Translate.vc / Espanhol → Turco / Big
Big tradutor Turco
5,577 parallel translation
Al igual que Little Big Horn.
Küçük dev boynuz gibi.
O "Little Big Man".
Ya da "Küçük Dev Adam."
¿ Esas donde Big Foot sale en los comerciales?
Şu Koca Ayak Bjornsen'in reklamlarında oynadığı mı?
Sí, pensé en Big Foot para esto pero pero preferí llamarte pensando en la historia que tengo con él...
Evet ben de bunu gidip Koca Ayak'a anlatmayı düşündüm ama telefona uzanınca onunla olan geçmişimiz aklıma geldi.
El teniente detective Christian F. "Big Foot" Bjornsen, miembro de la facción de John Wayne, actitud de picapiedras y un malvado guiño que dice "violación de derechos civiles".
Komiser Dedektif Cristian F. "Koca Ayak" Bjornsen. SAG üyesi, John Wayne yürüyüşlü Taş Devri'nden kalma üç numara saç stili ve insan hakları ihlali diye bağıran o gözlerdeki şeytani parıltı.
- Sauncho, hablas con Big Foot Bjornsen. Me suena a poli.
Saunch, kiminle konuştuğunu unutma, Koca Ayak Bjornsen bu, çağımızın polisi.
Big foot, ¿ podemos ser putos profesionales?
- Koca Ayak, dostum profesyonel olmaya çalışabilir miyiz?
Big Foot.
Koca Ayak...
Algo había intrigado a Doc por un momento. ¿ Qué coño hacía exactamente Big Foot aquí?
Doc'ın bir süredir kafasını kurcalayan bir şeyler vardı en çok da : "Koca Ayak'ın orada ne işi vardı ulan?"
¿ Han hablado con Big Foot Bjornsen?
Peki bu konuyu Koca Ayak Bjornsen ile konuştunuz mu?
- ¿ Big Foot? Es una mierda.
O herif şerefsizin teki.
¿ Fue Big Foot quien me puso a dormir o contrató a alguien?
Peki beni "Elveda Treni" ne koyan Koca Ayak mıydı yoksa o da sadece aracı mıydı?
Acorralado, quizás un poco desesperado, Doc sintió que ahora tenía que visitar a Big Foot.
Gönülsüz, hatta biraz da çaresiz şekilde Doc, Koca Ayak'ı şimdi ziyaret etmesi gerektiğini düşünüyordu.
El elemento natural de Big Foot, el aire que respiraba, el gran momento fue tan loco, que se alejó de la playa y le hizo ser ascendido.
Koca Ayak'ın esas olayı aldığı hava, kumsaldan uzaklaşmak ve terfi alabilmek için çıldırıyor olmasıydı.
¿ Entonces por qué era tan malgeniado Big Foot?
Peki şu Koca Ayak neden bu kadar suratsızdı?
Doc recordaba una historia del pasado, un rumor sobre un compañero de Big foot, asesinado en acción.
Doc hayal meyal çok uzak geçmişteki bir hikayeyi anımsadı. Koca Ayak'ın ortağının görev esnasında vurularak öldürülmesiyle ilgili bir dedikodu.
Desde entonces, dice la historia, Big Foot trabaja solo.
Ve bu olay gerçekleştiğinden beri Koca Ayak yalnız çalışırdı.
Un idiota llamado Big Foot.
Koca Ayak adında ukala bir adam.
Escucha, ese fue un Big Foot nuevo y raro.
Al sana! Dinle, bu çok garip Koca Ayak.
Oh, Big Foot... adorable.
Koca Ayak, çok şirinsin.
Basta un supervisor con un micrófono en el culo para sacarte, Big Foot
Pireyi deve yapacak bir müfettiş senin işini bitirmeye yetecek Koca Ayak.
muy al estilo del LAPD. Vincent Indelicato, conocido como el compañero de Big Foot.
Tam da Los Angeles Polisi'nin içinden biri Vincent Intellicado bir başka deyişle Koca Ayak'ın ortağı.
¿ El jodido compañero de Big Foot?
Koca Ayak'ın ortağı mı?
¿ El puto compañero de Big Foot?
Kahrolası Koca Ayak'ın ortağı mı?
La melancolía de Big Foot empezaba a tener sentido.
Koca Ayak'ın zehirli melankolik havası şimdi bir anlam ifade ediyordu.
- ¿ Tu nuevo compañero, Big foot?
Bu senin yeni ortağın mı Koca Ayak?
¡ Big Foot!
Koca Ayak?
Hombre, Big Foot, vi la película... y según recuerdo ese personaje termina mal.
Dostum, Koca Ayak, o filmi seyretmiştim ben. Hatırladığıma göre karakterlerin sonu kötü bitiyordu.
Oh... Big Foot, hijo de puta.
Yapma be Koca Ayak, seni götveren.
Bien, Doc, ya sabes cómo se ven 20 inconvenientes kilos en tu maletera. Y Big Foot hablará sobre este hecho, sin niguna duda.
Pekala Doc, bagajında 20 kiloluk bir külfet varmış gibi duruyor ve şüphesiz ki Koca Ayak bu bilgiyi direkt olarak yayacaktır.
Big Foot, vamos, destrozas mi puerta y...
Koca Ayak, dostum... Kapımı kırdın girdin, hadi ama!
Bueno, tal vez deberías dejar de vestirte como el gran Lubowski.
Big Lebowski gibi giyinmeyi bırakırsan senin de olur.
- ¡ Sí! - Big John.
- Koca John.
Big boy, que fuerte, ¿ no es verdad? Strong.
Çok güçlü olacaksın değil mi ufaklık?
Ese es Big Biz, colegas.
O Büyük Biz, dostum.
Big Biz, el de anoche, viene de camino aquí con sus chicos, y no viene a disculparse.
Dün geceki Büyük Biz var ya, adamlarıyla buraya geliyor, ve özür dilemeye de değil.
Así que se metieron en una pelea con un tipo llamado Big Biz.
Demek Büyük Biz adında bir adamla sataştınız.
Si quieres algo más fuerte... Habla con Big T el estacionamiento de Denny.
Eğer daha büyük bir şey istiyorsan, Denny'nin otoparkına, Big T'ye git.
El señor Moïse olvidó los cartuchos para la operación.
Big M dom dom kurşunlarını unuttu.
'Cause the big bloke took it.
Çünkü koca adam onu götürdü.
The big bloke.
Koca adam ha?
¿ O Big Pussy y Meadow los extrañaron?
Yoksa Big Pussy ve Meadow seni çok mu özledi?
Es la canción favorita de Big Papa.
Koca Baba'nın en sevdiği şarkı.
- Buenas noches, Big Papa.
- İyi geceler, Koca Baba.
- Hey, Big Wood!
- Hey, koca Wood!
Gracias, Big.
, Big teşekkür ederiz.
Hola Big Foot.
Koca Ayak nasıl oldu da...
- ¿ Big Foot?
- Koca Ayak mı?
¿ recuerdas eso Big Foot?
O baskını hatırlıyor musun Koca Ayak?
En verdad, sin embargo, no los hay, Big Foot está seco.
Ancak gerçek şu ki...
No hay películas de TV ni libros sobre Big Foot.
Koca Ayak'a ne Cielo Drive var ne televizyon gelirleri, ne de kitap anlaşmaları.