Translate.vc / Espanhol → Turco / Augustin
Augustin tradutor Turco
102 parallel translation
Augustin traerá el coche en cuanto tomemos el café.
Augustin kahvelerimizi içtikten sonra arabayı hazırlar mısın lütfen?
Pero Augustin y yo nos tenemos el uno al otro.
Ben ve Augustin birbirimize destek oluyoruz.
Augustin, ¿ qué pasa con esa bandera?
Augustin, bayrağın nesi var?
Nos escaparemos en el coche de Augustin.
Augustin'in eski arabasını alırdık.
Primero, no está más en el Quai Grand Augustin.
Birincisi, artık Grands Augustins rıhtımında oturmuyormuş. Ortalığı biraz karıştırmış.
Vamos al Quai Grand Augustin.
Grands Augustins Rıhtımına gidelim.
Augustin Bouvet, Pintor y renovador.
Augustin Bouvet, boya, badanacı.
Bueno... Con Augustin Bouvet, por favor.
Augustin Bouvet lütfen.
Afortunadamente, el General AUGUSTIN vendrá a mi rescate.
Şükür ki, General AUGUSTIN beni kurtarmaya gelecek.
¡ ¡ ¡ Augustin, Augustin!
Augustin.
¿ No es eso excitante, Augustin?
Heyecan verici, değil mi Augustin? Bir bakıma öyle.
Augustin, usted vendrá conmigo.
Augustin, benimle geliyorsun.
Vamos Augustin ( e ). ( con acento inglés )
Gidelim, Augustin.
Perdón, por favor muévase.
Augustin, yardım et.
- Augustin, ayúdame. - Con placer, Juliette.
Zevkle, Juliette.
- Augustin...
Evet, biliyorum.
Si, al teatro Guignol. No más General Augustin.
General Augustin yok artık.
Señora, el diente de la suerte de San Agustín.
Saint-Augustin'in kutsal taşı... Fetiş Buda...
Doce miniaturas de los mariscales de Napoleón por Jean Baptiste.
Napolyon'un on iki komutanının minyatürleri. Jean-Baptiste Jacques Augustin'in ellerinden çıkmış.
Oh, Bartolomeo, me siento como San Agustín de Hippo... después de su conversión por Ambrose de Milán.
Bartholomew, sanki Milan piskoposu Ambrose'nin konuşmasından sonraki Aziz Augustin'mişim gibi hissediyorum.
Me llamo Augusto Cristopher por San Agustín, que usaba mi frase favorita :
Adım August Cristopher. Aziz Augustin'in adını taşıyorum. En sevdiğim tabiri söylemiş olan kişi :
- Augustin. - ¡ Augustin!
Augustin.
¿ O prefieres el vigor de Augustin? . ¡ Es como un caballo!
Augustin damızlık at gibisin!
O dile a Augustin que te haga un niño.
Augustin'e size bir bebek vermesini söyleyeyim.
Buenas noches, Augustin.
Iyi akşamlar Augustin.
Aunque te la hubieras bebido toda, no debes de tener remordimientos, Augustin.
Hepsini içerekmi, sorun değil Augustin.
Mira a tu princesa, Augustin.
Prensesine bak Augustin.
Augustin, Emilie, la Granja y el Convento.
Augustin, Emilie ve manastırın ambarı.
Augustin no es ningún monstruo.
Augustin canavar değil.
Francamente, no vamos a hablar de ello porque es impensable que los miembros de la Comuna vayan a crear ahora un Comité de Salvación Pública.
Thiers'in ordusu ilerlerken,... Komün delegeleri alacakları konumu belirlemekle meşgullerdi. Delegeler Eugène Protot, Edouard Vaillant, Eugène Varlin, Augustin Avrial,... Léo Frankel, Francis Jourde ve Augustin Verdure'dü.
No tendrás que hacer cola y recibirás raciones para tres días Augustin Verdure, delegado municipal del distrito XI.
Seçme şansımız yok Sonuna kadar gitmeliyiz yine de... Siz ne yapardınız bugün? Kendimizi savunur muydum?
Damas y caballeros, por favor den la bienvenida a Larry Augustin...
Bayanlar baylar, Larry Augustin'e hoşgeldin diyelim...
PARA AGUSTÍ N EN SU PRIMERA COMUNIÓN DEL PADRE RAMÓN
Peder Ramon'dan ilk komünyonunda Augustin'e
En 2002, el general Augustin Bizimungu fue capturado en Angola y trasladado al tribunal de crímenes de guerra de la ONU en Tanzania, donde el líder de los Interahamwe, George Rutaganda, fue condenado a cadena perpetua.
2002'de, General Augustin Bizimungu Angola'da yakalandı ve Tanzanya'daki BM Savaş Suçları Mahkemesine nakledildi. Aynı mahkemede Interhamwe lideri George Rutaganda ömür boyu hapse mahkûm edildi.
Sr. Augustin, ¿ estuvo en el ejercito antes del genocidio?
Bay Augustin, eğer katliamdan önce orduya katılmış olsaydık durdurulabilir miydi?
Querido Augustin, debo decirte lo que le sucedió a Joanne y a los niños.
Sevgili Augustin, Jeanne ve çocuklara ne olduğunu sana söylemeliyim. Tanzanya'ya gel.
¿ Qué sucede?
Augustin, neler oluyor?
Cómo puedo decir que esta es mi casa, si vivo en temor constante, Augustin.
Söyler misin, sürekli korku içindeyken buna nasıl ev derim, Augustin?
Augustin, el país es pequeño y la gente habla.
Augustin, bu küçük bir yer ve insanlar konuşuyor.
Augustin, el acuerdo está muerto.
Augustin, Anlaşmalar bitti.
Augustin.
Augustin.
Augustin, esto es terrible, hay muertos en las calles.
Herkesi vuruyorlar. Sokakta ölü insanlar var.
Están pasando casa por casa, sacando a la gente.
Tek tek evleri dolaşıp, insanları dışarı çıkarıyorlar. Augustin, gidelim.
- Soy yo.
Augustin?
Muy gentil de tu parte, Augustin pero...
Çok nâziksin Augustin, ama...
¡ Capturaron a los señores Augustin y Stanislas!
Bay Augustin ile Bay Stanislas'ı yakaladılar!
San Agustín decía :
Aziz Augustin şöyle demiş :
Tu hermano, Honore. ¿ Augustin?
Augustin?
Augustin, es la guerra.
- Augustin, savaş bu. Doğru, kardeşim.
Augustin.
Augustin, Anne-Marrie'ye telefonla ulaşamıyorum.
- ¡ Augustin vamos.!
- Hayır.