English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Brandon

Brandon tradutor Turco

2,679 parallel translation
Brandon, llama al 9-1-1 ¡ rápido!
Brandon 911'i ara çabuk!
Brandon, esto no es gracioso.
Brandon hiç komik değil.
Brandon, abre la puerta.
Brandon, kapıyı aç.
En serio, vamos Brandon.
Ciddiyim, haydi Brandon.
Brandon ¡ abre la puerta!
Brandon kapıyı aç!
¿ Me entiendes Brandon?
Anladın mı beni Brandon.
¡ Brandon!
Brandon!
Brandon.
Brandon.
Bran - No Brandon, sólo aléjate.
Hayır Brandon yaklaşma.
Brandon...
Brandon...
Espera, ¿ dónde está Brandon? - ¡ Brandon!
Bekle, Brandon nerde?
Su nombre es Brandon North.
Adı Brandon North.
Bueno, Brandon, detrás tuyo, tienes unas mediciones, y apenas mides 1,77 m.
Brandon... Şu arkandakiler birer ölçü işareti ve sen taş çatlasa 1.80'sin.
Lo que Bruce trata de decir, Brandon, es que eres muy bajo... y no lo bastante musculoso para nuestro programa.
Bruce'un söylemeye çalıştığı şey şu ki, Brandon sen bayağı kısasın. Ve bizim programımız için yeterince seksi değilsin.
Tenemos al Dr. Kris Mohandie, psicólogo forense, para hablar sobre qué puede llevar a alguien... como Brandon North a cometer estos asesinatos.
Adli psikolog Dr. Kris Mohandie burada bizimle beraber. Brandon North'un nasıl bu cinayetleri işleyecek kadar çileden çıktığını konuşacağız.
Este tal Brandon es un loco.
Brandon psikopatın teki.
De hecho, Rusty, el Dr. Mohandie ayuda a que hablemos con Brandon.
Aslına bakarsan Rusty, Dr. Mohandie Brandon'la iletişim kurmamıza yardım ediyor.
Necesitamos contactar a Brandon por todos los medios posibles, aunque odio que se vea a sí mimo en la televisión.
Brandon'a mutlaka bir şekilde ulaşmamız gerekiyor. Kendini televizyonda görmesi hiç hoşuma gitmese de.
BRANDON NORTH + ASESINATO. Debió volverse loca cuando vio la foto tuya que le envié.
Gönderdiğim fotoğrafı görünce kafayı yiyeceğini biliyordum.
¡ Brandon, por favor!
Kes şunu! Brandon lütfen!
El único, además de la Policía, que conoce los nombres de las víctimas es Brandon North.
Polisler hariç üç kurbanın üçünün de adını bilen tek bir kişi var o da Brandon North.
La abuela de Brandon North está siendo entrevistada.
Brandon North'un büyükannesi ulusal haberlerde röportaj veriyor.
Si no es del paradero de Brandon North, tendrá que esperar.
Şu an bana Brandon North'u bulup getiremeyeceğine göre beklemek zorundasın.
Brandon nunca me oculta nada.
Brandon benden hiçbir şey saklamaz.
Brandon fue a Hollywood a seguir su gran sueño.
Brandon Hollywood'a hayallerinin peşinden koşmaya gitti.
Sra. North, ¿ sabe dónde está viviendo Brandon en Los Ángeles?
Bayan North, Brandon'ın Los Angeles'ta nerede kaldığını söyleyebilir misiniz bize?
Capitán, tengo el número de la abuela y pronto tendré el de Brandon.
Başkomiserim, büyükannenin numarasını buldum. Birazdan Brandon'ın kullandığı numarayı da bulacağım.
Brandon, estamos afuera de la casa de Carlo.
Brandon, şu an Carlo'nun evinin önündeyiz.
¿ Sigues ahí, Brandon?
Orada mısın, Brandon?
Mucha gente te trató mal, Brandon.
İnsanlar sana kötü davrandı, Brandon.
Pero cuando apenas supo que no quedé en el programa, me dice : "Muy bien, Brandon, tienes que irte".
Sonra televizyona çıkmayacağımı duyduğu anda "Yeter Brandon, git artık." der gibi davranmaya başladı.
¿ Puedes oírme? ¿ Brandon?
Beni duyuyor musun?
- Sí, estoy aquí.
Brandon? - Buradayım.
Muy bien, un segundo, Brandon.
Bir saniye bekle, Brandon.
Y estás en vivo, Brandon.
Canlı yayındasın, Brandon.
Oye, Brandon.
Hey, Brandon.
Oye. ¿ Brandon? ¿ Estás ahí?
Brandon, orada mısın?
- Brandon, espera.
Tamam Brandon, bekle.
- ¿ Por qué eso, Brandon?
Neden bunu istiyorsun, Brandon?
Brandon, Carlo está aquí... y le encantaría conocerte...
Brandon, Carlo da burada. Seninle tanışmayı çok istiyormuş. Burada duruyor, bak.
Todo lo que debes hacer, Brandon... Todo lo que debes hacer es soltar el arma... y salir lentamente al porche con tus manos arriba.
Tek yapman gereken, Brandon, tek yapman gereken silahını atmak ve ellerini kaldırarak yavaşça verandaya çıkmak.
Brandon, ¿ qué pasa?
Brandon, neler oluyor?
Y si quieres conocer a Carlo, Brandon, solo tienes que... salir.
Carlo'yla tanışmayı gerçekten istiyorsan, Brandon tek yapman gereken dışarı çıkmak.
- No, Brandon.
Hayır, Brandon.
- ¡ Brandon!
Brandon!
Brandon, ¿ me oyes?
Brandon, beni duyuyor musun?
¿ Brandon?
Brandon?
- ¿ Adónde se fue?
- Brandon!
¡ Brandon!
- Nereye kayboldu?
Hola, Brandon.
Merhaba Brandon, ben Sharon Raydor.
- ¿ Brandon?
Brandon?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]