Translate.vc / Espanhol → Turco / Blaze
Blaze tradutor Turco
303 parallel translation
Hay doce millas desde Levender Falls a Blaze Creek.
Blaze Creek, Levender Şelaleleri'nden 30 km'lik bir mesafede.
Me he ocupado de la finca desde antes de que mamá muriera.
Blaze Creek'in idaresini daha annem ölmeden önce üzerime almıştım.
Todo esto lo producimos en Blaze Creek, hasta la leche.
Her şeyimizi buradan tedarik ediyoruz, sütümüzü bile.
Recoja sus cosas, quiero que se marche de Blaze Creek lo antes posible.
Son kontrollerinizi tamamlayın. Blaze Creek'ten en kısa zamanda ayrılmanızı istiyorum.
¡ Blaze!
Blaze...
¡ Blaze!
Blaze!
¡ Blaze!
Aaahhh!
¡ Mi buen Blaze! ¡ Ah!
Benim sevgili Blaze'm.
¡ Mi mano! ¡ Mi buen Blaze!
Elimi Tut Blaze sevgili dostum...
¡ Sea bueno, mi buen Blaze!
Sıkı tut Sevgili dostum.
¡ No me suelte! ¡ Usted es bueno, Blaze!
Beni almadan gitme iyi adam, Blaze lütfen beni bırakma...
Gracias, mi buen Blaze
Çok teşekkür ederim Sevgili Blaze.
Y ahora, Blaze adúleme.
Şimdi, Blaze Beni göklere çıkar...
¡ Pero es Blaze!
Bu bizim Blaze!
¡ Blaze! ¡ Vas a despertar a todo el palacio!
Blaze, Sus bütün saray uyanacak...
¡ Blaze, mi criado, enamorado de la Reina!
Blaze, Benim hizmetçim Kraliçeye aşık olmuş..
La Reina viene a anunciar que voy a ser...
Düzelt? İşte böyle. Blaze, Ne bildiğimi sen bilemezsin.
No soy César, soy Blaze
Benim ismim Blaze. Ben Don Cesar değilim..
Blaze está allí seguramente ¡ Andando!
Blaze bulmam lazım sen git.!
¡ Hey, Blaze!
Hey, Blaze!
¿ Una conspiración contra Blaze? ¡ Van a estropear todo!
Aman tanrım gizli bir anlaşmanın içine düştüm..
Hay un complot contra Blaze
Başka bir Komplo.. Yarın bu zamanlar Blaze'yi öldürecekler.
Porque, imbécil, si matan a Blaze,
Anlamazsınız elbette Çünkü Salaksınız....
No podré hacer que el Rey lo sorprenda en la cama de la Reina
Eğer Zavallı Blaze'mi yarın öldürürlerse Kralın gözüne giremem....... Kraliçenin yatağında onu yakalatayım önce.
¡ Seguro que fue Blaze!
Yapmıştır.
¿ Dónde está Blaze?
Blaze nerede?
Pero buen Dios, ¿ Dónde está Blaze?
Blaze'e ihtiyacım var. Nerede acaba?
No se llama César, se llama Blaze
Onun Adı César değil. Onun Adı Blaze.
Pero el hecho es que no podía creer... que un caballo tan conocido como Silver Blaze... pudiese desaparecer, especialmente en el aislamiento... de un lugar como Dartmoor.
Ancak gerçek şu ki Silver Blaze gibi oldukça dikkat çeken bir atın özellikle Dartmoor gibi ücra bir yerde ortadan kaybolabileceğini düşünmemiştim.
" Silver Blaze.
Silver Blaze.
Silver Blaze es descendiente de Isonomy.
Silver Blaze Isonomy at ırkından geliyor...
A pesar del desfavorable premio, se han apostado sumas enormes a su favor, así que es obvio, por lo tanto, que hay varias personas... con intereses fuertes en... evitar que Silver Blaze... se halle cuando se dé la señal de partida ".
Avantajsız ödüle rağmen üzerine bir hayli para yatırıldı bu yüzden Silver Blaze'in yarış başladığında orada olmasını engellemek isteyen birçok insan olduğu çok açık.
Sí, Silver Blaze y Bayard.
Silver Blaze ve Bayard.
No es un mal caballo. No de la clase de Silver Blaze.
Kötü bir at değil ama Silver Blaze ile karşılaştırılamaz bile.
No puedo imaginar cómo un caballo como Silver Blaze... puede estar perdido tanto tiempo aquí.
Silver Blaze gibi bir atın böyle bir yerde bu kadar uzun süre nasıl kaybolabildiğini anlayamıyorum.
Tienes dos caballos que entraron en la Copa Wessex,
Şu an sende Wessex kupasına gidecek iki at var, Silver Blaze ve Bayard.
Silver Blaze y Bayard, déme lo que busco... y no será el perdedor.
Bana doğru bir tüyo ver ki sen de kaybeden olma.
Silver Blaze no está.
Silver Blaze yok.
Y sobre todo, ¿ cómo pudo... un extraño en esta zona, esconder un caballo, y uno tal como Silver Blaze?
Hepsinden öte bu bölgede nasıl bir atı, özellikle de Silver Blaze gibi bir atı saklayabilmiş?
Tengo en este bolso... una de las botas que usaba John Straker, uno de los zapatos de Fitzroy Simpson, y una vieja herradura de Silver Blaze.
Bu çantada John Straker'ın giydiği botlardan biri Fitzroy Simpson'ın ayakkabılarından biri ve Silver Blaze'in nalının bir örneği var.
Suponga que Silver Blaze escapó, ¿ dónde pudo haber ido?
Silver Blaze'in kaçtığını düşünürsek nereye gitmiş olurdu?
Tu primer instinto fue guiar a Silver... Silver Blaze de vuelta a King's Pyland... pero entonces el diablo puso... otras ideas en tu cabeza.
İlk önce Silver Blaze'i King's Pyland'a geri götürmeniz gerektiğini hissetiniz.
Sin embargo, Creo que le debo al público... sacar el nombre de Silver Blaze... de los participantes de la Copa.
Bununla birlikte Silver Blaze'in kupa yarışına girişinden isminin silinmesi konusunda halka karşı sorumluyuz diye düşünüyorum.
Pero tengo la esperanza de que... Silver Blaze estará el sábado.
Ancak Silver Blaze'ın pazar gününe yarışacağı konusunda çok umutluyum.
Un niño reconocería a Silver Blaze... con la blanca estrella en su frente... y su pata delantera jaspeada.
Bir çocuk bile Silver Blaze'i alnındaki yıldızdan ve benekli bacağından tanıyabilir.
Allí, Coronel, está su Silver Blaze.
İşte Albayım Silver Blaze'iniz.
La primera vez que vi a Jimi fue en el Club Blaze.
Harika bir müzik!
Silver Blaze.
Silver Blaze'e.
¡ Corre, Silver Blaze, corre!
Koş Silver Blaze, koş!
Vamos, Silver Blaze.
Haydi Silver Blaze.
Vamos, Silver Blaze.
Haydi Silver Blaze!