Translate.vc / Espanhol → Turco / Campbell
Campbell tradutor Turco
2,388 parallel translation
De los Campbell de Nueva York.
New York'daki Campbell'lardan biri.
Y traigamos a Simon Campbell el exmarido de Vicky Westlake.
Ve Vicky Westlake'in eski eşi Simon Cambell'ı buraya getirelim.
Sr. Campbell, ¿ cómo se llevaba con su exmujer?
Bay Campbell, eski eşinizle neden ayrıldınız?
Simon Campbell, el exmarido de Vicky.
Simon Campbell... Vicky'nin eski kocası.
Ahora puedes investigar a Simon Campbell.
Bu arada siz de Simon Campbell'ı kontrol edebilirsiniz.
Mientras tanto, investiguen a Campbell.
Bu arada siz Simon Campbell'a bakın.
Tenemos información de Simon Campbell.
Simon Campbell'in bilgisi geldi.
La agencia de bienes raíces de Campbell decayó hace dos años y se endeudó muchísimo.
Campbell'ın emlak firması iki yıl önce büyük bir darbe yemiş ve maliyetleri karşılamak için çok borçlanmış.
Esto nos conduce al edificio de Campbell y a su sofisticado sistema de alarma.
Bu da bizi Campbell Malikanesi ve gelişmiş güvenlik sistemine getiriyor.
Quisiera hablar con el Sr. Campbell.
Doğrusu Simon Campbell'la görüşmek isterim.
¡ Nos vemos, Campbell!
Sonra görüşürüz Campbell!
Mírate niña, trabajando tu interior Naomi Capbell.
Şu haline bak, içindeki Naomi Campbell'ı açığa çıkarmışsın.
Quien es tu enfermera, Naomi Campbell?
Hemşiren kim, Naomi Campbell mı?
No soy una Neve Campbell retardada, ¿ de acuerdo?
Zeka özürlü Neve Campbell değilim.
Neve Campbell era sexy.
Neve Campbell seksiydi.
El nombre de la mujer es Judy Campbell.
Kadının adı Judy Campbell.
¡ Era el mejor! Nos dejaba llamarle Alan.
Dave'in dolabında iki kişinin resmi vardı Neve Campbell'ın ve Bay Fitzgerald'ın.
Y si no puedo ganar el Joseph Campbell, mi educación fue en vano.
Eğer Joseph Campbell'in sözünü yansıtamıyorsam eğitimim boşa gitmiş demektir.
¿ Sabes? , Campbell dijo que si sigues tu dicha, te pondrás a ti misma en la clase de camino que ha estado siempre ahí.
Campbell eğer içindeki sevinci izlersen kendini bunca zamandır önünde olan bir yola sokacağını söyler.
Gracias, señor Campbell.
Teşekkür ederim, Bay Campbell.
¿ Srta. Campbell?
Bayan. Campbell?
Jane Campbell.
Jane Campbell.
Sí, pero Campbell es el pez gordo del alcalde, así que hay mucha presión en el centro para cerrar esto realmente rápido.
Evet ama Campbell'ın ucu, Belediye Başkanı dokunuyor. O yüzden bu işi tez elden çözmemiz için merkezden bir sürü baskı var.
Algún adicto a la meta probablemente agarró el maletín, intentó irse corriendo, Campbell se resistió.
Büyük olasılıkla bir keş çantayı tuttu, kaçmaya çalıştı Campbell mücadele etti.
Bueno, solo me pregunto qué llevaba Campbell en ese maletín por el que merecía la pena morir.
Sadece Campbell'ın taşıdığı çantada uğruna ölecek ne vardı onu merak ediyorum.
Te estás preguntando por la tarjeta de vidente en la cartera de Campbell...
Cambell'in cüzdanındaki medyum kartını merak ediyorsun.
Segundo, crímenes importantes ha estado investigando la firma de Campbell por fraude.
İkincisi, nitelikli suçlar Campbell'ların şirketini düzenbazlıktan arıyormuş.
Entonces, eso no hace que lo hayan robado en el parque, pero nos dice que no todos querían a Morgan Campbell.
- Şimdiyse, Morgan Campbell parkta soyguna uğradığını anlatmıyor ama herkesin onu sevmediğini anlatıyor.
Campbell tomó 300 de los grandes de su cuenta personal ayer... efectivo.
Campbell 300 bin doları dün kişisel hesabından nakit olarak çekti.
Campbell no quería entregar el dinero.
Campbell paradan vazgeçmek istememiş.
Uh, supongo que era Campbell el que estaba metido en videntes.
Sanırım Campbell sadece bir medyuma gitmemiş.
Me ha contado que Campbell le pidió que bendijera su maletín lleno de dinero.
Campbell'ın rahipten para dolu çantasını kutsamasını istemiş.
Vale, ¿ así que piensas que alguien escuchó a Campbell confesándose con el sacerdote y luego cogió el dinero?
Peki, birileri Campbell'ın rahibe anlattıklarını duydu ve sonra da parayı çaldı?
Recordaba haber visto a Campbell pero se sorprendió por su muerte.
Campbell'i görünce tanıdı ama öldüğüne şaşırdı.
¿ Por qué es tan difícil para ti creer que Campbell simplemente estaba en el lugar equivocado a la hora equivocada?
Campbell'in yanlış zamanda, yanlış yerde bulunduğuna inanmak senin için neden bu kadar zor?
Campbell tenía problemas graves de dinero, ¿ verdad?
Campbell'in büyük para sorunları vardı değil mi?
¿ Reconoces al hombre que atacó y mató a Morgan Campbell?
Morgan Campbell'a saldıran ve öldüren kişiyi gösterebilir misiniz?
- Muy bien. ¿ Recuerdas que la Señora Campbell dijo que su marido era querido por todos?
Bayan Campbell'in herkesin kocasını sevdiğini söylediğini hatırlıyor musun?
Y estoy casi segura de que Campbell estaba enamorado de nuevo, sabes lo que quiero decir.
Ve oldukça eminim ki Campbell sevgisinin karşılığını veriyordu, ne dediğimi anlıyorsan.
Vamos a traer a la Señora Campbell, para charlar un poco.
Bayan Campbell'i ufak bir sohbet için getirelim.
¿ Sabes qué? Quizá no sea el mejor momento para decírtelo, pero voy a volver a traer a la esposa de Campbell para interrogarla.
Belki hiç yeri olmayabilir ama Campbell'in karısını sorgulamak için getirtiyorum.
Diría que Campbell es el jugador.
Campbell'in oyuncu olduğunu söylerdim.
¿ En qué estabas pensando, trayendo aquí a la esposa de Campbell?
Campbell'in karısını buraya getirerek aklınızdan ne geçiyor?
Diez contra uno a que Campbell les regaló el mismo bolso a la vez.
Campbell hepsine aynı el çantasını aynı anda verdiğine kalıbımı basarım.
Barbara Campbell sabía que su marido la engañaba, y ella estaba conforme con ello.
Barbara Campbell kocasının ilişkisi olduğunu biliyordu ve bununla hiçbir sorunu yoktu.
Sra. Campbell, lo siento mucho.
Bayan Campbell, çok özür dilerim.
Vi que Barbara Campbell tenía un abogado.
Barbara Campbell'in avukat tuttuğunu gördüm.
¿ Conocía usted a la Sra. Campbell antes de hoy?
Bugünü saymazsak Bayan Campbell ile karşılaştınız mı?
¿ Sabía que el Sr. Campbell tenía problemas financieros?
Bay Campbell'in finansal problemleri olduğunun farkında mıydın?
Neve Campbell y el señor Gitzgerald.
- Sınıfta terlik bile giyiyordu.
Morgan Campbell.
Morgan Campbell.