English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Borderline

Borderline tradutor Turco

23 parallel translation
Me gustaban sus primeras canciones :
Eski albümü Borderline'ı severdim.
"Borderline"... pero cuando entró en esa fase de "Papa Don't Preach", me desconecté.
Ama "Papa Don't Preach" i söylediğinde ondan nefret ettim.
Madonna tenía esa canción Borderline. Era una excelente canción.
Madonna'nın "Borderline" diye bir şarkısı vardı ya.
Depresión profunda, desorden de personalidad "borderline".
Ciddi bir depresyon geçiriyor. Sınırda kişilik bozukluğu.
- "Borderline", que es el equivalente del laboratorio a imaginario. cual, por cierto, concuerda con el resto de su historial médico.
- Değerler sınırda ki bunun biyokimyasal anlamı hayali ki bu da tüm tıbbi geçmişiyle de uyum gösteriyor.
Me deja ver, señor borderline.
Çekil bakayım Sınırdaki Bey.
Sufre de comportamiento compulsivo secundario a un trastorno de personalidad tipo borderline.
Ayrıca borderline kişilik bozukluğu vardı.
- Borderline?
- Olmak üzere mi?
Borderline, ¿ verdad?
Olmak üzereymiş öyle mi?
¿ limitado?
Borderline?
Este es un ejemplo de proyección y polarización. Un pensamiento extremista que en combinación con impulsividad, ira, arranques de violencia ; indica que lo más probable es que el su-des padezca un caso extremo de trastorno límite de la personalidad.
Bu yansıma ve kutuplaşmanın bir örneği yanlış düşünce dürtüsellik, öfke ve şiddetin dışavurumuyla birleştiğinde bu zanlının büyük ihtimalle borderline kişilik bozukluğu olduğunu gösterir.
Esto representa el límite entre ansiedad y psicosis.
Borderline endişe ve psikoz arasındaki sınırı temsil eder.
Brotes psicóticos.
Borderline psikoz hastası.
Soy el agente Flatweed, él es el agente Borderline, FBI.
Ben Ajan Flatweed, bu da Ajan Borderline. FBI'danız.
Pero ahora son los tiempos, éstos Neandertales con borderline.
Kimi kandırıyorum ki? Tıpkı Cro-Magnon gibi biri.
" Dado que la psico-farmacológico valor de queso de hebra en el tratamiento
" Bildiğim kadarıyla, hatta klinik çalışmalarla, Borderline kişilik bozukluğu
Ahora se acaba de llamar trastorno límite de la personalidad.
Şimdiyse sadece Borderline * kişilik bozukluğu deniliyor.
Ahora se acaba de llamar trastorno límite de la personalidad.
Şimdiyse sadece Borderline kişilik bozukluğu deniliyor.
Le dijiste a todos en la escuela Yo estaba en el límite.
Okuldaki herkese borderline olduğumu söylemiştin.
En un instante, su conducta pasó de ser adorable a rayar en la histeria.
Bir saniye içinde davranışları çekiciden borderline histerikliğine dönüşüyordu
Mi hermano es borderline y he robado esto de su cuarto de baño.
Kardeşimde her yol var, bunları onun banyosundan çaldım.
Eso es racista borderline es lo que es.
Olan bu ; Sınır çizgisi ırkçılığı.
Debido a su trastorno, dirá cualquier cosa.
Evet, Borderline hastası. Her şeyi söyler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]