English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Astra

Astra tradutor Turco

141 parallel translation
Mi madre acababa de morir y Daddy quería salir de allí por lo que tomó un trabajo en el planeta Astra.
Annem yeni ölmüştü ve babacığım, oradan kaçmak için Astra gezegeninden iş buldu.
Para salvar mi vida. He matado a un miembro de la tripulación en la nave espacial para Astra.
Hayatımı kurtarmak için, Astra'ya giden uzay gemisindeki bir mürettebatı öldürdüm.
Mejor comida que he tenido desde el Rainbow Room en el Astra.
Astra'daki Gökkuşağı Odasında yediğim yemekten sonraki en iyi yemek.
Sabes, yo podría haber tenido un peinado en el Astra de Azoth.
Azoth'taki Astra'da saçımı yaptırabilirdim.
"Per ardua ad astra"
"Per ardua ad astra."
"Per ardua... ad astra"
"Per ardua... ad astra."
Aunque crean haber visto un Cinzano, puede que eso no sea muy Astra, pero la visibilidad era muy mala.
Kim Cinzano martinisi gördüğünü söylüyor ki? O kadar da Astra değil, ama görüş mesafesi iyi değildi.
- Y un Vauxhall Astra. - Ah.
Ve bir Vauxhall Astra.
Bueno, es sólo un Astra.
Yani sadece bir Astra ama...
¡ Alguien que posee un Astra!
Astra'sı olan biri!
La gente con Astras puede beber con su mano derecha y cantar lo que quieran.
Astra sahibi insanlar, sağ elleri ile içebilir ve istedikleri şarkıyı söyleyebilirler.
John se metió con Dean Hurst y ahora tiene 300 puntos en la cara, y cuando su madre lo encontró quiso vengarse destrozándole el Opel Astra de su padre.
Johnno, Dean Hurst'e çelme taktı ve suratına 300 dikiş atıldı ve sonra annesi farketti 67 00 : 04 : 48,900 - - 00 : 04 : 52,300 pis işlerini babasının Astra'sında yapardı. - Çık ve üstünü değiştir.
Se llamaba Astra.
Adı Astra'ydı.
Lo único que sé es que antes de conocer a Astra, tenía una gran pasión por crear.
... Astra ile tanışmadan önce yaratma tutkusuyla doluydum.
Sí, utilizó su tarjeta de metro unas cuantas veces en la parada de astra place, es un área llena de pequeños teatros
Metro kartını, Astor Place durağında çok sık kullanmış. Orası küçük tiyatrolarla doludur.
Crucé las montañas Alborz para refugiarme en casa de mis padres, en Astara.
Ailemin Astra'daki evine gidebilmek için Elbruz Dağlarını aşmam gerekti.
"Princes-astra"
Üvey prenses.
O des-astr-es, cosas terribles que nos pasan por "astra", las estrellas.
Felaket anlamındaki "disaster" kelimesi de yıldızlar yani "astra" yüzünden gerçekleşen korkunç şeyler demektir.
Frank Lockhardt, propietario de los establos Ad Astra.
Frank Lockhardt, Ad Astra Ahırlarının sahibiyim.
Frank Lockhardt, dueño del establo Ad Astra.
Frank Lockhardt, Ad Astra Ahırları'nın sahibi.
... de repente, estamos rodeados por la policía..... todo el perímetro del campo con estas cosas como antorchas y un Astra empieza a incendiarse ¡ Todos huimos y tú dejaste tu memoria allá!
Her an polisler etrafımızı sarabilirdi. Neredeyse arazinin tamamı sönmek bilmeyen milyonlarca meşaleyle kaplı gibiydi. Sonra bir Astra tutuştu ve tamamen alev aldı.
Yo quiero presentarles la idea... 73 % QUIEREN BAJAR DE PESO... y conseguir el contrato para Astra y luego ellos me harán productor ejecutivo.
Beni onlara tanıtmanı istiyorum, bizimle kontrat yapmalarını sağla ve onlar beni kesinlike yapımcı yapacaklar.
Producciones Astra.
"Astra Yapımcılık".
"El avistamiento de un Astra plateado yéndose a toda velocidad."
"O alanda hızla oradan uzaklaşan bir gümüş renginde Astra görülmüş."
- ¡ No tenía ningún Astra!
Benim bir Astra model arabam yoktu!
Necesitas a alguien en quien contar, necesitas un Vauxhall Astra no un lindo Golf GTI.
Takma kafana. Sana güvenilir biri gerekli, Vauxhall Astra lazım sana, şık bir Golf GTI değil.
Es mi futura algo-astra...
Yakında cici annem olacak kişi.
"Ad Astra perAspera." Hasta las estrellas atravieso la dificultad...
"Ad Astra per Aspera." Yıldızlara, güçlükle.
Nyack, Nyack, Nyack, Nyack, Nyack. Niza pantalones espacio, Astra-Nut.
Uzay pantolonun güzelmiş, Astra-Nut.
- En cualquier caso, no podías haber prevenido el asesinato. - "Astra".
- Sonuç olarak kızın ölmesine engel olamadın. - "Astra".
Su nombre era Astra.
Kızın adı Astra.
- ¿ Astra?
- Astra?
Sabes, los polícias en Newcastle aún buscan al hombre que mató a Astra.
Biliyor musun, Newcastle'daki polisler hâlâ Astra'yı öldüren adamı arıyor.
Liberaré el alma de Astra.
Astra'nın ruhunu serbest bırakırım.
- ¿ Astra...?
- Astra?
Detente John, no es Astra.
Dur John, o Astra değil. O değil.
Iré por Astra.
Astra için geliyorum.
¿ Quién es Astra?
Astra kim?
- ¿ Pero se llevo en lugar a Astra?
- Ama onun yerine Astra'yı mı aldı?
Si no lo harás por ellos, hazlo por Astra.
Onları düşünmüyorsan, Astra'yı düşün.
Bueno, con todo lo que ha pasado, sabes, con Astra... Solo necesitaba escapar, amigo.
Astra'ya olanlardan sonra kaçmam gerekti dostum.
¿ Astra?
Astra mı?
Hablo de Astra.
- Astra'dan bahsediyorum.
Lo que le pasó a Astra... no te cambió para nada.
Astra'ya olanlar seni bir nebze bile değiştirmemiş.
Sí, mira la linea del suelo, va muy bien por ahí.
Evet, ( astra ) tech line gayet iyi dönüyor.
La general Astra prometió que se haría cargo de tus necesidades en este mundo.
General Astra bu dünyada hepinizin ihtiyaçlarıyla ilgileneceğine söz verdi.
Soy la general Astra.
Ben General Astra'yım.
Tía Astra.
Astra Teyze.
En Krypton, recuerdo a mi tía Astra y a mi madre siempre discutiendo.
Krypton'da, hatırladığım kadarıyla Astra teyzem ve annem sürekli tartışırdı.
Y cuando le pregunté a mi madre por qué no podían llevarse bien, me dijo que era porque Astra no tenía fe en la personas.
Anneme neden geçinemediklerini sorduğumda Astra'nın insanlara inancı olmadığı için olduğunu söylerdi.
Astra 100 automática.
Astra 100 otomatik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]