Translate.vc / Espanhol → Turco / Burger
Burger tradutor Turco
1,530 parallel translation
Creo que primero debería ir al Bronco Burger.
Bence ilk olarak Bronco Burger'a gitmeliyim.
Ya estoy en Bronco Burger.
Zaten Bronca Burger'dayım.
Pero ese tipo de Bronco Burger tiene la cinta, ¿ no?
Neyse, bu adam kasete sahip, değil mi?
Una hamburguesa chica, papas fritas y una bebida chica.
- Minik Bronc burger, kızarmış ve biraz içecek.
Tú regresa la cinta a Bronco Burger antes de que noten que no está.
Danny ve ben Henderson'a gidiyoruz. Sen de kayıp olduğunu anlamadan kaseti geri götür.
Apareció en Bronco Burger.
Bronco Burger'dan içeri girmese bilemezdim.
No es que no agradezca el trabajo en Bronco Burger... pero si surge algo acá...
Bronco'daki yerimden şikâyet ettiğimden değil ama işte açık olursa...
Mi hamburguesa de búfalo ya está aquí.
Bufalo Burger'ım geldi.
Debe estar bien.
- İyi bir Burger olmalı.
Las hamburgueserías de Woodman pagaron a la familia de Rhonda esa indemnización secreta.
Woody Burger, Rhonda'nın ailesine gizlice 2 milyon dolar ödemiş.
Hacemos hamburguesas de soja.
Biz soya burger yapıyoruz.
¿ Así que eres un repartidor vegetariano de hamburguesas de soja?
Yani sen bir soya burger imalatçısının vejeteryan servis elemanı mısın, hmm?
Hamburguesa de soja y papas son $ 6.95 más impuestos.
Soya burger ve fried patatesler 6.95 Dolar artı KDV.
"Hace buenas hamburguesas".
O, iyi burger yapar.
# Trabajo en Burger King haciendo hamburguesas al Grill #
Burger King'te ızgarada pişmiş Whoppers yapıyorum.
La parte demandante va a demostrar,... que la defendida estaba recibiendo dinero... a cambio de sexo...
Savcılık sanığın Gökküşağı Burger'de seks için para aldığını gösterecek.
Acabamos de abrir un Burger King en el medio de un maldito Mc Donald's.
McDonald's'ın içine Burger King açmışız.
Krusty, Gordo Tony no ha recibido su pago semanal por mantener a McDonald's y Burger King fuera de la ciudad.
Krusty, Fat Tony e McDonald's ve Burger King'i kasabanın dışında tuttuğu için verdiğin haaftalık ücreti ödememişsin.
Vuelta, hambuerguesa, regreso.
Uçuş, burger, geri dönüş.
¿ Sabes qué, hermano? El mes pasado, Hamburguesas Broadbus ganó 10 mil más por mí.
Geçen ay Broadbus Burger'e fazladan 10 bin dolar kazandırdım.
Su compañera de cuarto dijo que fue a reunirse con algunos amigos en "Hamburguesas Beltway"
Oda arkadaşı birkaç arkadaşıyla buluşmak için Beltway Burger'a gittiğini söyledi.
"Hamburguesas Beltway"
Beltway Burger.
Así que también visitas las "Hamburguesas Beltway" ¿ no?
Siz de mi Beltway Burger tapınağına ibadet edenlerdensiniz, ha?
Estás vestida para Burger King. ¿ Lo cambio a Burger King?
Hamburgerciye uygun giyinmişsin.
Te traje una hamburguesa vegetariana.
Sana Sebze Burger aldım.
Lo vieron en una hamburguesería en Cedar Grove, Wisconsin.
Uyduruk bir Burger büfesinde görülmüş. Cedar Grove, Wisconsin'de.
Quiero una hamburguesa con queso con una hamburguesa con queso y mira si pueden hacerme un batido de hamburguesa con queso.
Peynirli burger, yanında peynirli burger. Bak bakalım peynirli burgerden içecek yapabiliyorlar mı.
- Una hamburguesa, por favor.
- Bir burger lütfen.
¿ Puedes darme una hamburguesa Álamo y un refresco de raíces?
Alamo burger ve kök birası alabilir miyim?
Pero creo que seguiré con la hamburguesa Álamo y un refresco de raíces normal.
Ama ben Alamo burger ve sade kök birası alsam daha iyi.
Un amigo mío atrapó hepatitis de una hamburguesa de uno de estos lugares.
Bir arkadaşım, bu tip yerlerin birinden burger yerken hepatit kaptı.
¿ Esa hamburguesa volvió a enfermarte?
Burger rahatsız mı etti?
Toda esa humanidad que zumba por un frenesí de hamburguesas y patatas los días de fiestas divertidos, llantas pinchadas, niños gritando...
"Bütün bu insanlık burger ve patates kızartması çılgınlığının yanından pırpır geçiyor." "Tatil günü eğlencesi, patlamış lastikler, çığlık atan çocuklar"
Muy bien, dame 300 hot dogs, 250 hamburguesas.
300 sosisli, 250 tane de burger lazım.
¿ Te das cuenta de que el queso de esa hamburguesa viene desde Francia?
O burger'deki peynirin Fransa'dan buraya geldiğini biliyor musun?
Tienes un afiche de Big Kahuna Burger, ¿ verdad?
Sen Big Kahuna Burgerleri'ndeki şu kızsın, değil mi?
Quiero la hamburguesa con queso y un té helado.
Bir tane Quesadilla burger istiyorum ve yanında buzlu çay.
Vamos a buscarte una hamburguesa.
Sana bir burger alalım, ne dersin?
Pasé por el Burger Shed, te escogí un doble especias.
Çünkü hamburgerciden sana da bir double aldım.
Viejo, es una hamburguesa con especias.
Dostum, bu spicy burger.
# Paso tantas noches... # #... sintiendo lástima por mi misma... # #... que solía llorar... # #... pero ahora mantengo mi cabeza en alto- - #
Pek çok gecemi... MONICA DAWSON BONANZA BURGER, NEW ORLEANS... kendim için üzülerek harcadım. Durmadan ağlardım...
Estas cubierta en la casa y en el trabajo, un seminario improvisado de formación corporativa.
Evde ve işte iken saklı olcaksın, Şirkette Burger Bonanza eğitimi seminerine katılıyorsun.
¿ En Burger King?
Burger King mi?
¿ Quieres enfrentarme, Johnny Burger King?
Benimle savaşmak mı istiyorsun, Johnny Burger King?
Vince, puedes darme una hamburguesa, por favor, poco cocida.
Vince, bir burger ver. Az pişmiş.
¿ Recogió la Sra. Stone alguna hamburguesa?
Bayan Stone Cevacice burger mi aldı?
Bueno, estás atascada con nosotros ahora, así que... ¿ Qué dices? ¿ Hamburguesas, Café Diem?
Artık bizimle kaldın, bu yüzden Cafe Diem'de burger yemeye ne dersin?
- ¿ El lunes estuviste en Bronco Burger?
- Pazartesi Bronco Burger'da mıydın?
¿ Pain Burger?
Pineburger?
No andas por ahí cerrando Burger Kings.
Bir şeyleri istismar edebilirsin diye Burger King kapatılsın diyerek ortalıkta dolaşmıyorsun.
Muy bien.
Bir burger istiyorum.