Translate.vc / Espanhol → Turco / Bunk
Bunk tradutor Turco
149 parallel translation
Sabes, Bunk, siempre me imaginé que Matt era mejor..
Biliyor musun Bunk, Matt'in her zaman...
¡ Bunk Kinelly!
Bunk Kinelly!
Me porté mal, muy mal, pero nadie me va a azotar.
- Hatalıydım. Ama kimse beni kırbaçlayamaz! - Arkanı dön Bunk.
Bunk!
Alın bakalım!
Voy a ponerte encima de mi bulto. Este es mi colega...
# I'm gonna get you on the top of my bunk # # this is my man... #
- No. Muérete, Bunk. - Muérete.
Sana öğretmeye çalışıyorum evlat, sen dinlemek istemiyorsun.
- Quería llamar a Bunk por ello. - ¿ Bunk recibió el caso? No.
Batı yakasında yaşayan beyazlar için mezarlıktan önceki son durak.
No olvides enviarlo a Bunk tras terminar.
- WMD'ler, WMD'ler var.
- Lo siento, Bunk.
- Özür dilerim, Bunk.
Bunk, soy Jimmy.
Bunk, ben Jimmy.
Bunk, despierta.
Bunk, uyan dostum.
- Bunk, despierta.
- Bunk, uyan.
El laboratorio no encontrará nada en Bunk.
Bunk üzerinde hiçbir iz bulamazsın.
Bunk, admito que la teoría de la evidencia tiene sentido.
Bunk, bütün izleri yakmak güzel düşünce, kabul.
Bunk Moreland dice que eres un policía nato.
Bunk Moreland doğuştan polis olduğunu söylüyor.
"Un hombre debe tener un código." - Bunk
"İnsanın prensipleri olmalı." - -Bunk
¿ Sabes por qué te respeto tanto, Bunk?
Sana neden saygı duyuyorum biliyor musun Bunk?
Los de la preparatoria se meaban encima cuando veían al viejo Bunk.
Bunk'ın üstlerine geldiğini görünce özel okullu oğlanlar altına ederdi.
- Me enteré por Bunk.
- Bunk'tan duydum.
Bunk, debería darte vergüenza.
Bunk, kendinden utan adamım.
Bunk y yo, cuando arrestamos al chico de Barksdale traía un bíper Motorola.
Bunk ve ben şu çocuğu yakaladığımızda bir çağrı cihazı vardı.
Oye, Bunk.
Hey, Bunk.
- Bunk, díselo.
- Bunk, söyle ona.
- Bunk, un frasquito por tu opinión.
- Bunk, sen bir şeyler söylemek ister misin?
- A Bunk Moreland, compañero de McNulty.
- Bunk Moreland, McNulty'in ortağı
Bunk y yo tenemos nuestro método.
Bunk ve ben, bizim bir ortak ritmimiz var.
La foto es del escritorio de Bunk.
Fotoğraf Bunk'ın masasından.
Bunk.
Bunk.
Bunk y Jay se quedan aquí.
Bunk ve Jay burada kalıyor.
Bunk, Mike.
Bunk, Mike.
Lo presiento, Bunk.
Hissediyorum, Bunk.
Bunk Moreland y yo lo estuvimos fastidiando... por el caso de las muertas en el contenedor.
Ben ve Bunk Moreland bu lavuğun yanına gittik geçen hafta şu konteynırda ölen kadınlar için.
Va a ser así, Bunk.
Bitti, Bunk.
- No contestes el teléfono, Bunk.
- Hiçbir telefona cevap verme, Bunk.
- Dilo, Bunk.
- Anlat bakalım, Bunk.
¿ Te vas a escapar de Bunk?
Bunk'ın işini alacaksın he?
Me porté mal, Bunk. No fue mi culpa.
Kötü işler yaptım, Bunk, ama benim hatam değildi.
No es tan simple, Bunk.
O kadar basit değil, Bunk.
- Bunk, ¿ qué pasa?
- Bunk, nasıl gidiyor?
Bunk me envió un mensaje.
Bunk aramış.
- Está bien, Bunk, cuídate.
- Tamam, Bunk, sağ ol.
Russell y Bunk Moreland trabajan en Homicidios, pero por ahora analizarán la base de datos del puerto y buscarán indicios de contrabando.
Memur Russell ve Bunk Moreland Cinayet Masası'ndan atandılar bu süre zarfında bizimle çalışacaklar ortak bir şey bulabilirmiyiz diye hep beraber bakacağız.
- ¿ Vas a llamar a Bunk?
- Bunk'ı arayacak mısın?
He terminado, Bunk.
İşim bitti, Bunk.
Estoy harto de la puta vida que llevo, Bunk.
Kendi kendimi yemeyi bıraktım, Bunk.
Insinúas que es casi seguro que también sea un objetivo en los asesinatos de Bunk.
Sanırım bana demek istediğin şey aslında bu adamın Bunk'ın çözmek zorunda olduğu cinayetler için hedef olduğu.
Bunk, tu estarás en Newkirk y Broening.
Bunk, Newkirk ve Broening tarafına bakacaksın.
- Es tuyo, Bunk.
- Bundan sonrası senin, Bunk.
Es tiempo de que me muestres amor.
Bunk'a biraz sevgi göstermen lazım.
Al carajo con ese Bunk.
Ahmed.
Y yo duermo en la parte de abajo.
Ve bottom bunk'ı buldum.