English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Bolas

Bolas tradutor Turco

6,009 parallel translation
Bueno, imagina que tienes las bolas de Womack en cada una de tus manos.
İki elinde de Womack'in taşakları olduğunu düşün.
¡ Siempre en bolas, Bocha!
Hep bir yerin açık be Bocha!
Porque no tienes bolas para llamar a mamá.
Çünkü, annemi arayacak kadar taşaklı bi'adam değilsin.
Qué par de bolas, ¿ eh?
Taşaklı kızsın ha?
No nos olvidemos de las bolas largas en esto, Julia.
Uzun topu unutmayalım, Julia.
Mis bolas están tan doloridas que están a punto de caerse.
Taşaklarım o kadar mavileşti ki kopup düşecekler.
- Esa rata. Tuvo suerte de que no le pateara las bolas.
Dua etsin taşaklarını tekmelemedim.
¿ Puedes creerlo? Debí haberlo pateado en las bolas cuando pude.
Şansım varken taşaklarını tekmelemeliydim.
Tienes bolas más grandes que él.
Onda olmadığı kadar taşaklı çıktın.
Pero con esas bolas grandes tuyas... ¿ cuán rápido puedes correr?
Ama o kocaman taşaklarınla ne kadar hızlı koşabilirsin?
- ¡ Kai puede lamer mis bolas!
- Kai çükümü yesin!
Es tan sencillo y natural. No necesita láseres o máquinas del tiempo, solo pelotas de goma, canicas y bolas de lana.
Çok basit bir alet lazere ya da zaman makinesine ihtiyaç yok yalnızca sakız, misket ve biraz ip.
Esa que es cinturón negro en disparar bolas ping-pong con su vagina.
Amından pinpon topu ateşlemekte siyah kuşağı olan.
Mi chica de las bolas Ping-Pong tiene una amiga, podría decirle que te la presente.
Pinponcu hatunun arkadaşları var. Sana iki tane ayarlarım.
Esas son bolas de pradera.
Onlar çayır topları.
¿ Qué son las bolas de pradera?
Çayır topları da ne?
Eso es cierto, pero está claro que le gustaron nuestras bolas.
Bu doğru, ama belli ki, toplarımızı sevdi.
Vendan sus bolas de ataque cardíaco en otro lugar.
Kalp krizi toplarınızı başka yerde pazarlayın.
Podrían ser bolas de la pradera.
Onlar çayır topları da olabilir.
Si cambias de opinión, También tenemos bolas espléndidas fritas.
Fikrini değiştirirsen bol yağda kızartılmış Splenda toplarımız da var.
Eso y el hecho de que estábamos repartiendo bolas de navidad de 2000 calorías afuera del gimnasio.
Hem o hem de spor salonunun önünde 2000 kalorilik tatil toplarından dağıtımız içindir.
Estas bolas de humo son una tontería.
- Duman topları çok kötü.
Le hiciste lanzar tantas bolas curvas que se desarmó el brazo.
Ona çok fazla eğimli atış yaptırdın, ve bu onun kolunu yerinden çıkarttı.
Me encantaría, pero es difícil encontrar tiempo para volver al séptimo grado y cortar las bolas.
Çok isterdim, ama önce ortaokula yazılmak ve taşaklarımı kestirmek için vakit gerek.
- Usted pisó mi bolas, hombre.
- Taşaklarıma bastın ya.
"Las bolas de plata son el fuego" "calmando mi deseo."
~ Gümüşten ateşli toplar arzularımı yatıştırıyor. ~
Hola. Um, el número 47, por favor, con, um, siete bolas de gamba y una de patatas pequeñas, gracias.
47 numaralı, yedi tane karides toplarından,... ve küçük boy cips menü sipariş verebilir miyim, lütfen?
El 47 lleva seis bolas.
47 numaralıda altı top var.
El 48 incluye más bolas de gamba.
48 numaralı daha büyük bir karides topu menüsüdür.
Incluye nueve bolas, patatas grandes y crackers. Ya, lo sé.
Dokuz top, büyük cips ve krakerler.
Mi hijo es bastante quisquilloso y necesita que el número de pedido sea primo y que haya un número primo de bolas.
Oğlum biraz seçicidir yemek menüsü numarası ve karides topu sayısı asal olmalıdır.
Y, um, si le dierais nueve bolas no sería un número primo y el número 48 no es... No es un... No es un nú...
Ve dokuz toplu olursa asal olmaz,... ve 48 de asal değildir.
Hay... Hay ocho bolas... Tiene...
Burada sekiz tane karides topu var.
Lástima. Vamos. Oye, agárrate las bolas y comienza a buscar, ¿ bien?
Kendine gel ve aramaya başla.
¡ Santas bolas, todo el mundo!
Kutsal toplar, millet!
¡ Bolas, Brannigan!
Toplar, Brannigan!
¡ Bolas!
Toplar!
No, pero se me congelaron mis grandes bolas gigantes.
Hayır, ama o benim koca, devasa hayalarımı... dondurdu.
Pero ahora es : "Cuatros bolas y te vas... directo a la silla eléctrica".
Şimdi dört tutuklama oldu ve gidiyorsun... doğruca elektrikli sandalyeye "
O podrías buscar tus bolas y venir conmigo.
Ya da bir bıçakta sen alır benimle gelirdin.
Nunca pensé que tenía bolas.
- Asla benim için böyle düşünmedi.
- Tengo bolas, Kee.
Benim de taşaklarım var, Kee. - Biliyorum.
No más perseguir ramas, no más lamerse sus propias bolas.
Sopa yakalamak, taşaklarını yalaması filan yok artık.
Mis bolas.
Hayalarım.
¡ Mirad! Es Rudolph el reno de las bolas azules.
Bak, Mavi topları olan bir ren geyiği.
Vamos a invitar a todos los principales compradores, por lo que - Tenemos que ir a las bolas a la pared.
Bütün büyük alıcıları davet edicez, bu da tüm toplarımızı kaleye süreceğiz demek.
- Cariño, bolas es lo que mejor hago.
- Tatlım "toplar" benim en iyi yaptığım şey.
Esposa número dos quiere fundir sus bolas y usarlos como pendientes.
İki numaralı eşi, adamın hayalarını eritip küpe olarak takmak istiyor.
Busto mis bolas.
Vurun kahpeye.
Lo que sea, Mark. Cuando perdiste tus bolas?
Herneyse Mark, erkekliğini ne zaman kaybettin?
Sus bolas se romperán!
Kardeşim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]