Translate.vc / Espanhol → Turco / Camino
Camino tradutor Turco
76,802 parallel translation
Si atraviesan el Muro, los primeros dos castillos en su camino son Último Hogar y Bastión Kar.
Duvar'ı aşarlarsa yollarına çıkacak ilk iki kale Son Yürek ile Karhold.
Otra ronda. Va a ser un largo camino.
Bir tane daha alalım, yolumuz uzun.
Pensaba que ibas camino a Invernalia.
Ben Kıştepesi'ne gidersin sanıyordum.
Una invasión extranjera está en camino.
Yabancı istilası başladı.
Saben que estamos en camino.
Geldiğimizi biliyorlar.
Normalmente, cuando el duelo alcanza la etapa de negociación, la gente encuentra ese camino improductivo y pasa directamente a la depresión.
Genelde tutulan matem pazarlık aşamasına geldiğinde yas tutanlar için sonuç başarısız olur ve direkt depresyona girerler.
Por último, me di vuelta y había entrado tanto en el bosque, que no pude encontrar mi camino de regreso.
Sonunda sağıma soluma bir baktım ki fundalıklara kadar ilerlemişim. Geri dönüş yolunu bulamıyorum.
Estoy de camino a Wisconsin, por el arreglo, que he mantenido mi parte.
Anlaştığımız gibi Wisconsin yolundayım. Ben sözümü tuttum.
Podemos seguir nuestro propio camino desde aquí.
Buradan sonra yolumuzu buluruz.
Creí que una niña en el camino a su propia resurrección podría estar interesada en llegar tan pronto como sea posible.
Yeniden dirilmek için yolda olan bir kız gideceği yere bir an önce varmak ister sanıyordum.
Porque si así lo desean, pueden llevarte fuera del camino que has recorrido miles de veces antes.
Çünkü eğer canları isterse daha önce binlerce kez yürüdüğün yolları unuttururlar.
Seis va en camino.
Altı yolda.
Incluso te perdono, pero... pero Matarme no es el camino.
Hatta seni affediyorum ama bunun yolu beni öldürmek değil.
Llama a Alfred, dile que estoy en camino.
Alfred'i ara, yolda olduğumu söyle.
Estamos tomando este show en el camino!
Gösteriyi yola döküyoruz!
Voy a apagar la llamada en el camino. Vamos a rodar. 353.
Aramayı yolda yaparım.
No se puede hablar de su camino fuera de esto, Oswald.
Konuşarak bundan kurtulamazsın, Oswald.
Mi padre quería acortar camino por un callejón para coger un taxi.
Babam kestirmeden taksi bulmak için ara sokağa girmek istedi.
Estoy en camino.
Yoldayım.
Un arma está en camino, dirigiéndose a Gotham.
Gotham'a doğru giden bir silah yolda.
Mis hombres están en camino.
Adamlarım yoldalar.
Estoy intentando enseñarte el camino.
Ben sadece yol göstermeye çalışıyorum.
Un arma está en camino para destruir la ciudad.
Şehri yok edecek bir silah yolda.
Es donde el arma llegará. ¿ oigo un favor que viene de camino?
Jiim, bir iyilik mi geliyor?
- Mira, no escalé mi camino hacia la cumbre sólo para darme cuenta que había alguien por encima de mí.
- Bak, bulunduğum konuma üzerimde birileri olduğunu öğreneyim diye gelmedim.
Mi tarea ha sido prepararte para eso, pero falta un paso para completar tu camino.
Benim görevim seni bunun için hazırlamak fakat sonuncu aşama, senin yolcuğuna kalmış.
Gordon está de camino a Union Station.
Gordon, Union İstasyonuna doğru gidiyormuş.
Simplemente allanaron el camino para aquel que ha de venir.
Sadece gelecek kişi için yol yapıyorlardı.
Y también todos los que se interpongan en nuestro camino.
Yolumuza çıkmaya çalışan herkes gibi.
Voy en camino.
Ben yoldayım.
¡ A un lado! ¡ Fuera del camino!
Yoldan çekilin!
Perdí el camino por completo.
Yolumu tamamen kaybetmiştim.
Bueno, creo que un hombre menudo se encuentra con su destino en el camino que lleva a evitarlo.
Bence insanlar genellikle ecellerine ondan kaçarken rastlarlar.
Morillo agredido dos guardias en su camino fuera de Hierro Heights.
Morillo Iron Heights'tan kaçarken iki gardiyanı öldürmüş.
Está de camino. ¿ Estás de camino?
Yolda. Yolda mısın?
Y tienes que estar listo para enfrentar cualquier obstáculo que se ponga en tu camino.
Karşına çıkan her türlü engele karşı hazırlıklı olmalısın.
Jesse, pensé que estabas de camino a Tierra-2.
Jesse, senin Dünya 2'ye döneceğini sanıyordum.
Pasamos a Jitters de camino.
Gelirken Jitters'a uğradık.
* Sigo... * * Tu camino *
Ben de aynı tarafa gidiyorum
¿ Camino de Baldosas Amarillas?
- Sarı tuğlalı yolu mu?
* Y que la fortuna te sonría... * * Por todo tu camino *
Ve talihin yüzüne gülmesini yol boyunca
El amor encontrará un camino.
Aşk bir yolunu bulur.
Puede que haya un tendón en el camino.
- Önünde bir sinir olabilir.
Cuando me convertí en Killer Frost, Savitar se me apareció y me mostró el camino.
Killer Frost olduğumda Savitar bana göründü ve doğru yolu gösterdi.
Sí. Sí, creo que este fue un buen primer paso, Cisco, pero sí, tenemos camino por andar.
Evet, sanırım bu iyi bir ilk adımdı Cisco ama katetmemiz gereken çok mesafe var.
Creía que estaba en camino a San Francisco.
San Francisco'ya gidiyorsunuz sanıyordum.
De camino a Duluth.
Duluth'a gidiyor.
Va a ser un camino con baches.
Çok engebeli bir yolculuk olacak.
Siento cómo se abre camino por dentro...
Yaranın içini kazıyormuşsun gibi hissediyorum.
Sin embargo, mientras iba de camino al Asilo Arkham, pudo
Riddler, namı diğer Edward Nygma, Vekil Başkan Aubrey James'i kaçırdıktan sonra bu öğlen GCPD tarafından yakalandı. Buna rağmen, Arkham Tımarhanesi yolunda polisten kaçmayı başardı.
¡ Fuera del camino!
Yolumdan çekil!