Translate.vc / Espanhol → Turco / Bang
Bang tradutor Turco
2,319 parallel translation
Y eso significa que el Big Bang fue increíblemente uniforme.
Ve bu demek oluyor ki Büyük Patlamayla inanıImaz bir düzen oluyor.
Y todo lo que se necesita es un pequeño trozo de esa materia, y el Big Bang comienza con ese efecto repulsivo de gravedad.
Bizim ihtiyacımız olan ise o küçük parçaları büyük patlamanın başlamasıyla birlikte itici yerçekimi ektisini başlatmak.
Con la incorporación de la inflación, la teoría del Big Bang se convirtió en una obra coherente en tres actos.
Genişlemenin devam etmesiyle büyük patlamanın teorisi kabul edilmiş oldu.
Si imaginamos lo que pudo haber sido antes del Big Bang, se estaba colapsando, por lo que el volumen se reducía.
Büyük patlamadan önce ne olduğuna bakarsak hacmin kendi içinde küçülerek olduğunu anlarız.
El volumen se reduciría, la densidad aumentaría. y probablemente se aproximaría otro Big Bang.
Genişleme azaldığında yoğunluğu artacak ve büyük bir ihtimalle diğer büyük patlamalar olacak.
Y mientras estábamos sentados allí, ambos teníamos los mismos pensamientos La cual es, que si imaginas que esa es realmente la estructura del Universo, hay una nueva interpretación posible para lo que es el Big Bang.
Bizler orada düşüncelerimizde aynı fikirdeydik kendi düşüncelerimizde evrenin bu gerçek yapısını yeni muhtemel açıklamalarla Büyük Patlamanın ne olduğunu açıklamaya çalıştık.
"¿ Y si es posible que el Big Bang no sea un comienzo, sino que es una colisión?"
Büyük Patlama muhtemelen bir başlangıç değil ama çarpışmada değil?
Coincidimos en el andén, y entonces comenzamos realmente a imaginar esta idea con más detalle acerca de lo que significaría si el Big Bang no fuera un principio sino que el Big Bang fuera una colisión.
Hepimiz bir platformda bir araya gelerek baştan başlayarak hayallerimizin daha ayrıntıIı olarak Büyük Patlamanın bir başlangıç değil ne anlama gelebileceğini ama bir çarpışma olmayacağı hakkında konuştuk.
Y el choque de estos dos mundos de tres dimensiones... el mundo en el que vivimos con el otro... podría haber sido el Big Bang.
üç boyutlu iki dünyanın çarpışmasıyla... yaşadığımız başka bir yere gideriz... böylece büyük patlama oluşur.
El Big Bang no es el principio.
Büyük Patlama ise başlangıç değildi.
Así que, comenzamos a imaginar, "¿ Podríamos sustituir la idea con algo que ocurriese antes que el Bang?"
Bu yüzden " bizim hayal ettiğimiz ise patlamadan önce ne oluştu?
Y a medida que el tren avanzaba, comenzamos a imaginar muchas posibilidades, de manera que al final, me pareció una alternativa muy interesante a la imagen estándar del Big Bang de la teoría de la inflación.
Biz trende yolculuk ederken birçok olasıIıkları hayal etmeye başladık böylece sonunda çok heyecan verici alternatif Büyük Patlama genişlemesi resmedildi.
Y cuando chocan, la energía cinética de las fibras se convierte entonces en radiación de calor que llena los dos mundos tridimensionales y eso se parece al Big Bang.
Onlar birbiriyle çarpıştığı zaman kinetik enerjisinin dönüşmesiyle yüksek radyasyon üç boyutlu dünyaların içini doldurarak büyük patlamadaki gibi olacak.
Ahora teníamos una explicación para el Big Bang.
Şimdi ise büyük patlama için bir açıklamamız var.
A esto normalmente se le conoce como "singularidad cósmica"... un tipo de descubrimiento en las leyes de la física que en la teoría estándar sobre el Big Bang, simplemente se ignoraba.
"Kozmik tekillik" normal olarak kapsamaktadır... fizik yasalarındaki eksiklik Büyük patlamayı basit bir olay olmaktan ileri gidemiyor.
Neil Turok y Paul Steinhardt habían dado con una teoría alternativa y notable a la del Big Bang y se habían abierto paso a lo que ocurrió antes del comienzo.
Neil Turok ve Paul Steinhardt gündeme getirdiği Büyük Patlamanın alternatif bir teorisini başlangıçtan önceki kapalı kapıları açtılar.
La verdad del caso es que cuando el WMAP hizo su anuncio, la mayoría de la gente interpretó que ese anuncio era una bonita coherencia con la teoría de la inflación del Big Bang.
Gerçekten durum WMAP ile karşılaştırıIdığında aynısıydı çoğu insan bu duyuruyu olumlu ve tutarlı bularak Büyük patlama ile genişlemeye resimden görüyorlardı.
El profesor Martin Bojowald insiste que el Universo está todavía en evolución, pero para los defensores del modelo cíclico y del modelo de inflación del Big Bang, la respuesta a cómo y cuándo el Universo comenzó puede estar avanzando hacia nosotros a través del tiempo y el espacio
Profesör Martin Bojowald evrendeki sağIıklı işleyişiyle birlikte ama beraberce Büyük patlamadaki genişleme modelinin etrafında dönerek evrendeki nasıI cevaplarını aldığımızda zaman ve mekan arasındaki hareketlerin kozmik okyanusta küçük bir dalga gibi olur çekim dalgaları.
Y si tenemos suerte, eso nos contará lo que ocurrió durante los primeros instantes del Big Bang, o tal vez incluso antes.
Ve eğer biz şanslıysak ne olduğunu söyleyebileceğiz büyük patlamanın ilk anlarında belki de daha da öncesine.
Para los defensores del modelo de inflación del Big Bang, el hallazgo de ondas gravitacioneles significativas sería el paso final para probar que hubo una expansión energética gigante que surgió de ningún lugar y ningún momento.
Büyük patlamadaki genişlemenin modelindeki çekimsel dalgalar önemli bir bulgu olarak kanıtlayacak dev genişlemenin oluşturduğu sesin enerjisiyle hiçbir yerde ve hiçbir zaman konumu belli olacak.
Entonces Carlos comenzó a incorporar materia oscura a sus ecuaciones... al principio un poco, luego más, eventualmente cinco veces más que la cantidad de materia visible.
Bu, galaksinin bilgisayar simülasyonu oluşumuydu, burada yeşil olarak görülen, görülebilir karanlık madde ve gaz ile olan oluşumu. Big Bang'ten yaklaşık 1 milyar yıl sonra, karanlık madde yığınları şekillendi.
Cerca de mil millones de años después del Big Bang, se formaron terrones de materia. El gas cayó en esos terrones, transformándolos en estrellas.
Carlos galaksilerin karanlık madde ile dolu olarak şekillenmeleri gerektiğini gösterdi.
Se llama WMAP, y su tarea es ir más lejos en el espacio y más atrás en el tiempo que nunca antes, para estudiar los imperceptibles ecos del Big Bang.
WMAP olarak adlandırlıyor, onun görevi hiç bakılmamış uzaklara uzayın çok ötelerine bakmak ve, Big Bang'in soluk yankılarına çalışmak.
Estamos realmente obteniendo una instantánea de cómo se veía el Universo muy cerca del Big Bang, atrás en el tiempo, cuando era muy sencillo.
Biz gerçekten de geçmişte, yani evrenin Big Bang'e çok yakın olduğu zamanda, evrenin nasıl göründüğünün fotoğrafını çekiyoruz.
Durante seis meses la sonda WMAP construye lentamente un mosaico del Universo-bebé, leyendo las pequeñas fluctuaciones en la temperatura de las brasas del Big Bang.
6 aydır, WMAP sondası yavaş yavaş Big Bang'in, közünün sıcaklığındaki minik dalgalanmaları okuyarak bebek evrenin mozaiğini oluşturuyor.
Dicernir todos esos rizos en el eco del Big Bang es una monumental tarea de análisis de datos.
Big Bang'in yankılarında bütün bu dalgalanmaları çözmek bilgi analiz için büyük bir görev.
Sin embargo, muchos físicos piensan que están por ahí- - piezas de energía de alta densidad del vacío dejadas atrás por el Big Bang, más estrechas que un núcleo atómico.
Ama çoğu fizikçi onların var olduğunu- - big bang sonrası ortaya çıkan yüksek yoğunluktaki vakum enerjiden, atom çekirdeklerinden bile daha dar olduklarını söylüyorlar.
Pero el LHC hará mucho más que encontrar una partícula diminuta, porque lo que realmente construyeron en el CERN es una máquina Big-Bang.
lhc sayesinde küçük zerreleri bulmak mümkün çünkü onlar bu yüzden cern'i inşa etti.
Al tratar de resolver el misterio de la materia, los físicos se dieron cuenta que están en el camino de un misterio mucho más grande... tal vez el último misterio.
big-bang patlama makinesini maddenin gizemli sırrını çözmeye çalışırken fizikçiler gereçekten izlerin üzerindeydi çok daha büyük bir gizem - belki de nihai gizem.
Justo en el primer momento después que el big-bang ocurrió todo estaba increíblemente caliente.... Miles de millones de grados y el calor es energía.
sadece ilk anlarda büyük patlama oldu inanılmaz derecede sıcaktı milyarlarca milyarlarca derece ve ısı enerjisi.
Por lo tanto, lo que estamos haciendo es volver a crear en el laboratorio los primeros momentos del Universo, por lo que rodean el lugar de las colisiones con estas cámaras especiales, detectores, pudiendo grabar lo que ocurre. Y así estamos simulando justo el instante después del Big Bang, recreando minibangs en el laboratorio.
peki, biz ne yapıyoruz yeniden laboratuvar içinde evrenin ilk anların yaratıyoruz ve daha sonra site içinde kuşatılmış dairede çarpışmalar özel kameralar ve dedektörlerle ne kaydedebilirsek kaydedilir böylece biz de big bang hemen sonrasını taklit ederiz laboratuvar yapımı mini patlama gibi bir şey
Las explosiones detonan a traves de un túnel de 30 kilómetros de longitud, alojándose en el Large Hadron Collider ( LHC ) la máquina del Big-Bang Europeo.
patlamalar aracılığıyla rip 17 mil uzunluğundaki tünel büyük bina hadron çarpıştırıcısı, avrupa'nın big-bang makinesi.
Tiene una hermana gemela malvada, llamada antimateria, pero la mayoría de ella ha desaparecido tiempo atrás. A medida que nos acercamos a recrear el calor del Big Bang en nuestros aceleradores, estamos cada vez más cerca de comprender cómo y por qué sucede todo esto.
onun kötü bir ikiz var antimadde olan fakat çoğu yok olduğu için istediğine sahip olan big bang tekrar ederek o anı geri getirdiğimizde bizim hızlandırıcılarla o yakinen anlayabiliriz tüm bu alem nasıl ve neden olduğunu belki bir gün, o gün çok uzak değil
Bang, bang, bang, cabrón!
İşte böyle koyarlar, amcık karı!
Instantes después del big bang, el universo sufrió una expansión extremadamente rápida.
Büyük patlamadan kısa bir süre sonra evren aşırı hızlı genişleme durumuna geçti.
Quiero decir, todo lo que tiene que hacer... es, tipear un nombre en un pedazo de papel, y ¡ bang!
Yani, tüm yapması gereken, bir parça kâğıda bir isim yazmak ve bom.
¡ Bang! No digas "bang".
"Bom!" falan demesen.
Leí un artículo sobre el estado de plasma que siguió al big bang, cuando el universo estaba en su máximo nivel de entropía, fué... fascinante, y realmente no te importa.
Büyük Patlama'dan sonraki ilk plazma durumuyla ilgili bir makale okumuştum. O sırada Evren'deki enerji maksimum sevideymiş ki bu bence büyüleyici bir şey ama aslında bununla pek ilgilenmiyorsun.
Badabin, bang, bang, ¿ ya sabes?
Ba-bing, ba-bong, biliyorsun?
Comando de Defensa, Lars Bang.
- Genelkurmay, ben Lars Bang.
"Ting Tang Wallah Walla Bing Bang"
Ting tang wallah walla bing bang.
Tengo dos, si es que quieres uno para el concierto.
Bang, bang! Birini konsere götürmek istersin diye iki tane aldım.
Bang, bang, bang, ¿ de la cajuela?
Bagajdan mı?
La policía cumplía con su deber... y me dejé llevar hasta el final de la cuadra... ahí es cuando me quito el cepo y... ¡ Bang!
Yerel polis yaptı bunu. Ve bir blok sonra hepsini atlattım. İşte bu yüzden yeni parlak ayakkabılarımı hep yeni tutarım ve Bang!
Te llamo para que vengas cada pocas semanas y parloteo acerca de recortes de presupuesto, y entonces, bang, los Hellcats pierden recursos.
Seni birkaç haftada bir çağırıp bütçe kesintilerimiz üzerine saçma sapan konuşuyorum. Ve sonra "bum"! Cehennem Kedileri kaynaklarını kaybediyor.
Y podría confundir un pepinillo con un arma y... Bang!
O durumdayken turşuyla tabancayı birbirine karıştırabilirim ve...
Buum.
Bang.
¡ Bang! No entienden nada de lo que les dices.
Söylediklerinden tek kelime bile anlamıyorlar.
En el principio había oscuridad... y de repente... ¡ BANG!
Başlangıçta, Karanlık vardı,
Señalo, bang, hecho, listo.
İşte burada.
Te llevaré a casa. - ¡ Eh, McCormack! ¡ Bang! Cuando Jimmy entró, iba a dispararle a quien estuviese sentado allí porque era donde se sentaba George Cornell... sólo por eso.
Jimmy geldiğinde orada oturan kim olursa olsun vuracaktı.