English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Batard

Batard tradutor Turco

43 parallel translation
Si no fuera por mi, el lugar se moriría de hambre.
Hayır. Ben olmasam burası batardı.
Seguro que vais siempre los dos juntitos.
Boğazınıza kadar borcun içine batardınız.
Si llevara mi negocio como tú esta casa,
Şayet işimi, senin bu evi yönettiğin gibi yönetseydim batardık biz.
De costumbre usted caía sólo.
Genelde tek başına dibe batardın.
Batard Montrachet, seis dólares y 25 centavos.
Batard Montrachet, altı çeyreğe.
Después la poníamos en los cuadernos. Era sucio, pero divertido.
Çok pis bir işti, etraf batardı!
Sin el dinero de Norman estarías sin negocio.
Norman'ın parası olmasaydı çoktan batardın.
- Podria arruinarnos.
O zaman temelli batardık.
Las espinas se clavaban en mis piernas... y cortaban mis muslos cuando bajaba.
Aşağıya kaydığımda dikenler kalçalarıma... bacaklarıma batardı.
Si nadie robara un banco nunca, las aseguradoras cerrarían porque nadie las necesitaría.
Kimse banka soymasa sigorta şirketleri batardı. Kimse onlara para vermezdi. - Doğru.
Sr. Longdale, si no hay honor entre pervertidos y pornógrafos todo el negocio se caería, ¿ no?
Bay Longdale, sapıklar ve pornocular birbirlerine güvenmeselerdi tüm porno endüstrisi batardı.
Empujarlo hacia adentro para que los lagartos se lo comieran, por eso vine.
En azından, orada timsahlar yerdi ya da dibe falan batardı.
Pero no entendió que sin él, Civilization habría cerrado.
Ama anlamadığı nokta, Danny olmadan Civilization altı ayda batardı.
Decidí buscar mi víctima, pero seguí manejando.
Oğullarınızdan birini kaçırmaya karar verdim. Tabii ki renkli bir köpek gibi göze batardım.
Si ella no hubiera permanecido callada. se habría hundido aún más rápido.
Silonun içinde debelenseydi daha hızlı batardı.
no, de ninguna manera, quebraríamos subestimas a tu clientela la buena comida es buena comida no, de hecho, es un tipo de comida que haré en mi restaurant en Phoenix
Batardık herhalde. müşterilerini hesaba katmıyorsun. iyi yemek, iyi yemektir.
Si el amorío con la enfermera se hacía público, cosa probable, era su fin.
Hemşireyle olan ilişkisi ortaya çıksaydı ki çıkması kaçınılmazdı tamamen batardı.
El sol salà ­ a y se ponà ­ a.
Güneş doğar, güneş batardı.
Si Stutzer cae, la universidad Leyland cae.
Eğer Stutzer batarsa, Leyland Üniversitesi de batardı.
Es un Batard Montrachet Grand Cru, de 1998.
Çok seveceksin. 98 yapımı bir şarap.
Tengo demasiados agujeros de bala, Sam, me hundiría.
Vücudumda çok fazla kurşun deliği var, Sam batardım.
Nos hundiríamos sin él.
O olmasa batardık.
El sol salía y se ponía sobre las mismas 200 personas.
Güneş, aynı 200 kişinin tepesinde doğar ve batardı.
debido al grave caso de transpiración durante las finales del club de debate, la única vez que estuve en el escenario delante de todo el instituto.
Çünkü münazara finallerinde heyecandan tere batardım, Tüm okulun önünde sahneye çıktığım yegane anlar.
El club se hubiera hundido sin eso.
O olmadan sağlık kulübü batardı.
Y si Cooley caía, su mejor amigo también.
Yani Cooley batarsa en yakın arkadaşı da batardı.
No creo que todavía estaría en los negocios si tuviera el hábito de matar a mis clientes.
Buraya gelen her müşterimi öldürsem sanırım işim batardı.
Llamaría mucho la atención.
Çok göze batardı.
¡ Tendría menos astillas!
Hiç değilse daha az kıymık batardı.
Para él, el sol salía y se ponía sobre ti y tus hermanos.
Onun açısından, güneş senin ve kardeşlerinin üstüne doğup batardı.
Sí. Y cuando el barco de Lana se hundió lo hizo de la misma manera.
Lana'nın teknesi de battığında kesinlikle aynı şekilde batardı.
Si hubiera seguido adelante con su demanda, la revista habría fracasado.
Dava açmış olsaydı dergi batardı.
- Pero cualquier bala disparada se habría frenado y hundido.
Ama ateşlenen her mermi yavaşlar ve batardı.
Perder el tren supondría el hundimiento de la lechería y de la granja.
Treni kaçırırsak, sütçülük bize kalır ve çiftlik batardı.
Si esperaba de esa forma, estaría hundido profundamente.
Eğer öylece bekleseydim, o bataklığın dibine batardım.
Tal vez me hundiría incluso en las profundidades de tomar una clase de actuación.
Belki bir oyunculuk sınıfına katılarak diplere batardım.
Un recibo de una bodega de lujo de Florencia, Vera Dal 1926, por dos botellas de Batard-Montrachet y unas trufas blancas.
Floransa'da Vera Dal 1926 adlı bir marketin fişi iki şişe Bâtard-Montrachet ve biraz beyaz mantar için.
Dos botellas de Batard-Montrachet y trufas blancas, por favor.
İki şişe Bâtard-Montrachet ve yanında beyaz mantar, lütfen.
Batard-Montrachet y Trufas Blancas.
Batard-Montrachet ve beyaz mantar.
Pero al final, no hacían otra cosa que llamarme verdadero batard, lo que solo puedo suponer que significa "héroe".
Sonda bana bâtard deyip durdular ki ben bunun anlamını "kahraman" olarak varsayıyorum.
¡ Un batard!
Bir piçe!
Demasiado evidente. Es petróleo ilegal.
Bu yasadışı olduğu için fazlası göze batardı.
- Bâtard-montrachet.
- Batard-Montrachet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]