Translate.vc / Espanhol → Turco / Borneo
Borneo tradutor Turco
165 parallel translation
¿ Así que tu chica te dejó por un salvaje de Borneo?
Demek sevgilin seni Borneo'lu bir vahşi için terk etti, öyle mi?
Le han trasladado desde Borneo. Soy Yukiko.
Borneo'dan tayini çıktı.
En la marina estuve destinado en Borneo.
Borneu'da, ordudaydım.
Estaba ella en las selvas de Borneo, como Dios la trajo al mundo, salvo por sus zapatos de baile y su salacot.
Borneo'nun en vahşi ormanında çırılçıplak bir kız varmış. Üzerinde sadece dans ayakkabısı ve şapka bulunuyormuş.
Mi hermano. Estaba en Borneo.
Borneo'ya gönderilmişti.
Si mi hermano no hubiera muerto en Borneo...
Kardeşim Borneo'da öldüğünde -
¿ Hay burros en Borneo?
Sence Borneo'da eşekleri var mıdır?
¿ En Borneo?
Borneo'da mı?
" Los japoneses pueden atacar Filipinas, Tailandia, Kra y Borneo.
" Japon kuvvetleri, Filipinler, Tayland Kra Yarımadası ve Borneo'ya saldırabilir.
"Los nipones pueden atacar Filipinas, Tailandia, Kra y Borneo".
"Japon kuvvetleri, Filipinler, Tayland Kra Yarımadası ve Borneo'ya saldırabilir."
Cargamento 507, l de Indonesia, proveniente de Borneo, llegando a puerta dos.
Endonezya Borneo teslim kargo 507, iki numaralı kapıya şimdi yaklaşmaktadır.
Luego de la impresión de huellas, el cargamento 507, proveniente de Borneo, procederá a la jaula de condicionamiento 90.
Parmak izi alındıktan sonra, Endonezya Borneo teslim kargo 507-I, düzenlenen kafes 90'a doğru ilerleyecektir.
Luego de la impresión de huellas, el cargamento 507 proveniente de Indonesia, Borneo..
Parmak izi alındıktan sonra, Endonezya Borneo teslim kargo 507-I, düzenlenen kafes 90'a doğru ilerleyecektir.
- No hay chimpancés en Borneo.
Borneo'da hiç şempanze yok.
Es 507, proveniencia Borneo.
Borneo teslim 507.
En Borneo, 19 de enero.
19 Ocak'ta Borneo alındı.
Borneo, Sumatra, Pernambuco.
Borneo, Sumatra, Pernambuco.
Borneo.
Borneo.
Esta es de Borneo.
- Bu Borneo'dan.
"Borneo, Shangai..."
" Borneo, Şangay...
"Shangai, Macao, las Islas Sonda, Borneo"
"Şangay, Macao, Sunda Adaları, Borneo."
Tiene una rara cita en Guam y termina en Borneo. ¿ Cómo quieres las tuyas?
Guam'da garip bir randevusu var ve son olarak Borneo'ya gidiyor.
¿ No fue ya a Borneo?
- Borneo'ya gitmedi mi zaten?
Tú no puedes ir mostrándolo como un salvaje.
Borneo'lu vahşiler gibi her yerin ortada dolaşmanı istemeyiz etrafta.
Dije que no volaría a Borneo, y terminé allí.
Borneo'ya uçmam dedim ama oradaydım.
No, no es un acto mágico, hoy, en vivo y en directo, desde las salvajes, indómitas junglas de Borneo...
Hayır hokkabazlık numarası değil bugün sahnemizde Borneo'nun yabani ormanlarından gelen...
Muchos solitarios, por no estar en la calle... alquilan lo primero que les parece mejor que un calabozo de Borneo.
Sokakta bir sürü yanlız adam var... Borneo hücresinden daha iyi.
El Borneo heteropteyx...
Borneo heteropteryx.
Me ofrecen un trabajo en Borneo.
Borneo'dan bir iş teklifi.
Entonces me iré al aeropuerto, Para viajar a Borneo,
Sonra havaalanına gideceğim, ve Borneo'ya uçacağım,
No va a ser rey en Borneo, Salió a comprar algunos calcetines
Borneo kralı değil, biraz çorap almaya gitti
- ¿ Y su llamada a Borneo, señor?
- Borneo işi ne olacak?
¿ No puedes arrojarlas en Borneo?
Ne demek Borneo'ya boşaltamam?
Llegó esta mañana en el avión nocturno desde Borneo.
Bu sabah ilk uçakla Borneo'dan geldi.
Pareces el hombre salvaje de Borneo.
"Borneolu Vahşi" deki adama benzemiyorsan ne olayım.
El mono narigudo, Nasalis larvatus vive en Borneo.
Uzun burunlu maymun, Nasalis larvatus Borneo'da yaşamaktadır.
"Mujer en Borneo da a luz una camada de 13".
"Borneolu kadın bir batında 13 bebek doğurdu."
Obvio, él desapareció en Borneo antes de nuestro casamiento.
Kesinlikle doğru. Biz evlenmeden önce Borneo'da kaybolmuştu
Pero es verdad, vino de Borneo.
Ama bu gerçek, O Borneo'dan geldi.
The Borneo Gazette.
Borneo Gazetesi.
No creo que te escuchen en Borneo.
Sanırım seni Borneo'dan duymamışlardır.
Borneo es un lugar fascinante.
Borneo, Büyüleyici bir yer.
- El hombre salvaje de Borneo.
- Borneolu Çılgın Adam.
Y nadie puede hacerlo mejor que esta liana en Borneo.
Hiçbirisi, Borneo'daki sarmaşanlar kadar başarılı değildir.
Sin embargo como en Borneo, no toda vegetación de bosque, tiene semejante rica variedad de come-frutas como para servir de mensajeros.
Buna karşın tüm orman örtüleri, taşıyıcı görev yapan meyve yiyiciler açısından Borneo'dakiler gibi çok da zengin değildir.
En Borneo, una fruta produce semejante olor penetrante que una nariz sensible puede detectarlo desde unos ochocientos metros...
Borneo'da bir meyve, o kadar keskin bir koku yayar ki duyarlı bir burun bu kokuyu yaklaşık 700-800 metreden duyabilir.
El borneo de lo que traje arde mejor.
Bu kart daha iyi yanıyor, bak. Ne?
Mire el borneo de lo que traje.
Burns'ün kıyafetine daha iyi bak. Seni takip edemiyorum.
Ahí vamos otra vez, Maya y Borneo.
İşte Maya, yine Borneo diyor.
Llamémosla Maya Borneo.
Kendine Borneo Maya demen lazım. Fena da olmaz hani.
Déjeme ver. 507, de Borneo
Borneo teslim 507.