Translate.vc / Espanhol → Turco / Casado
Casado tradutor Turco
12,232 parallel translation
Es decir, todo el tiempo en que he estado casado... He temido que Dawney hiciera lo mismo, papá.
Evliliğim boyunca Tawney'nin de aynı şeyi yapacağından korktum baba.
Ya sabes, pensé que nunca iba a salir del armario. Mira, W-Walter T-tú pareces un hombre muy agradable, pero es sólo eso, bien, cuándo hablamos por teléfono, nunca mencionaste que estabas en tus 50's o que... que estabas casado y con... con hijos.
Bak Walter iyi bir adama benziyorsun ama sorun şu ki telefonda konuştuğumuzda 50 yaşında olduğunu veya karın ve iki çocuğun olduğunu söylememiştin.
Llevo 17 años felizmente casado.
17 yıllık mutlu bir evliliğim var.
- ¿ Te has casado?
- Gittin evlendin mi sen?
Me he casado.
Evlendim.
Y esas dos veces, me he casado con ese amor.
Bu iki zamanda da bu ile evlenebildim.
Mira, si quieres pasar tus días mirando por encima del hombro, asustado, preguntándote cuando va a suceder, puedes esperar a estar casado.
Bak, günlerini arkana bakarak, korkmuş, fırtınanın ne zaman kopacağını merak eder halde geçirmek istiyorsan, evlenene kadar bekleyebilirsin.
¿ Cómo puede alguien estar casado tanto tiempo y no notar...?
- Bu o mu? Biriyle nasıl bu kadar süre evli olup da anlayamazsın...
Oye, he oído que tu hija se ha casado.
Duyduğuma göre kızın evlenmiş.
Le estás preguntando a un sujeto que estuvo casado tres veces.
Bunu üç kere evlenen bir adama soruyorsun.
Casado.
Evli.
Estoy casado contigo, Carol.
- Ben seninle evliyim Carol.
Carol, estuve casado con otra mujer llamada Carol - antes del virus.
Virüsten önce Carol adında başka bir kadınla evliydim.
Carol, sabes que nunca hubiéramos hecho todo eso si hubiéramos sabido que Phil estaba casado.
Carol, Phil'in evli olduğunu bilseydik böyle yapmayacağımızı biliyorsun.
Estás casado.
Sen evlisin.
Él estaba casado.
Evliydi.
Me... he... casado.
Ben... evlen... dim.
Thor vino y anunció que se había casado esta mañana y no podía ser una gilipollas y robarle el momento.
Thor geldi... ve bu sabah evlendiğini duyurdu... bende onun sevincini çalan bir pislik gibi davranmak istemedim.
Sí... además, ¿ no estaba casado?
Evet.Sen evlisin değil mi?
Sé que estaba casado con Lainey, pero... lo amaba.
Biliyorum, Lainey'yle evliydi ama ona âşık oldum.
- ¿ Luego de habernos casado?
- Biz evlendikten sonra mý?
Espera, ¿ de verdad te has casado? ¿ Qué te importa?
- Bir dakika, sen gerçekten evlendin mi?
Está bien, así que si me hubiera casado con Mercer, ¿ esto estaría bien?
Tamam, Mercer'le evlensem sorun çözülür mü? İşe bak.
Es un pecado hacerlo sin estar casado, lo sabes.
Evlilik dışı ilişki günahtır.
O si yo todavía estuviera casado con ella.
Hala onunla evli olmasaydım anlardım.
¿ Sigues casado?
Hala evli misin?
Contraté a una niñera para cuidar de mi hijo, no a una puta que se queda embarazada, de un hombre casado, ¡ Fuera!
Çocuğuma bakması için bir bakıcı tuttum... evli bir adam tarafından hamile bırakılan... bir orospu değil! Dışarı!
Así que... sedujiste a un hombre casado.
Yani... evli bir adamı baştan çıkardın,
Ben Simón estaba casado.
Ben Simon evlenmişti.
Nunca te hubieras casado conmigo si conocieras la verdad sobre mi pasado.
Geçmişim hakkındaki hakikati bilsen benimle hiç evlenmezdin.
Soy un hombre casado que está pensando en reunir a su familia.
Ailesiyle meşgul, evli biriyim ben.
Estás casado.
- Sen evlisin.
Sí, estoy casado.
- Evet, evliyim.
Casado pero sin hijos.
Evli ama çocuksuz.
Cindy, estoy casado.
Cindy, ben evliyim.
- Sí, Gérard estaba casado con Nicole.
- Evet. Gerard Nicole'le evliydi..
- Y usted, ¿ está casado?
Ya siz, evli misiniz? Ben mi?
- Veinte años casado. Divorciado hace dos.
Hayır. 20 yıl evli, iki yıldır boşanmış.
Porque me he casado con tu mamá.
Çünkü annenle evlendim.
Estaba casado. Tenía una familia.
Evliydim, aile babasıydım.
- Casado? !
- Evlendiniz mi?
¿ Cómo puedes estar casado?
Nasıl evlenebilirsin?
¿ Qué quiere decir, "casado"?
Ne demek "evlenmişler"?
Mira, le prometí a mi papá Yo estaría casado antes de que tuviera el bebé.
Babama çocuğu doğurmadan evlenirim diye söz verdim.
Bueno, mi paciente embarazada está tan estresado acerca de tener a su bebé antes de que ella se ha casado que la BP está por las nubes, que sólo complica el parto prematuro.
Hamile hastam, evlenmeden çocuğu doğurmak konusunda o kadar stresli ki tansiyonu çıldırdı. Bu da erken doğumu kötüleştirdi.
¿ Desde cuándo has estado casado?
Siz ne zamandan beri evlisiniz?
Es solo que me he casado hace poco... con otra persona y entonces... cinco minutos después, me tiré a mi ex...
Sadece yakın zamanlarda başka biriyle evlendim. 5 dakika sonrasında ise eski sevgilimle oldum.
Theo estaba casado con Lily.
Theo, Lily'yle evliydi.
Estuve casado durante 33 años.
33 yıl evli kaldım.
Nunca nos deberíamos haber casado.
Hiç evlenmemeliydik.
Yo soy un hombre casado.
Ben evli bir adamım.