Translate.vc / Espanhol → Turco / Biter
Biter tradutor Turco
6,865 parallel translation
Tan pronto como terminen con el doctor... quiero que traigas a Rachel a casa y te veré aquí, ¿ sí?
Doktorla işiniz biter bitmez, Rachael'i eve getirmeni istiyorum. Seninle burada buluşacağım, tamam mı?
Entonces solo tendremos que darle sangre de vampiro.
Vampir kanı içirip iyileştiririz biter.
Dejémoslo aquí.
Bu muhabbet burada biter.
Ahora tiene al famoso Pitt... así que el nuevo producto seguro se lanzará como un éxito.
Öyle değerli biri bu işi üstlenirse tüm sorunlarımız biter, değil mi?
Un paso en falso y nos presionan.
Yanlış bir yere basarsak işimiz biter.
La percepción es todo, señor.
Her şey algıda biter efendim.
Empieza con grandes promesas y termina pasando cualquier mierda.
Büyük vaatlerle başlar, bir bok olmadan biter.
Lo quiero firmado para mañana o tu tiempo aquí se acabó.
Yarına kadar imzalanmış olarak masamda olsun istiyorum, yoksa buradaki işin biter.
Dijiste : " Si no apareces, se acabó'".
"Tatile gelmezsen her şey burada biter." demiştin.
Y seamos sinceros, terminará como empezó.
Dürüst olmak gerekirse başladığı gibi biter.
Ordené Génesis hace semanas. Bajará cuando el contador llegue a cero.
Evet eveet Genesis haftalar önce sipariş etti. geriye sayım biter bitmez de indireceğim.
Si no respondo, estaremos acabados. Adios.
Karşılığını vermezsem işimiz biter.
Un matrimonio solo muere cuando dejas de intentar.
Hayır, bir evlilik ancak sen çabalamayı bırakınca biter.
Terminas cuando yo te diga.
Burada işin ben bitti deyince biter.
Tiene que terminar rápido y sin vueltas.
Belki de çabucak olup biter.
¡ Recuerda! Una palabra equivocada y el perro la paga.
Unutma, tek yanlış kelimede köpeğin işi biter.
: Se realiza antes de las 9 : 00.
- 9'da biter.
Si da ese paso, se termina.
O adımı attığı an biter.
Te enviaré un mensaje en cuanto haya terminado, ¿ está bien?
Tamam. İşi biter bitmez sana mesaj atarım, tamam mı?
Solo se los mata.
Öldürürsün olur biter. Olay bu kadar işte.
No podía dejarlo ir, la idea de tirada por ahí en el Dodge Caravan de alguien o la camioneta o lo que sea, así que, me dieron una docena de gentes para ir y alumbrar con sus celulares y encendedores debajo de los autos, mientras que él terminaba en su set.
Birilerinin karavan veya pick-up'ının altında malı alıp kaçma düşüncesine izin veremezdim. Bu yüzden bir düzine araba sahibi set biter bitmez telefon ışıkları ve çakmaklarla arabaların altlarını aradı.
Es todo, terminamos.
Bu iş burada biter.
Esta pequeña pieza se acabo.
Bu oyun burada biter. - Demek öyle.
Dos derrotas más y... Se acabó el juego.
İki yenilgi daha sonra oyun biter.
El problema con las armas de fuego, son las municiones.
Silahlarla ilgili problemi anladın mı? Mermin biter.
El avión se hundirá en el Pacífico cuando se quede sin combustible.
- Uçak, yakıtı biter bitmez Pasifik'e doğru burun üstü çakılacak.
Estoy esperando No, el juego termino el juego termina cuando yo lo diga.
- Bekliyorum. - Hayır, oyun bitti. Ben söylediğim zaman oyun biter.
Que todo comienza y termina con sólo estar ahí para el otro.
Her şey bir arada olmakla başla ve biter.
Bien, te veré en el parque a eso de las tres.
- Güzel! parkta görüşürsünüz, Bugün Saat 3 te biter.
Ya estaré con usted señor, tan pronto como me...
Birazdan sizinle ilgileneceğim bayım. İşim biter bit...
Estoy pensando que debería declararme culpable de todo, para que así todo termine.
Suçluluğumu itiraf etmeyi düşünüyorum, böylece her şey biter.
Claro que sí.
Elbette biter.
Esto estará terminado para la mañana.
Yani sabaha kadar biter, normal hali.
Si ganamos, seguimos.
Biz de berabere kalırsak biter.
Con las mujeres, todo se trata de emoción. Conexión.
Kadınlarda olay duygularda, duygusal bağda biter.
Está comprobado que cada trabajo es más rápido cuando lo hacen dos personas.
İki kişi ilgilendiğinde her işin daha çabuk biter ispatlanmış bir gerçek.
Qué pena.
Bu sohbet burada biter.
Espero que tus problemas desaparezcan.
Umarım dertlerin biter.
Si lo hace, sólo matará a más gente inocente para que no te enteres.
Aldatırsa da başka masumları öldürür, olur biter. Böylece öğrenmezsin.
Si el rollo termina, la pantalla quedará oscura, la gente enloquecerá y empezará a mirar y nos encontrará aquí y nos molestará.
Yoksa film biter, perde kararır, insanlar öfkelenip etrafa bakmaya başlar ve burada bizi bulup rahatsız ederler.
La muerte viene, así es, pronto como si nunca hubieras existido
Ölüm gelir ve hepsi biter. Sanki hiç var olmamışız gibi olur.
Justo cuando crees que no puede ser peor, te quedas sin cigarrillos.
Tam da daha kötü olamaz diye düşünürken sigaran biter.
- Solo aléjense un poco. - Sí.
- Biraz uzak durursun olur biter.
Sin él, no podemos.
bulamazsak işimiz biter.
- ¿ Por qué?
- İşimiz biter ne demek oluyor?
Sin la flota de la República, estamos acabados.
Yandık! Cumhuriyet filosu olmadan işimiz biter.
¿ Trabajarás hasta tarde?
İşin geç biter mi?
Porque entonces no tendremos que volver. Estará hecho. "
Çünkü geri dönmemiz için bir neden kalmaz, bu iş biter.
¿ De inmediato, para no volver en mucho tiempo?
Düğün biter bitmez, bir daha dönmemek üzere, değil mi?
Sería una historia muy corta si lo supiera.
Diğer türlü zaten hikaye çok çabuk biter.
Mucho del cual es hecho en un pestañeo y un apretón de manos.
Bir el sıkışmayla bir göz kırpmayla olur biter.