Translate.vc / Espanhol → Turco / Canaan
Canaan tradutor Turco
151 parallel translation
" Cinco cosas enseñó Canaan a sus hijos :
" Kenan'ın, evlatlarına öğrettiği 5 şey şunlardır :...
Es peor en New Canann.
New Canaan'da daha da kötü.
Nuestros ejércitos, que dispersaron a los hititas, que arrasaron a los amoritas, que se abrieron camino en Canaán para conquistar todo el orbe de la tierra, ¡ vencidos con la quijada de un asno!
Hititleri dağıtan, Emurları silip süpüren, Canaan'ı aşıp dünyanın merkezini bile fetheden ordumuz bir eşeğin çene kemiğiyle yeniliyor!
Sí, la risa de los reyes de Babilonia, en Canaan, de Troya... ¡ Mientras Egipto se rinde ante el dios de los esclavos!
Evet, Babil'de, Kenan'da ve Truva'daki kralların kahkahaları... çünkü Mısır, kölelerin tanrısına boyun eğiyor!
Ari Ben Canaan.
Ari! Ari Ben Canaan!
Sr. Mandria, le presento a Ari Ben Canaan.
Bay Mandria, bu Ari Ben Canaan.
- El señor que está al mando...
Burada yetkili olan adamın adı, Bay- - - Ben Canaan.
- Ben Canaan.
- Evet.
Probablemente, Ben Canaan luchó con nosotros.
Bu adam Ben Canaan bizimle savaştığını söylerken yalan söylemiyordu.
No habrían empezado si ese Ben Canaan no les hubiese apuntado con un arma.
Başından bu saçmalığa kalkışmıyacaklardı, o Ben Canaan başlarına silah dayamasaydı.
Aunque consigan crear un estado judío, los árabes no les dejarán conservarlo.
Bay Ben Canaan, bölünme ve özgür Yahudi kararı çıkarsa Araplar asla buna izin vermez.
Nos han dicho que hablemos con usted, Sr. Ben Canaan. ¿ Tiene un momento?
Sizinle görüşmemizi istediler, Bay Ben Canaan. Vaktiniz var mı?
Me alegro de estar a bordo, Sr. Ben Canaan.
Bende bulunmaktan, Bay Ben Canaan.
¿ Ha visto al Sr. Ben Canaan?
Teşekkür ederim. Bay Ben Canaan'ı gördünüz mü?
Tengo el honor de presentaros al Sr. Barak Ben Canaan, miembro del comité ejecutivo de la Agencia Judía en Palestina.
Sizlere Bay Barak Ben Canaan'ı takdim etmek isterim. Filistin için Yahudi İdari Birliği Komite Üyesi.
Gracias, Barak Ben Canaan.
Teşekkür ederim, Barak Ben Canaan.
También Barak Ben Canaan es tu padre y confiamos menos en él que en un árabe.
Ve Barak Ben Canaan baban ve ona müftüye güvendiğimiz kadar güveniyoruz.
- ¿ Vamos a cenar solos?
Bay Ben Canaan. - İkimiz de yalnız mıyız?
Dicen : "Enviad a Ari Ben Canaan".
"Ari Ben Canaan Yolundakiler."
Se puso Barak Ben Canaan, "Barak, hijo de Canaan".
Kendine Barak Ben Canaan, dedi, "Barak Kenan oğlu".
- "Shalom", Sr. Ben Canaan.
- Shalom, Bay Ben Canaan.
Adiós, Sra. Ben Canaan.
Hoşça kalın, Bayan Ben Canaan.
Ella y Ari Ben Canaan estaban enamorados.
Onunla Ari Ben Canaan âşıklarmış.
Akiva Ben Canaan, Benno Bronstein y Ludwig Zimmer son declarados culpables según el artículo 58 de la Ley de Emergencia de 1946.
Kudüs Askeri Mehkemesi Akiva Ben Canaan, Benno Bronstein ve Ludwig Zimmer'i 1946 kanunları 85. bölüme göre suçlu buldu.
Tiene visita.
Akiva Ben Canaan? Ziyaretçin var.
Akiva ordenó que Ari Ben Canaan podía vernos cuando quisiese.
Akiva ve Ari Ben Canaan'dan emir aldım. İstediğin an bizi görebilir.
Akiva es pariente de Ben Canaan. Esto no es ninguna trampa.
Akiva, Ben Canaan'nın kanından.
- ¿ Quién está al mando?
- Yetki kimde? - Jordana Ben Canaan.
La siguiente parada será New Canaan, Connecticut. New Canaan, Connecticut, siguiente parada.
Bir sonraki durağımız New Canaan, Connecticut.
La siguiente parada será New Canaan, Connecticut. New Canaan, Connecticut, próxima parada.
Bir sonraki durağımız New Canaan, Connecticut.
Podría ser cualquiera de los 11 hermanos Black, de New Canaan, Connecticut.
New Canaan, Connecticut'taki Black Brothers'ın 11 üyesinden birisi
En West Canaan, Texas, existe otra sociedad con sus propias leyes.
Texas-West Canaan'da kendi kanunları olan başka bir toplum daha vardır.
Cuando eres un niño aquí, no cuestionas la santidad del fútbol.
West Canaan'da yaşayan biri olarak, futbolun kutsallığını tartışamazsınız.
PEP RALLY EN EL gimnasio, 9 AM COYOTES VS BlNGVlLLE, 7 PM
WEST CANAAN LİSESİ SABAH SALONDA KUVVET RALLİSİ
En mis 30 años de entrenador en West Canaan he ganado dos títulos estatales y 22 campeonatos del distrito.
West Canaan'daki 30 yıllık antrenörlüğüm boyunca - iki eyalet madalyası kazandırdım ve 22 bölge şampiyonluğu kazandırdım. Sayın, gerekirse!
Y si me voy a Brown, se acabó el West Canaan.
Ve Brown'a girersem, ne de West Canaan.
Soy Creighton Miles, la voz del fútbol en West Canaan.
Ben Creighton Miles, West Canaan futbolunun sesi.
BUD KlLMER, ENTRENADOR DE LOS COYOTES DE WEST CANAAN
BUD KILMER, BAŞ ANTRENÖR 1987 89 EYALET ŞAMPİYONLUKLARI
LOS COYOTES DE WEST CANAAN JON MOXON
WEST CANAAN COYOTES JON MOXON
WEST CANAAN HUMlLLA A LOS BRONCOS
WEST CANAAN CLOBBERS BRONCS
Dicen que convirtió el agua en vino durante una boda en Canaán.
Kana'daki bir düğünde suyu şaraba döndürdüğü söyleniyor.
- Hola, Sr. Ben Canaan. - Hola, Karen. ¿ Qué tal?
- Merhaba, Bay Ben Canaan.
Bien, excelencia, el deseo de fundar una familia cristiana es gratísimamente recibido por la Iglesia y Cristo estuvo en Canaán...
Ekselans, bir hıristiyan ailesi kurma isteği..... kilisenin gözünde hoş bir şeydir. Ve zaten İsa'nın Kana'daki düğünde bulunuşu...
Yo quiero hablar de este matrimonio ¡ no de las bodas de Canaán, ni del matrimonio en general!
Ben buradaki evlilikten söz ediyorum. Kana'daki ya da genel olarak evlilikten söz etmiyorum.
Mizraim, Phut, Canaán y Cush.
Mitsraim, Put, Kenan ve Kuş.
Este valle es nuestro Canaán.
Burası bizim vaat edilmiş topraklarımız.
Los hebreos guardaron las piezas rotas en el Arca. Tras establecerse en Canaán,
İbraniler kırık parçaları bir sandığa koymuşlardı ve Kenan'a yerleştiklerinde,
Pasando a las reliquias, tenemos sudarios de Turín, vino de las bodas de Canaán, astillas de la Cruz... y todos los objetos fabricados por Jesús cuando trabajaba de carpintero.
Kutsal emanetlere gelince, Torino'dan kefenlerimiz, Kana'daki nikahtan şarabımız, Haç'tan kıymıklarımız ve de İsa Peygamberin zamanında marangozhanesinde yaptığı tüm eşyalar mevcut.
Cuando pienso que un hombre un cuerpo y un espíritu fueron suficientes para convertir un desierto en Canaán descubro que el destino del hombre puede ser realmente maravilloso.
Tek bir insan, tek bir beden ve tek bir ruhun bir çölü Kenan Diyarı'na çevirmeye yeterli olduğunu düşününce insan doğasının en nihayetinde harikulade olabileceğine kani oldum.
George Clair. ¿ Qué diablos te trae por New Canaan?
- Hangi rüzgar seni buraya attı?
Estábamos en una boda en Canaán.
Caanan'da bir düğündeydik.