Translate.vc / Espanhol → Turco / Caliente
Caliente tradutor Turco
17,848 parallel translation
Si su taladro se pone demasiado caliente, y la temperatura aumenta por más de.3 grados, que va a matar a la computadora.
Eğer matkabınız aşırı ısınır da sıcaklık 0,3 dereceden daha çok artarsa, bilgisayar ölür.
"Caliente"
Gittikçe ısınıyor.
Sólo cecause él tiene una novia caliente, él piensa todo el mundo quiere hueso él.
Seksi bir kız arkadaşı olduğu için her kadının ona asıldığını düşünüyor.
Entonces pizza, Chocolate caliente, dormir bolsas junto a la chimenea.
O zaman pizza, sıcak çikolata, şöminenin yanında uyku tulumları.
Y, uh, trate de mantenerse caliente aquí.
Hem üşümemiş olursun.
Centrarse en el sentimiento del agua caliente el olor del detergente el sonido de los platos y seguir tu propia respiración.
Sıcak su hissine, deterjan kokusuna tabakların gıcırdama sesine odaklanmak ve nefesini takip etmek.
Por favor, terminar su bebida y decidir si usted va a tener sexo caliente con la persona que está hablando.
Lütfen içeceklerinizi bitirin ve konuştuğunuz kişiyle deliler gibi sevişip sevişmeyeceğinize karar verin.
Puede que sea un poco tarde en el día, pero es bastante caliente afuera.
Belki akşam saatlerine yaklaştık... -... ama dışarısı bayağı sıcak.
¡ Sidra de manzana caliente!
Baharatlı elma!
- Chico, es una caliente, ¿ no es así? ? - ¿ Has visto algo?
- Hava çok sıcak, değil mi?
Me dijiste que estabas caliente, y eso es un golpe contra sólida.
Azdığını söyledin ve bu da düpedüz bir asılmadır.
Y, mira, Carol, que está plenamente justificada arrojar que el rock en su pequeña cabeza caliente, pero he aquí por qué no lo harás.
Dinle, Carol, o taşı kafasına atmakta sonuna kadar haklısın ama atamazsın.
¡ Está muy caliente aquí arriba! ¡ Aguante!
Burası gerçekten çok sıcak!
¡ Está demasiado caliente!
- Kaldırın şu merdiveni! - Çok sıcak!
- ¡ Está demasiado caliente!
- Çok sıcak!
Soy Steve Jobs pero en caliente.
Seksi Steve Jobs'ım.
Muy caliente, pero puedo oír el ñu de nuevo.
Çok sıcak, ama antilopların sesini yeniden duyabiliyorum.
- Oye. - ¿ Estoy caliente?
Ateşim var mı?
Si las cartas de truco le consiguen toda caliente y mojada, es posible que desee comprobar con cada mago aquí.
Kartlar sizi endişelendiriyorsa şehirdeki bütün sihirbazları kontrol etmelisiniz.
¿ Qué pasa con la víctima caliente y las margaritas?
- Şu seksi kazazede ve çiçekler ne böyle?
Hay este tipo mirándola desde el interior de la salida de aire caliente.
Bizim adam, havalandırma boşluğundan onu izliyormuş.
¿ Estás diciendo que estoy llena de aire caliente?
- Hava gazı mı doluyum diyorsun yani? !
¿ Estaba caliente o fue una comida fría?
Sıcak mı yenmiş, soğuk mu?
Cuando tenía 17 años, trabajaba de camarero en un restaurante muy chulo y esta ejecutiva maciza de 31 años llamada Jackie vino, y cuando me pidió la cena le ofrecí el postre, me dijo que le apetecía un coito caliente.
17 yaşında bir çocukken güzel bir restoranda garsondum. Sonra 31 yaşında Jackie adında çok seksi bir yönetici geldi. Yemek istediğinde ona tatlı önerdim.
Estás caliente.
Sen sıcaksın, sempatiksin.
Solo estaba manteniendo su asiento caliente.
Sadece koltuğunu sıcak tutuyordum.
Tranquilo, es té caliente para mi garganta.
Sakin ol, boğazım için sıcak çay içiyorum.
Suzy, cuando tú y Doug ir a tomar un helado, dividir un helado con chocolate caliente, se puede conseguir que con todas las obras, la crema batida, los confites?
Suzy, Doug'la dondurma almaya gittiğinizde, tek külahtan dondurma yerken... Külahı şekere, sosa, cevize batırır mısınız?
Así, movimiento fresco con lo que el chico caliente a la fiesta para mi amigo, Brett.
Yanındaki seksi herifi arkadaşım Brett için partine getirerek ne güzel ettin.
Bueno. Dame una buena razón por la que no puede tener sexo caliente con ese hombre de allí.
Onun, oradaki adamla güzelce sevişememesi için iyi bir sebep ver bana.
Está caliente.
Çok sıcak.
Está bien. ¿ Cómo vamos a mantenerlo caliente?
Tamam. Onu nasıl sıcak tutacağız?
Necesitamos salina caliente, mucha de ella.
Sıcak tuza ihtiyacımız var, hatta daha fazlasına.
Sí, bueno, ¿ y dónde vas a encontrar salina caliente aquí afuera?
Evet de sıcak tuzu nereden getireceğiz?
- Aquí. Vamos a ponerte esta línea intravenosa en tus venas para mantenerte lo más caliente posible hasta que podamos hallar algo, ¿ de acuerdo?
Seni kurtarmanın bir yolunu bulana kadar bu serumları damarların açık kalsın ve seni mümkün olduğunca sıcak tutsun diye takacağız, tamam mı?
No te compres un perro caliente, Brandy.
Sakın sosisli alma, Brandy.
Hasta le metí una moneda caliente en el culo.
- Kıçına sıcak çeyreklik bile koydum.
Habrá sidra caliente, patinaje.
Sıcak elma şarabı, buz pateni.
Ahora estoy un poco asustado y caliente ]
Aslında biraz tırstım ve tahrik oldum.
- ¡ Estaba caliente!
- Yemek çok sıcaktı.
- No sabía que estaba tan caliente.
- O kadar sıcak olduğunu bilmiyordum.
No, mira. Ni siquiera está caliente.
Hayır bak, ısınmamış bile.
Utilizamos la piel para sombreros y ropa caliente.
Postlardan kalın kıyafetler ve şapkalar yaparız.
Se pone más caliente.
Gittikçe yükseliyor.
Ellos querrán comida caliente cuando lleguen aquí
Geldiklerinde sıcak yemek onları bekliyor olacak.
Te traje chocolate caliente.
Sana sıcak çikolata aldım.
Está caliente.
Sıcak.
Estás algo caliente.
Gerçekten mi?
"Más caliente"
Sıcak.
Está bien, es demasiado caliente para acercarse.
- Tamam, daha yakınlaştırmak için çok sıcak.
Perro caliente!
Harika!