu, 1967 model Aston Martin.
Sí, un Aston Martin.
- Evet. Bu bir Aston Martin.
¡ Mira tu Aston Martin!
Aston Martin'ine bir bak!
Le dije a Jay Aston antes de que fuéramos :
Elemeler başlamadan önce Jay Aston'a demiştim ki :
Charlotte fue a almorzar a la casa de Patty Aston la ex esposa de un productor de televisión.
Ertesi sabah Charlotte, bir Hollywood televizyon yapımcısının eski karısı olan Patty Aston'un evinde verilen brunch'a katıldı.
Manejaba a lo de John, en mi Aston Martin, y quedé atrapado en esa intersección, sabes.
Austin Martin'ime binmiş John'a gidiyordum. Bir kavşakta trafik tıkandı.
A Juliana la atropelló un Aston Martin.
Juliana'ya bir Aston Martin çarptı.
El número uno está junto al Aston Martin.
Bir numara Aston Martin'in yanında duruyor.
Aston Martin lo llama Conquista, nosotros Esfumarse.
Aston Martin ona Kazanan diyor. Biz de ona Yokolan diyoruz.
Agarra el volante. Voy a subirme al Aston.
Direksiyona sen geç.
- ¿ Manejabas un Aston Martin?
- Kırçaston Martin'e bindin mi hiç?
Y ahora ya tienes edad para conocer las reglas. - Que el dueño del Aston Martin...
Artık kuralları bilecek kadar büyüdün.
España, en un Aston Martin... Aprendiendo a bucear en Belice con... cómo-se-llame. El viaje de 7 estadios en 7 días.
İspanya'da Aston Martin'le gezdiğim ve Belize'de bilmem kiminle dalmayı öğrendiğim.
- La camiseta que llevas, es del Aston Villa.
- Giydiğin gömlek, Aston Villa.
¿ Yo recibo un aparato dental y un clarinete... y James Bond recibe un Aston Martin?
Nasıl oluyor da ben hizmetçi ve klarnet alıyorum... James Bond ise Aston Martin?
Lo que me preocupa es de qué color pillarme el Aston.
Benim asıI derdim, Aston'u ne renk alacağımız.
Mike, hazme un favor.
Aston Martin'i mi?
- ¿ El Aston Martin?
Danny'i bagaja koyarız.
"Howard Aston Winston".
"Howard Aston Winston."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]