Translate.vc / Espanhol → Turco / Av
Av tradutor Turco
8,446 parallel translation
Johnny, ¿ Dónde está D'av?
Johnny, D'av nerede?
- ¿ Dónde diablos está D'av?
- D'av hangi cehennemde?
Vamos D'av, ¿ Dónde demonios estás?
Hadi, D'av, neredesin?
¿ D'av?
D'av?
¡ D'av!
D'av!
D'av, ¡ Estamos aquí!
D'av, biz buradayız!
Vamos D ´ av, dános una idea de donde estás.
Hadi, D'av, bize nerede olduğuna dair ipucu ver.
D'av, puedo hacer algo.
D'av, Bir şeyler yapabilirim..
Tu cacería obsesiva y fructífera,
Şu takıntılı ve başarılı avın...
¿ Fue un accidente de caza, decís?
Av kazası mıydı?
Mi presa se resistió más de lo que esperaba.
Avım beklediğimden daha çetin çıktı.
El jefe de la policía de L.A., John Tenzer, ha ofrecido hoy... una recompensa de 150.000 dólares por cualquier información... que lleve al arresto y condena de Raynard Waits... en lo que ya algunos llaman la mayor cacería humana en esta ciudad...
Los Angeles Emniyet Müdürü John Tenzer bugünkü toplantısında Raynard Waits'in tutuklanarak hapse atılmasını sağlayacak bilgiyi verene 150 bin dolar ödül vereceğini söyledi. Bazıları bunun, şehrin gördüğü en büyük insan avı olduğunu söylüyor...
Además continúa la persecución por toda la ciudad... del asesino en serie confeso y escapado Raynard Waits.
Ayrıca suçunu itiraf eden seri katil Raynard Waits'i bulmak için şehrin dört bir yanındaki insan avı hâlen sürüyor
Esto es una caza de brujas, dirigida por una mujer que utilizó una pérdida personal, para llegar al poder.
Bu güce gelmek için kişisel kaybını kullanan bir kadının cadı avı.
Señor, por mucho que quisiera unirme a la caza de Raina, Preferiría volver al cuartel general, ver a todos. estudiar los tejidos de Raina y ver cómo está Skye.
Efendim, her ne kadar Raina avına katılmak istesem de karargâha gelip herkesi görmeyi Raina'nın dokusu üzerinde çalışmayı ve Skye'ı kontrol etmeyi tercih ederim.
Eso es lo que deberíamos estar haciendo todos ahora ¡ en vez de perder el tiempo en una caza de brujas!
Vaktimizi bir tür cadı avıyla heba etmek yerine şu anda hepimizin yapması gereken bu olmalıydı!
Las investigaciones muestran que los asesinos seriales... tienen a matar dentro de un radio de 8 kilómetros de donde viven... su llamado "territorio de cacería".
Araştırmalar gösteriyor ki seri katiller kurbanlarını kendi yaşadıkları bölgede yani av sahası denilen yerde yaklaşık 8 km'lik bir alan içinde seçiyorlar.
"La primera cacería humana de ADN está por iniciar"
Dünya'nın ilk DNA avı başladı.
Dígale a Stark que no me interesan las cacerías de brujas.
Stark'a cadı avı yapmak istemediğimi söyleyin.
En el pueblo donde crecí había una serpiente... que confundió a un elefante con una presa.
Büyüdüğüm köyde bir yılan vardı. Bir fili av olarak görme gafletine girdi.
¡ Y después iremos a atiborrarnos de hamburguesas y más alcohol!
Sonra hamburger ve içki avına çıkıyoruz.
Un club de caza, creo.
- Bir av kulübüydü sanırım.
Ah, ahora me acuerdo, la siguiente presa es de las difíciles.
Bir saniye. Bu av zor.
El furtivo dueño de este barco ha violado la norma 8599 del Código de Pesca y Juego que establece :
Bu teknenin sahibi olan kaçak avcı 8599 nolu balık ve av yasayı ihlal etti, ki yasa şöyle diyor :
Cielos, mi nariz de cerdito es mejor que la de un sabueso.
Ateş et, benim domuz burunum, bir av köpeğininkinden daha iyidir.
Todo eso. Yo soy el sabueso, jefa. Tú eres quien lleva la correa.
Av köpeği olan benim patron, tasma senin elinde.
La cacería de Tyler O'Neill terminó en tragedia y otra adolescente de Lakewood perdió la vida.
Tyler O'Neill avı trajedi ve bir başka Lakewood gencinin hayatını kaybetmesiyle bitti.
Quienquiera que haya pirateado la gran pantalla está enviando una señal en directo a través de mi sistema audiovisual.
Büyük ekranı kim hacklediyse benim AV sistemime canlı sinyal gönderiyor.
¿ Alguna vez disparaste una escopeta Remington 870P?
Daha önce hiç Remington 870P av tüfeği ateşledin mi?
Tienes que librarte de esto, D'av. Sé que tu verdadero yo está allí dentro.
Bundan kurtulman gerek, D'av. Gerçek senin hala orada olduğunu biliyorum.
- Nuestro equipo... D'av.
- Ekibimize, D'av.
El defendido iría hasta el fin del mundo para cazar a su presa, ¿ no es verdad?
Sanık avını dize getirmek için dünyanın sonuna gider mi, gitmez mi?
Av. Wellington 535 en Clinton Hill.
535 Wellington Ave. Clinton Hill.
Ahora han desarrollado apetito por nuevas presas...
Şimdi yeni bir avın tadını aldılar...
Él es un gran partido.
O tam bir av.
Sí, igual estás fuera de su alcance. Y él... es un buen partido.
Öyle, sana gelmezdi o zaten. Mm. Tam bir av o zaten.
- Desató una cacería en toda la ciudad... - Se ha ido en cuando ha salido esto. Y aterrorizando a los ciudadanos durante esta época de fiestas.
-... şehirde bir insan avı başlatmış ve bu bayram döneminde halka dehşet saçmıştı.
Belcebú espera que troces el venado.
Şeytan efendimiz seni av olarak alacak.
Es el precio de esa muerte.
Avının ödülü bu.
Muy bien, mis asociados continúan revisando la evidencia que entregaron y esta cacería de brujas sigue siendo circunstancial.
Pekâlâ, ortaklarım getirdiğiniz kanıtlara bakmayı bitirene kadar bu cadı avı asılsız kalıyor.
De acuerdo con la leyenda, fue atacado por un vampiro en un viaje de caza en 1873.
Bir efsaneye gore, 1873'teki bir av gezisi sirasinda bir vampirin saldirisina ugramis.
Caza mayor, paracaidismo... Parece que le gusta vivir en peligro.
Büyük hayvan avı, hava dalışı, anlaşılan tehlikeli bir yaşam zevkin var.
La parte más peligrosa de una búsqueda del tesoro... es después que lo encuentras.
Hazine avının en tehlikeli kısmı hazine bulununcadır.
No, si voy de vacaciones, dejo mi arma en casa.
Av mı? Hayır, tatile çıkarken silahım evde kalır.
Detecta a su presa sísmicamente y emplea tres poderosos tentáculos orales tipo víbora para atraparla y meterla a su garganta.
Avını sismik olarak hisseder ve onu yakalayarak gırtlağından aşağı indirmek için üç adet güçlü yılana benzeyen dokunaçlarını kullanır.
Condujiste directo a una zona de matanza, idiota.
Doğruca av sahasına girdin geri zekâlı.
Y Shaw, él dijo que fue un accidente de cacería.
Shaw av kazası olduğunu söylemiş.
Felicidades.
Az önce insan avının çehresini ebediyen değiştirdin.
Atrapemos a una sombra.
Küçük ve güzel bir av partimiz oldu.
Para cazar brujas?
Cadı avına mı?
Es... un buen partido.
Av o av.