English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Cargo

Cargo tradutor Turco

19,189 parallel translation
- Está a cargo del Instituto.
- Enstitü'nün başına geçti.
Estaban a cargo cuando entró el Repudiado.
O Unutulmuş geldiği zaman Enstitü onların yetkisindeydi.
Yo te hablo de clases de arte culinario a cargo de una chef de nivel mundial.
Ben dünyaca ünlü biri tarafından verilecek yemek yapma derslerinden bahsediyorum.
¿ Tú estás a cargo de él?
Doktoru sen misin, sunbae?
Recuerda lo que pasó la última vez que un niño se hizo cargo de un caballo asustado.
En son "attan korkan bir çocuğu" kanatlarımız altına aldığımızda olanları hatırlıyorsun.
Usted es valiente al tomar el cargo en tiempos tan difíciles.
Böyle zor bir zamanda işleri devralmanız büyük bir cesaret.
Si te digo, ¿ me dejas en el cargo?
- Fikri verirsem işe devam etmeme izin verecek misin?
Ellos solo trabajan para ti si permaneces en el cargo.
İşinize devam ettiğiniz müddetçe sizin için çalışıyorlar.
Me haré cargo.
İtiraf edeceğim.
Yo me hice cargo de la Yakuza.
Yakuza'yı halletmiştim.
Sí, y ustedes están a cargo de él,
- Evet ve ona siz bakacaksınız.
Ya sabes, he estado pensando en que el favor que le dio Benny. ¿ Se implican también conseguir que él fuera en el delito de B E cargo que ponen lo Viper en prisión en su lugar?
Benny'e yaptığın iyiliği düşünüyordum da O iyilik aynı zamanda Benny'nin üzerindeki suçları kaldırıp olayı Viper'a yıkmayı da kapsıyor muydu?
Hank cortador. Estoy a cargo aquí.
Buranın sorumlusu benim.
Él está a cargo de.
- Onun icabına baktım.
Le hice una promesa a tu padre, que me haría cargo de su hija.
Kızına bakacağıma dair babana söz verdim.
- ¿ Quién está a cargo ahora?
- Artık sorumlu kim? - Bilmiyorum.
Deja que yo me haga cargo de eso.
Bırak onu ben düşüneyim.
Pues bien, tendría que hablar con las personas que estaban a cargo en ese momento, pero Rachel también estaba durmiendo con mi jefe cuando los dos trabajábamos en Topanga.
Neden? O zamanlar başta olan insanlarla konuşman gerekirdi, ama Rachel ikimiz de Topanga'da çalışırken aynı zamanda patronumla yatıyordu.
Me haré cargo de todo, y voy a hacer que sea tan hermoso, como usted.
Bu dava bittiği an her şeyin icabına bakacağım ve çok güzel olmasını sağlayacağım. - Senin gibi.
La forma en que lo veo, en el peor, tienes Dennis en un cargo de delito menor armas para disparar el arma dentro de los límites de la ciudad.
- Bana kalırsa, en kötüsü, Dennis'i şehir sınırları içinde silahını ateşlediği için hafif suçtan tutabilirsiniz.
Después de que murieron mis padres, el papá de Katherine... se hizo cargo del negocio de diamantes.
Ailem öldükten sonra Katherine'in babası elmas işini devraldı.
Calculé que, en total, los reclusos a mi cargo tenían más de 17 000 años de tiempo de condena.
Gözetimimdeki mahkumların hepsinin toplam 17000 yıldan fazla cezaları vardı.
Alguien tendrá que hacerse cargo después de la guerra.
Savaş bitince biri idareyi ele almalı.
Puedo hacerme cargo de mí misma.
Kendime bakabilirim.
¿ Tú estás a cargo?
İdare sende mi?
Dennis y la Srta. Patricia están a cargo gracias a mí.
Dennis ve Bayan Patricia benim yüzümden kontroldeler.
Mientras sepan quién está a cargo.
Kumandanın sizde olduğunu bildikleri sürece.
Pero cuando finalmente Hayes toma posesión de su cargo en 1877, hereda un país con numerosos problemas.
1877 yılında başkanlık koltuğuna oturan Hayes çok sorunlu bir ülkenin başına geçmişti.
Tengo una orden por el cargo de asesinato en la muerte del Sheriff William Brady.
Elimizde Şerif William Brady cinayetiyle ilgili tutuklama emri var!
Estar a cargo.
Sorumlu senin olman.
Necesito saber que se hará cargo de Otto.
Otto ile ilgileneceğinden emin olmalıyım.
Me haré cargo de Otto.
Otto ile ilgileneceğim.
sin ningún cargo presentado.
Tecavüz, suçlama yok.
Así que... ¿ quién está ahora a cargo de todo?
Peki... Burayı şu anda kim yönetiyor.
Muy bien, puedes ayudar, pero yo estoy a cargo.
- İstediğin kadar ısrar et ama yetki bende.
Sí, estás a cargo.
Tabii ki, yetki sende.
El ejército se está haciendo cargo.
Ordu duruma el koyuyor.
Entonces... supongo que sabemos quien está a cargo del espectáculo ahora.
Sanırım artık gösteriyi kim yürütüyor, biliyoruz.
Estoy aquí como negociante independiente intermediando tratos entre Lazar y cualquier otro que quiera entrar una vez que él se haga cargo.
Serbest çalışıyorum, Lazar başa geçtiğinde pay kapmak isteyenler için aracılık yapıyorum.
Agradezco que te hayas hecho cargo del expediente de Tariq, pero debiste preguntarme antes de ir allá.
Tariq'in kaydını hallettiğin için sağ ol ama oraya gitmeden önce bana sorman gerekirdi.
O tal vez alguien se está haciendo cargo de ella con dinero sucio.
Ya da birisi sus payıyla kadına bakıyor olabilir.
Y usted no conseguirá nada dimitiendo de su cargo.
Görevinden istifa ederek hiçbir şey başarmış olmayacaksın.
Queda a cargo.
Burayla ilgilen.
Si no nos hacemos cargo de los cuerpos, corremos el riesgo de infectarnos con otras enfermedades.
Eğer bu cesetlerle ilgilenmezsek başka hastalıklara davetiye çıkarırız.
Tú fuiste quien me puso a cargo.
Beni bu işin başına geçiren sensin.
¿ Está él a cargo?
İpler onun elinde mi?
Pagaste 400 dólares por cargo reposición.
400 dolar yeniden stoklama ücreti ödemişsin.
Los negros hacerse cargo!
Siyahlar yönetimi ele geçiriyor.
Estaba a cargo de recoger los préstamos a corto plazo que el honesto John hacía a un precio muy alto.
Koleksiyonlardan sorumluydu. Kısa vadeli krediler Bu dürüst John, gökyüzünde yüksek oranlarda yapılmıştır.
Sabes lo que es tener a alguien a tu cargo.
Birine bakmanin nasil oldugunu bilirsin.
- Usted no está a cargo.
- Sen burada sorumlu değilsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]