Translate.vc / Espanhol → Turco / Canada
Canada tradutor Turco
3,321 parallel translation
Oh, no se... ¿ Canada quizás?
Bilemiyorum, Kanada olabilir mi?
A Trey le nominaron por "Blame Canada", y yo pensé que podía ir como tu pareja, ¿ no?
AKADEMİ ÖDÜLLERİ Trey Blame Canada ile aday oldu, ve ben de senin eşin olarak gittim.
Los dos estáis nominados a la mejor canción, "Blame Canada".
İkiniz, en iyi şarkı dalında aday oldunuz, Blame Canada.
Es Canadá.
- Orası Kanada.
En Canadá hay casinos, ¿ no?
Kanada'da kumarhane var, değil mi?
Vamos a conducir este cachorro todo el camino hasta Canadá
Hadi bu bebekle Kanada'ya kadar gidelim.
- ¿ Canadá?
- Kanada mı?
En Canadá.
Kanada'da.
- Es ingeniero informático en Canadá.
- Kanada'da bilgisayar mühendisi.
Arup, no importa... - En un mes me marcho a Canadá.
Arup, önemi yok bir ay içinde Kanada'ya taşınıyorum.
Creo que se dirigía hacia la frontera de Canadá.
Sanirim Kanada sinirina dogru gidiyor.
¿ Ir a Canadá?
Kanada'ya mı gideceğiz?
Canadá es la locura que necesitamos para sacudir nuestras actitudes hacia los panqueques, los hombres y el amor.
Kreplere ve erkeklere ve aşka... karşı davranışlarımızı düzeltmek için... gitmemiz gereken çılgın yer Kanada.
¿ Volásteis a Canadá?
Kanada'ya mı uçtunuz?
A mi sobrino lo atraparon contrabandeando éxtasis de Canadá.
Yeğenim Kanada'dan ecstasy kaçakçılığı yaparken yakalandı.
Pero sí que me pidió que le llevara a Canadá.
Ama onu Kanada'ya götürmemi istedi.
Le hemos hecho un seguimiento a la distribución desde Belfast y Dungloe hasta Canadá y la Costa Oeste a Mendocino.
Dağıtım yolunu, Belfast ve Dungloe'dan Kanada'ya oradan da Medocino'ya kadar izledik.
Canadá, el amigo Remus de Ohio.
Remus'un Ohio'da.
Canadá, aeropuerto de Montreal... 20 kilos.
Kanada, Montreal havalimanı... 20 kilo.
Las exportaciones de la India a Bélgica son mucho menores que en Canadá.
Belçika'ya hint ihracatı Kanada'ya göre daha az.
¿ Qué es esto? ¿ Canadá?
Bu ne böyle, Kanada mı?
Canadá forma parte de la comunidad británica.
Kanada bir İngiliz devletler topluluğu.
Ahora soy un residente permanente de Canadá.
Artık Kanada vatandaşıyım.
¿ Dónde estamos, en Canadá?
Bu ne böyle, Kanada mı?
Acepté ir a Canadá.
Kanada işini kabul ettim.
Fue a Canadá, a trabajar.
İş bulmak için Kanada'ya gitti.
Sí, en Montreal, en Canadá.
Evet. Montreal. Kanada.
¿ Y en otros lugares de Canadá?
Kanada'nın başka bir yerinde?
- A Canadá.
- Kanada'ya.
De puerta a puerta, por todo Canadá.
Kapı kapı, bütün Kanada'da.
Un tipo un tipo que lo pierde todo pero encuentra su alma en Canadá.
Adamın biri... Adamın biri her şeyini kaybediyor ama sonra ruhunu Kanada'da buluyor.
Bien, entonces fui a Europa, Australia, Canadá, por todos lados.
Tamam, ardından Avrupa'ya, Avustralya'ya, Kanada'ya ve birçok yere gittim.
¿ Por qué no le pregunta a Canadá cómo les funciona eso?
İsterseniz bu durumun nasıl olduğunu Kanadalılar'a sor.
hace 75 millones de años atrás, la formación del Dinosaur Park en Canadá, fue el hogar de dos de los más grandes Tiranosaurios.
75 milyon yıl önce, Kanada'daki çoğu fosilin çıkarıldığı yerde en büyük iki Tyrannosaurs'un evi vardı.
No creo que Canadá haya hecho muchas mierdas.
Amerkalılar kadar pislik olduklarını düşünmüyorum.
Gracias, Canadá.
Sağ ol, Kanada.
Me estoy poniendo al día con Canadá.
Kanada'da olup bitenlere bakıyorum.
¿ eso incluye Canadá y Puerto Rico?
Kanada ve Porto Riko'yu da kapsıyor mu?
Nos fuimos... A pescar con mosca... En Canadá...
Kanada'da balık tutmaya gitmiştik.
- Estoy guardando mis fuerzas porque si no hallamos el helicóptero me voy caminando hasta Canadá.
Gücümü saklıyorum. Çünkü helikopteri bulamazsak daha Kanada'ya kadar yolum var.
Lobos, estos del norte de Canadá son los más grandes y poderosos del mundo, y han salido a cazar.
Kurtlar. Kuzey Kanada'da bulunan bu tür dünyanın en büyüğü ve güçlüsüdür. Ve ava hazırlanıyorlar.
No reporté su desaparición porque Adrianne dijo que volvía a Canadá.
Kaybolduğunu bildirmedim çünkü Adrianne Kanada'ya döneceğini söylemişti.
El pasaje Norte-Oeste, una ruta marítima por el norte legendario de Canadá y Alaska, sin hielo en el verano de 2007 por primera vez desde que se tiene registro.
Kuzey-Batı Geçidi. Kanada ve Alaska'nın kuzeyini çevreleyen efsanevi deniz yolu kayıtlar başladığından beri ilk kez 2007'de buzsuz kaldı.
Estos, en el Norte de Canadá, son los más grandes y poderosos en el mundo y ellos embarcan a cazar.
Kuzey Kanada'da bulunan bu tür dünyanın en büyüğü ve güçlüsüdür. Ve ava hazırlanıyorlar.
Pero el tamaño, para el bisonte del norte de Canadá, es, de hecho, su salvación.
Ama Kuzey Kanada'daki bizonları kurtaran şey de büyüklükleridir.
Algunas de las más frías condiciones experimentadas tuvieron lugar cerca del Círculo Ártico en el norte de Canadá.
Karşılaşılan en soğuk koşullardan bazıları Kuzey Kanada'da, kutup dairesi yakınlarındaydı.
Ni a Canadá o México.
Kanada ya da Meksika'ya bile gitmedim.
Tengo entendido que, a mediados de los 90, el Sr. Sneddon viajó a Australia y Canadá, y puede que a otros países, en busca de testigos contra Michael Jackson.
Benim anladığım, Bay Sneddon 90'lı yılların ortalarında Michael Jackson aleyhine tanık bulmak için Avustralya ve Kanada'ya, belki bilmediğim başka yerlere şahsen gitti.
En Canadá- - es bastante grande ahí arriba.
Kanada'da büyük bir olay bu.
Se que esto no es Canadá, pero comienza con "C" y hace frió hasta las bolas! entonces... empaca.
Kanada olmadığını biliyorum ama buda "K" ile başlıyor, ve buz gibi soğuk, hazırlan bakalım.
Inteligencia esta filtrando mediante nuestros agentes en Canadá que parezca que apoyamos las reivindicaciones.
Kanada'daki ajanlarımızın süzgecinden geçti, haber, iddiasını destekler görünmektedir.