Translate.vc / Espanhol → Turco / Castillo
Castillo tradutor Turco
6,664 parallel translation
Seguimos las órdenes de Lord Narcisse de buscar en todos los carruajes que abandonen del castillo.
Lord Narcisse'in emri var, kaleden çıkan her arabayı aramalıyız.
Salir del castillo, hasta un acantilado en el campo.
Kalenin dışına, uçuruma nasıl gitti.
Habíamos escapado del castillo por la noche, y tenía que estar oscuro.
Gece kaleden kaçmıştık, karanlıktı.
Quiero llavarlos de vuelta al castillo.
Kaleye getirilmelerini istiyorum.
Te he buscado en el castillo.
Seni devamlı sarayda kaybediyorum.
¿ Qué es esta amenaza misteriosa que de alguna manera involucra a la niñera de tu hijo, que te tiene merodeando por el castillo a altas horas?
Bu nasıl bir gizem ki, gecenin tuhaf saatlerinde seni takip eden bebek bakıcısı ile çözülebiliyor?
Será bueno para mí salir del castillo.
Kaleden uzaklaşmak bana iyi gelecek.
Es un largo camino hasta el castillo.
Şatoya kadar uzun bir yolumuz var.
He estado en el castillo, con mi carro, y no hay un estanque de leche de burra.
Daha önce sarayda bulunmuştum ve, süt dolu bir gölet yoktu.
Permita que arda el castillo y la reina ser retuerza en el humo.
Sarayları yansın ve kraliçe dumandan boğularak ölsün!
Amiens está a medio camino de vuelta al castillo.
Amiens saraya çok yakın bir yerde.
Lo pediré prestado y os llevaré de vuelta al castillo y enviaré un mensaje para hacerle saber que estáis bien.
Onu ödünç alıp, ikinizi de saraya götüreceğim. Ve krala iyi olduğunuza dair mesaj yollayacağım.
Quiero que venga con nosotros al castillo.
Bizimle beraber saraya gelmesini istiyorum.
¿ Llevarla al castillo?
Onu saraya götürmek mi?
No os está llevando de vuelta al castillo.
Bizi saraya götürmüyor.
Dijo que por cinco monedas, podría estar mirando todo el castillo.
5 altın parçasına, bütün kalenin izleyebileceğini söyledi.
Empecé haciendo discos en casas y bibliotecas todo tipo de diferentes edificios, incluyendo un castillo en Irlanda.
Evlerde, kütüphanelerde, her türlü binanın içinde kayıt almaya başladım. İrlanda'da bir şatoda da aldım.
Vuestra Majestad, vuestro hermano Sebastian solicita que volváis al castillo.
Majesteleri, kardeşiniz Sebastian saraya dönmenizi istiyor.
Claudia solo será feliz lejos del castillo.
Claude sadece saraydan uzak olursa mutlu olabilir.
Id a por Lord Montgomery, traedle al castillo.
Lord Montgomery'i saraya getirmek için hazırla.
Uno de los mozos jura que dejó el castillo más temprano.
Hizmetçilerden biri, kralın burada olmadığına dair yemin etti.
Han dicho que no estaba en el castillo... que no estaba aquí para nada... y cuando se dieron cuenta de que habían fracasado, ahí es cuando ellos.
Sarayda olmadığını söylediler... burada değildi... ve başarısız olduklarını anladıklarında, o zaman bana...
Unos asesinos se las han arreglado para entrar al castillo.
Suikastçiler saraya girmeyi başardı.
Bueno, parece que mataron a todos los que vieron mientras se movían por el castillo.
Görünüşe göre, karşılarına çıkan herkesi öldürmüşler.
Esos asesinos traidores que han invadido el castillo esta noche no han conseguido nada, no han alterado nada, y morirán por nada.
Bu gece, saraya giren suikastçiler başarılı olamadı, planladıklarını yapamadılar, ve bunun için ölecekler.
Comienzo a pensar que el castillo de Devonshire... es una mala idea.
Devonshire Şatosu'nun kötü bir fikir olduğunu düşünmeye başladım.
Debes casarte en el castillo de tu familia.
Ailenin şatosunda evlenmelisin.
No estamos seguros de quién está más emocionado por el castillo, tú o yo.
Şato konusunda sen mi yoksa ben mi daha heyecanlı bilmiyorum.
Sí, bueno, mi princesa... su cuento de hadas, termina en un castillo.
- Prensesimin onun peri masalı bir şatoda sonlanıyor. Anladın mı?
Era para nuestra boda... en el castillo de la familia de Colin en Devonshire...
Düğünümüz içindi. Colin'in ailesinin şatosu Devonshire'daydı.
Este castillo solía ser divertido.
Bu kale daha eğlenceli olmalıydı.
Dile que ibas de regreso al castillo y que tus caballos necesitaban echarse, y cuando seas acogida, esconde este sobre. En algún lugar en el que él no lo encuentre.
Ona yanına gitmek istediğini söyle, ve seni kabul ettiğinde, bu zarfı asla bulamayacağı bir yere sakla.
¿ Me has seguido desde el castillo y luego has asustado a mi caballo?
Saraydan beri beni takip edip atımı mı korkutuyorsun?
Pero es un largo camino hasta el castillo.
Ama saraya kadar yol uzun.
Estaremos de vuelta en el castillo muy pronto.
Saraya az kaldı.
Puede que no te lo parezca, pero es por tu propio bien que te cases pronto y te alejes de este castillo.
Şu anda öyle gözükmeyebilir ama, evlenip buradan uzakta olman senin iyiliğin için gerekli.
Pasamos una hora construyendo un castillo de arena y lo único de hizo fue un pozo.
Kale yaparak bir saat geçirdik ve onun tek yaptığı delik kazmaktı.
Un castillo de arena.
Kumdan kale.
Los asesinos se las apañaron para entrar en el castillo.
Suikastçiler saraya girmeyi başarmış.
Hay más de cien aposentos en este castillo, ¿ y necesitas este?
Sarayda 100'den fazla oda var ve, sana burası mı lazım?
No está en el castillo.
Eğer saldırganlarla ilgili bilgi ise, kaybedecek zaman yok. Şu an sarayda değil.
No estás a salvo en este castillo.
Bu sarayda kalman senin için güvenli değil.
- Si no te vas de este castillo, no me dejarás otra opción más que...
- Eğer gitmezsen, bana başka yol bırakmayacaksın...
Las mujeres en este castillo ya lo tienen bastante difícil sin pelearse entre sí.
Bu kalenin içindeki kadınlar yeterince birbirine düşman zaten.
Después del ataque del castillo, él y otros dos más volvieron a por más dinero, el suficiente para huir del país.
Saraydaki saldırından sonra o ve iki adam para istemeik için geldi.Yurtdışına kaçacaklarmış.
- La casa está más cerca que el castillo.
- Dediği eve daha yakınız.
¿ tuviste algo que ver con el ataque del castillo?
saldırıyla herhangi bir bağlantın var mı?
Había una vez, una hermosa princesa que vivía sola en un gran castillo.
Bir varmış bir yokmuş kocaman bir şatoda çok güzel bir prenses tek başına yaşıyormuş.
Sorprenderé el castillo de Macduff, tomaré Fife, y pasaré a filo de espada a su mujer, a sus hijos y a todos los desgraciados que pertenezcan a su raza.
Baskın yapacağım Macduff'ın kalesine ve ele geçirip Fife'ı kılıçtan geçireceğim karısını, evlatlarını ve soyundan gelen bütün o talihsiz ruhları!
Vuestro castillo ha sido sorprendido, vuestra esposa y vuestros niños bárbaramente asesinados.
Baskın yapıldı kalene karın ve yavruların katledildi vahşice.
Fortifica sólidamente el gran castillo de Dunsinane
Güçlendiriyor Dunsinane'deki kalesini var gücüyle.